7. Bölüm

10.8K 1.2K 364
                                    

Bölüm şarkısı |
Sena Şener ~ Sevmemeliyiz

Selamun Aleykum Canlarım 🤗

Yeni bir bölümle daha karşınızdayım.

İnşallah bu bölümü de seversiniz.

Satır aralarında yorumlarınızı bekliyor olacağım.

Bol yorum ve voteli bir bölüm olması dileğiyle.

Haydi başlayalım o zaman! 🌸

"Esma! Hadi kızım"

"Tamam anne ya iki dakika bekleyemediniz. İki ayağım bir papuca girdi".

Nişanın üzerinden tam bir hafta geçmişti.
Bugün de son iki gündür olduğu gibi yine düğün alışverişine çıkılacaktı.

Zeliha hanım ve çocukları Rabia'larla buluşacakları yere doğru gideceklerdi.
Ama Esma, annesiyle abisini her zaman ki gibi arabada bekletiyordu.

Talha hem havaların ısınmaya başladığından hem de sıkıldığından artık patlamak üzereydi, annesine dönüp "anne bak şu kızını bir dakika daha bekleyeceğim gelmezse bırakıp giderim, ona göre" demiş bunun üzerine Zeliha hanım hemen kızına seslenmişti.

Neyse ki Esma dakika dolmadan gelmişti de Zeliha hanım rahat bir nefes vermişti.
Talha dediğini yapardı biliyordu.

Sonra işi yoksa Esma'nın triplerini çekecekti kadıncağız.

Yola koyulduklarında dahi iki kardeş hiç susmamış ha bire laf dalaşına girmişlerdi.

Zeliha hanım onların bu halini her zaman olduğu gibi gülümseyerek izliyordu.

Büyütürken ne kadar zorluk çekerse çeksin hep şükretmişti çünkü evlatları Rabb'inin ona emanet ettiği nimetiydi.
Hayırlı evlattan daha güzel nimet var mıydı ki?

Rabia ve müstakbel ailesiyse daha evden çıkmamıştı.
İki gündür onlara eşlik edemeyen Ömer bugün işleri ertelemiş ve hanımlarla alışverişe gelecekti.
Şeyma bugün hafta sonu olduğundan Selim'i babasına bırakmıştı.

Herkes hazır olduğunda Ömer kapıyı açmış ve hanımların geçmesini beklemişti.

Önce Seniha hanım ardından Şeyma çıkmıştı dışarıya.

Rabia da o sırada ayakkabısının bağcıklarıyla uğraşıyordu.
Kendi kendine "hadi ama, amma da uğraştırdınız bugün beni" diye tatlı tatlı söyleniyordu.

Ömer ise kızın bu tatlı hallerinin O'na ne kadar yakıştığını düşünmeden edememişti.

Bir haftadır ikisi de birbiriyle çok az muhatap olmuş onlar da, tuzu alabilir miyim, annem nerede, gibi basit konuşmalardı.

Nişanlanmadan önce nasıllarsa ondan daha da mesafeliydiler birbirlerine.
Buna daha çok Rabia'nın soğukluğu sebep oluyordu, genç adamın gözüne bir kere bile bakmamıştı bu süre zarfında.

Rabia yerden doğrulup çantasını da aldıktan sonra kapıda dikilen Ömer ile bir an göz göze geldi ve bir haftadır ilk defa olan bu bakışma da ikisi de elektrik çarpmışcasına titrediler.

İkisi de itiraf edemese de, şu bakışmayı o kadar özlemişlerdi ki sanki boğazlarından bir sızı akmış kalplerine ulaşmıştı.

Rabia'nın karnında yine kelebekler uçuşmaya başlamış, Ömer'in de ondan kalır yanı yoktu.

Genç kız bu bir hafta süresince Ömer'e karşı yavaş yavaş tekrar yumuşamaya başladığını hissetse de dışarıdan belli etmiyordu.
Bunu hak etmişti Ömer ona göre.
Herşeyi kaldırabilirdi belki ama namusuna laf edilmesine asla tahammülü yoktu genç kızın.

RABİA  "Aşk-ı LaL"  [✔️]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin