5. bölüm

372 22 0
                                    

Hasan eve gelir gelmez
-ASİYE: Bugün Sevda'yla evlilik meselesini konuştum.
-HASAN: Öyle mi ?
-ASİYE: Valla sana belli etmiyor ama gönlü var gibi.
-HASAN: Sevda... Gönlü var... Eminmisin ?
Şaşırmıştır
-ASİYE: Bana öyle geldi.
-HASAN: Valla bana öyle gelmedi. Baskı mı yaptın kıza
-ASİYE: Aaaa... Üstüme iyilik sağlık ne
alakası var canım. İstersen sende
sor.
-HASAN: Soracağım zaten, kulaklarımla duymadan böyle bir şeye inanmam.
Asiye Sevda'nın yanına gidip önceden sıkıştırmak ister. "Ben bir İlkaya bakayım" diyerek yukarı çıkar. Dış kapı çalar. Hasan kapıyı açar, gelen Asiye'nin erkek kardeşi Selim'dir. Selim, Sevda'ya saplantılı bir şekilde aşıktır fakat Sevda huzurunun bozulmaması için Selim'i görmezden gelir
-SELIM: İyi akşamlar enişte.
-HASAN: Ooo.. Hoşgeldin kayınço buyur gel.
Sevda camdan dışarıyı seyrederken, Asiye içeri girer.
-ASİYE: Birazdan dayın evlilik meselesini konuşmak için yanına gelecek. Sakın hayır deme.
-SEVDA: Yenge hala mı ?
-ASİYE: Evet hala
-SEVDA: Evet desemde dayım inanmaz ki. Evlenmeyeceğimin farkında.
-ASİYE: Senin evet demene gerek yok. Hayır demesen yeter ben gerisini
hallederim.
Sevda tam ağzını açar ama Asiye odadan çıkar
-SEVDA: offf yaaa kime anlatmaya çalışıyorum ki
Hasan ve Selim salonda otururlar.
-HASAN: Eee, Selim bayadır gelmiyorsun. Ne var ne yok.
-SELİM: İyidir enişte nasıl olsun yoğun
biraz.
Asiye içeri girer. Kardeşine sarılır.
-ASİYE: Hoşgeldin canım.
-SELİM: Hoşbuldum abla
-HASAN: Siz abla kardeş oturun. Ben Sevda ile konuşayım.
-SELİM: Eniştem Sevda ile ne konuşacak abla?
-ASİYE: Mahmut ağa varya Sevdayı oğluyla evlendirmek istiyor.
Selim adeta şok olmuştur, yumruğunu sıkar.
Hasan ve Sevda odada konuşurlar.
Bu işe taraftar olmadığını ama Mahmut ağa ille "Sevda kızımla konuş" deyince bir şey diyemediğini söyler.
-HASAN: Ama sende İstiyorsan bir şey
diyemem tabi.
Sevda cesaretini toplar, aralıklı kapıdan kendilerini
dinleyen yengesini fark edince bir şey diyemez.
-HASAN: Evet ne düşünüyorsun?
Asiye aniden içeri girer.
-ASİYE: Sıkıştırma kızı düiünsün biraz.
Hadi biz çıkalım kızda kafasını
dinlesin.
odadan çıkarlar. Koridorda yürürken
-ASİYE: Bana diyorsun şu yaptığına bak. Kız karşında dut yemiş bülbül gibi
duruyor. Sende sıkıştırıp
duruyorsun. İstemese, istemem demez
mi? Hem sana istiyorum diye nasıl
desin belli ki utanıyor
kız. Sessiz kaldığına göre belli
ki gönlü var.
-HASAN: Bende şaşırdım hiç beklediğim bir şey değildi. Benim tanıdığım Sevda kıyameti koparırdı. Gerçekten gönlümü var dersin
-ASİYE: Tabi canım. Baksana kız utancından konuşamadı.

Gülay Mirza'nın odasına girer yatağında duran tshortü'ü
koklar. Yatağın başındaki Mirzanın fotoğrafını eline alır,
uzun uzun bakar. Elinde sepetle banyoya girip kirlileri
toplar odadan çıkmadan komedin'in üzerindeki parfümler
dikkatini çeker. Mirza odasına gitmek için merdivenlerdedir. Hatun Hanım oğluna seslenir
-HATUN HANIM: Hoşgeldin oğlum.
-MİRZA: Hoşbuldum anne farketmedim seni kusura bakma
-HATUN HANIM: Önemli değil oğlum erkencisin bugün
-MİRZA: Üzerimi değiştirip çıkacağım
Yılmaz'la buluşacağız.
-HATUN HANIM: Öyle mi? Geldi geleli hiç uğramadı. Hayırsıza söyle bir akşam yemeğine gelsin özledik onuda.
-MİRZA: Olur anne söylerim. Bir diyeceğin yoksa üzerimi değiştirip çıkacağım.
-HATUN HANIM: Yok oğlum, selam söyle.
-MİRZA: Söylerim anacığım.
Gülay parfüm şişelelerinden bir tanesini alıp bileğine sıkar.
Kokusunu içine çekerken kapı açılır, panikleyen Gülay elindeki şişeyi yere düşürür ve kırılır. İçeri giren Hediye'yi görünce rahat bir nefes alır ama Hediye'ye de çıkışır "ne diye pat
diye içeri dalıyorsun? Ödüm koptu"
-HEDİYE: Mirza ağam yukarı geliyor. Yanlış bir şey yapıp yakalanmayasın diye geldim
-GÜLAY: Nee buraya mı geliyor?
-HEDİYE: Evet... Çabuk toplayalım şunları.
Hediye eğilip cam kırıklarını toplar. Parfümün kokusu odaya
dağılır.
-GÜLAY: Koku, kokuyu ne yapacağız?
Bu sırada Mirza içeri girer. Onu gören kızlar donup kalır. Hediye hemen öne atılır.
-HEDIYE: Ağam kirlileri almak için
gelmiştik, yanlışlıkla şişeyi
düşürdüm çok özür dilerim.
Mirza yerdeki kırık parfüm şişesine bakar. Leyla'nın kendisine aldığı parfümdür.
-MİRZA: Önemli değil o parfümü
kullanmıyorum artık. Halıyı
yıkamaya verirsiniz, burayıda iyice
havalandırın koku çıksın odadan.
Gülay ve Hediye birbirlerine şaşkın şaşkın bakarlar bu beklemedikleri bir tepkidir.
Mirza ve Yılmaz sürekli gittikleri kebapçıda buluşurlar
-YILMAZ: İyiki geldik şu kebabın tadını
özlemişim.
-MİRZA: Valla öyle Dünyanın hiç bir yerinde yok bu lezzet.
İşletme sahibi masaya gelir.
-NACİ: Ooo... çocuklar hoşheldiniz. Ne
zaman döndünüz?
Yılmaz ve Mirza bir ağızdan
Hoşbulduk Naci abi
-MİRZA: Çok olmadı geleli.
-YILMAZ: Valla İsviçre'de en çok bu kebabın tadını özledim der çatalındaki kebabı göstererek
Müşterilerden biri Naci beye seslenir.
"Bakar mısınız?"
-NACİ: Çocuklar siz devam edin ben
birazdan gelirim.
-YILMAZ: Yalnız hala aklım almıyor Leyla böyle bir şeyi nasıl yapar.
-MİRZA: Kapatalım bu konuyu onun adını bile duymak istemiyorum.
-YILMAZ: Haklısın
Mirza alaycı bir yavırla "evleniyorum zaten" der.
-YILMAZ: Ne...?
-MİRZA: Duydun evleniyorum.
-YILMAZ: Nerden çıktı şimdi oğlum kiminle ?
-MİRZA: Yıllardır sadece adını duyduğum gizemli bir güzel.
Biraz duraksar
MİRZA: Gerçi güzel mi onu bile
bilmiyorum.
Kendi kendine sorar.
"Sahi güzel midir?"
Biraz düşünür
Güzeldir, Güzel Babam beni çirkin
biriyle evlendirir mi? Hem benim
babam zevkli adamdır. Bak anneme
-YILMAZ: Oğlum ne saçmalıyorsun sarhoş da değilsin ki. Ayran mı çarptı?!
-MİRZA: Yav saçmalıyorum işte neyse bu konuyuda kapatalım.
Naci abi yanlarına gelir.
NACİ: Geldim çocuklar.
YILMAZ: Gel abi gel... Hangi konuyu açtıysak kapattık Biz bugün bütün
konuları kapatıyoruz gelde bari
seninle konuşalım. İmalı konuşur.
Sabah olur Asiye Mutfaktadır Sevda yanına gelir
-SEVDA: Yenge konuşabilirmiyiz.
Asiye işine devam eder, ilgisizdir
-ASİYE: Seni dinliyorum.
-SEVDA: Yenge gerçekten düşündüğün gibi değil istersen Esmayı çağırayım ona sor benim bir kabahatim yok.
Asiye ben zaten esma ile konuştum.
Nedense oda gitmek için senin ısrar
ettiğini söyledi. Sen başka o başka
konuşuyor. Kadın sizin
rezilliğinizi gözleri ile görmüş
boşuna kendini yorma.
-SEVDA: Gerçekten Esma böyle mi söyledi.
Şok oluşmuştur.
-ASİYE: Evet aynen böyle söyledi. O yüzden kendini hiç yorma.
Sevda, Esma'nın ihaneti karşısında donup kalır. Yalnız kalmak ister ve odasına çıkar.
Asiye evdedir saat 3 civarlarıdır. Kapı çalar kalkıp kapıyı açar gelen Hasandır. Hasanı erkenden karşısında gören Asiye şaşırır.
-ASİYE: Hayırdır bu saatte ?
-HASAN: Toplantım var bugün ankaraya gidiyorum. Valizimi hazırlar mısın?
diyerek odasına çıkar. Asiye valizi hazırlamaya başlar. Bir yandan da konuşurlar.
-ASİYE: Sevda'ya, Mirza'nın fotoğrafını
gösterdim, çok beğendi
diye yalan söyler. Hasan şaşkın bir şekilde "Sevda?" Diye sorar
-ASİYE: Evet, ben söylüyorum kızın gönlü var. Utandırıyorsun kızı sana söyleyemiyor
-HASAN: Dur biraz Ankaradan bir geleyim. Sevdanın ağzından duymadan onay vermem. Hem bunda utanıp sıkılacak bir ley yok döndüğümde konuşacağım ben yeğenimle.

Sevda dalgın camdan dışarıyı seyrederken Esma'yla yaşadıklarını düşünüyordur.
3YIL ÖNCE
Sevda, elinde çocukken kaybolan kız kardeşi Ayla'nın fotoğrafı gözleri dolu
doludur. Esma içeri girer Sebda'nın elinde fotoğrafı görür
-ESMA: Yine mi?
-SEVDA:Onu çok özledim.
-ESMA: Yapma böyle.
-SEVDA: Nerede? Öldümü? Yaşıyormu? Yaşıyorsa mutlu mu? bir anne babası var mı? onu seviyorlar mı? hiç bir şey bilmiyorum
-ESMA: bir gün kavuşacaksınız inan bana.
Esma, Sevda'yı teselli etmeye çalışır çalışmasına ama Sebda'nın ağlaması bir türlü bitmez
-ESMA: Anlaşıldı başka türlü bu ağlamanın önüne geçemeyaceğiz
kalkar masanın üzerindeki sürahiden bardağa su foldurup Sevda'ya uzatır
-ESMA: Al iç bakalım
Sevda nın su içtiğinde istem dışı ağlamasının kesilmesi gibi garip bir huyu vardır. Sevda Esma'nın elindeki bardağı alır suyu içer ve ağlaması
kesilir.
-SEVDA: İnsana ağlarken bile rahat
vermiyorsunuz
Esma'ya imalı ama tebessümle bakar
-ESMA: Ya senin kadar ilginç birini görmedim der gülerek
GÜNÜMÜZ
Sevda yüzünde hüzün aklında derin düşüncelerle yatağına yatar. Sabah olur Sevda Asiye ve ilkay kahvaltı masasındadır. Asiye, İlkay'a kahvaltısını yaptıktan sonra odasını temizlemesini ister.
-İLKAY: Ne temizliği anne? Ebruya hediye bakmayacak mıyız
-ASİYE: Aaa... ben onu unutmuştum
-İLKAY: Sevada abla akşam Ebru'nun doğum gününe geliyorsun değil mi?
Sevda, Asiye'ye bakar.
-SEVDA: Yok canım, benim sınavım var
çalışacağım siz gidin.
-İLKAY:Ama lütfeeen
-ASİYE: Zorlama İlkay gelmek istemiyor. Bir kaç saat sonra İlkay ve Asiye evden çıkarlar.

Selim evinde kanepeye uzanmıştır. televizyon açıktır fakat televizyona bakmıyordur. Hemen yanında bira şişeleri vardır. Yattığı yerden doğrulur cebinden cüzdanını çıkartır gizli bir bölmesinden Sevda'nın fotoğrafını çıkartıp bakar serhoştur öfkeyle evden çıkar. Eniştesinin iş seyahatinde olsuğunu ablasınında İlkay ile dışarıda olacağını biliyordur. Sevda'nın yanına gitmek için eve doğru yola çıkar.
Sevda salonda ki koltukta elinde ders kitabı uyuya kalmıştır. Kapı çalar uyku sersemi kapıya yönelir. Sevda gelenin yengesi olduğunu zanneder.
"Bir kerede unutmayın şu anahtarı" diyerek kapıyı açar.
Karşısında Selimi gören Sevda şaşırır
-SELİM: İyi geceler.
-SEVDA: İyi geceler. Yengemler evde değil.
-SELİM: Biliyorum.
İçeri girer. Sevda tedirgin olur. Selim salona oturur. Uykudan uyanan Sevda elini yüzünü yıkamak için lavaboya gider. Selim dış kapıya gidip kapıyı kilitler daha sonra kumandayı alıp televizyonun sesini son ses açıp Sevdanın Peşinden banyoya gider.
Sevda elini yüzünü yıkarken Selim onu baştan aşağıya süzer.
Sevda havluyla yüzünü kuruladıktan sonra arkasını döner bir anda karşısında Selim'i görünce ürker.
-SELİM: Kokrtun mu ?
-SEVDA: Yok ben öyle bi anda karşımda görünce şaşırdım sadece.
Sevda banyodan çıkmak ister, Selim önüne geçerek izin vermez
ve banyo kapısını kapatır.
-SELİM: Demek evleniyorsun.
-SEVDA: Selim abi açar mısın kapıyı?
-SELİM: Yıldırım aşkımı?
-SEVDA: Selim abi lütfen kapıyı açarmısın.
Selimin yüzüne bakmadan konuşuyorudur. Selim öfkelenir
-SELİM: Sana kaç kere bana abi deme dedim.
Selim Sevdanın üzerine yürür. Sevda Selim'in nefesindeki içki
kokusunu alır.
-SEVDA: Sarhoşsun sen
-SELİM: Yıllardır bir ümit aşkıma cevap verirsin diye seni bekliyorum. Ama sen hep görmezden geldin. Şimdi senin
evlenmene izin vereceğimi
sanıyormusun?
Selim Sevda'ya iyice yanaşmış öpmeye çalışır. Sevda eline
geçirdiği saç kurutma makinesiyle Selime vurur. Selim
sendeler. Sevda fırsatını bulup kapıyı açıp dış kapıya yönelir. Açmaya çalışır kapı kilitlidir. Selim cebindeki anahtarı göstererek "Bunu mu arıyorsun ?" Diye sorar
Sevda Selimi itip, koşarak odasına çıkar. Selim de peşinden
koşar. Sevda odasının kapısını kapatmaya çalışır. Selim izin
vermez, içeri girmek için kapıyı zorlar ve içeri girer.
-SELİM: Bu gece benim olcaksın. Seni
başkasına yar etmem.
Odanın kapısını kapatır.

SOL YANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin