Bu bölüm biraz falza MİRAÇ VE SEHER ile alakalı ama ben onların ship ini de seviyorum bu yüzden bu bölüm biraz fazla SehRaç olucak...
Yazarın ağzından;
Miraç'ı anlatıyor...Nasıl açmazdı minik pandası onun telefonlarını.Nasıl , nasıl?
Kafasını kaldırıp baktığında pandasının okulunun önündeydi.
Sinirden gözü dönmüş ne ara geldiğini bile anlamamıştı.
Köşedeki lacivert bisikleti görünce bir hışımla bahçeye girdi.
Bahçeye bir kaç dakika göz gezdirdi ve güneşte altın gibi parlayan ama aslında açık kumral olduğunu bildiği dalgalı saçları gördü.
Koşarak yanına giderken ayağı takıldı ve düşerken Dilan'ı da düşürmüş oldu.
Dilan kafasını kaldırınca şaşkınlıktan büyüyen gözleri Miraç'ın ela gözleriyle buluştu ve sanki mümkünmüş gibi koyu kahve gözleri dahada büyüdü.
"Miraç!"diyerek ayağa kalktı ve kollarını Miraç'ın gövdesine dolayarak sarıldı.
Miraç hala sinirliydi bu yüzden sarılmak yerine pandasını ittirdi.
"Sana çok sinirliyim. Neden telefonları mı açmadın ?"diye sordu.
Ses tonu fazla endişelendiğini ele veriyordu.
"Ben... kafa dinlemek istedim."dedi.
Miraç birden bire öyle bir bağırdı ki herkes onlara bakıyordu.
"Bu bir bahane değil!"
Minik pandası iç çekerek. "Evet değil haklısın. Özür dilerim. Ama sakin ol. Her kez bize bakıyor Miraç."
Onu böyle üzgün görmeye dayanamadı Miraç. Pandasını kolundan tutarak kendine çekti ve sarıldı. Ona istesede küs kalamıyordu.
Geri çekilirken "Bir daha o telefonları açmassan seni çok fena yaparım ufaklık!"dedi Miraç.
Miraç YARALI'nın ağzından;
Şakayla karışık bir tehtit savurduğumda Dilan kıkırdadı.
Tam ona süprizim olduğunu söyleyecektim ki biri kolundan tuttu ve benden uzaklaştırdı.
Sonra kolundan tutan kişi Dilan'la benim arama girip keskin bakışlarla beni süzdü.
Bende aynı işlemi onun üzerinde yapacaktım ki nefesim kesildi...
Woaw.Kız ortalamadan biraz daha uzundu. Düz kahverengi saçları ve bana Nutella'yı anımsatan gözleri vardı. Teni bronz'du. Tam bir esmer güzeliydi.Gözlerim yüzünü incelerken dudaklarına kaydı . Aralık kalan dudaklarına bakarken yutkundum.
Hiç güzel kız görmemiş değildim. Zira etrafım hep moda defilesi gibi olmuştu.
Ama bu kızda başka bir şey vardı. Kız bana yan bir bakış atarak ölüm gibi bir sesle konuş tu.
"Bana bak sen kimin kardeşini tehtit ediyorsun!? Hayırdır yani,canına mı susadın? Ne bu özgüven?"dedi
. Çoğu yeri vurgulayarak konuşmuştu. Ve garip şekilde telaffuz etmişti.^spoi^ Sanki aksanlı konuşmuştu.
(İç ses:Oğlum kafanı hep başka yerlere yoruyorsun!!Kız sana bişey sordu!!Cevap ver mal mısın?)
Kafamı toplayım kıza döndüm. Gözleri kısılmış sanki ateş çıkaracak gibiydi. Cidden korkmadım desem yalan olurdu. Yüz hatları sert ve çok ateşliydi.
(İç ses:Sapma Miraçç!! Konudan sapma. Aybı zamandada sapıtma !!!)
Sertçe yutkundum ve "Bennn. Ş-şey.y Dilan'ın şeyiyimm şeyy..." dedim ve tekrar yutkundum. Ne saçmalıyordum ben böyle.
O sırada Dilan sabır dilenir gibi nefes verdi ve ."Kardeşim." dediğinde kız ona döndü ve kaşlarını havaya kaldırarak
"Kanka düştüğünde kafanı bir yere mi çarptın.Sen tek çocuk sun!"Dedi.
Dilan derin bir nefes aldı ve "Manevi olarak Seher. Sizin gibi yani." dedi . . .
Kız sanki çok normal bir şeymiş gibi davrandı.Kızın adı Seher'di öyle değil mi? Dilan öyle söylemişti ?
Aslında bana karşı daha kibar olmasını bekledim. Sonuçta olanları yanlış anlamıştı.
Ama o "Senin arkadaşın olması sama bağırabilme ve tehtit etme hakkını vermiyor!"dedi.
Daha sonra biraz yumuşadı ve Dilan'a dönerek "Pekala,tamam sakinim. Dilan ben sınıfa çıkıyorum sende çabuk gel zil çalıcak."dedi ve bana döndü.
Kahverengi gözlerini kıstı ve "Görüşürüz siyah kafa."dedi ve ortayla işaret parmaşını ilk önce kendini gözüne tutup sonra bana çevirdi.
Gözüm üzerinde işareti yaptı ve omzuyla beni ittirerek okul binasına girdi . . .
Dilan KÜPECİK'in ağzından;
Seher içeri gireli 5 dakika olmuştu ve Miraç beş dakikadır arkasından aval aval bakıyordu.
"Öhm öhm!"Diye bana bakması için öksürdüm.
Bana döndü ve "Neden bizi daha önce tanıştırmadın Panda ?" dedi çapkınca sırıtarak.
"Çünkü... çünkü... ne biliyim sanırım sen ve onları tanıştırmak aklıma hiç gelmedi."diye bir şeyler salladım.
Seher'in ve Beril'in zaten hoşlandığı çocuklar vardı.
Alda... onu direk geçelim düşünmeye bile gerek yok.
İrem'in zaten sevgilisi vardı.
Ve doğruyu söylemek gerekirse Miraç biraz çapkındı ve kızları üzmesini istemem. Yani ilişki adamı değil.
"Tamam pandacık." Dedi ve yanağımı sıktı.
O sırada zil çalınca onu kışkışladım ve "Hadi sende git okuluna! Zaten kesin geç kaldın... Bunu Kader teyzeye ispitlerim bak."dedim ve sırıttım.
Oda "Haklısın." dedi ve okul binasına girdi.
Peşinden koşarak yetiştim ve "Nereye ?"diye sordum. Verdiği cevap karşısında dona kaldım. "Sınıfıma gidiyorum Dilan."dedi gülerek...
🔔Spoiler time🔔
Bir sonraki bölümde Bazı kişileri daha yakından tanıyacağız omdan sonraki bölümde ise büyük kavga lar ve yeni aşklar doğucak ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİSE DEVRİYESİ
Teen FictionHerşey her zaman yolunda gitmez öyle değil mi ? Acaba bizim kilerin işleri yolunda mı ? Bir birine tutunmaya çalışan. Hayattan beklentisi olmayan insanlar da var. Kör olan gözünün önündekini göremeyenlerde. Sırf popüler olmak adına ismini cismini...