RABİA "Aşk-ı LaL" [✔️]

11. Bölüm

Selamün aleyküm Canlarım 🤗

Yoğun istek üzerine size yeni bölüm getirdim.

Lütfen Oy ve Yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizin oy ve yorumlarınızla yükselebiliriz ancak.

Size güveniyorum. 💪

Hadi başlayalım o zaman! ❤️

Genç kız bahçede yaşadığı olaydan sonra kendine gelememiş ve nerdeyse bir saat orada oturup kalmıştı.

En sonunda herkesin uyanıp, kahvaltı hazırlamaya başlamasıyla kendine gelmiş ve yardım için kolları sıvamıştı.

Kimseye birşey belli etmemeye çalışsa da, Fadime babaannesi kızın bu durgunluğunu anlamış,

"Ne oldi kizum, durgun gibisun, hasta filan olmadun değil mi?" Demişti.

Rabia hemen gülümsemeye çalışarak "yok babaanneciğim, iyiyim ben?" Demişti.

Demişti demesine ama Fadime hanımı inandıramamıştı.

"Öyleyse ne bu suratunun hali da? Yoksa o fişku yiyesice kocan mu birşey yaptu? Eğer öyleyse, de bağa o haytanun kulağıni çekeyum" diyen Fadime hanımı inandıramayacağını anlayan Rabia en sonunda, "Ömer de birşey yapmadı babaannem, sadece biraz başım ağrıyor" demişti. Yalan da değildi hani, sabah ki konuşmadan sonra başı tutmuştu genç kızın.

Fadime hanım tekrar söze girdi "kizum o halde sen otur şuraya" diyerek salondaki koltuğu gösterdi.
Zaten kahvaltıyı da salondaki masaya kuruyorlardı.

"Birşey olmaz babaanne, yardım edeyim yengemlere" diyen Rabia'yı babaannesi dinlememiş ve "hadi otur diyeyrum da. Kahvaltıdan sonra da ilaç içmeyi ihmal etma" demişti.

Rabia tekrar karşı gelmemek için mecburen oturmuştu.
Bugün Ömer'in iki halası da gelmişti.
Dün gördüğü Nurgül halasıydı, yeni gelen de Songül halası.

Nurgül hanımın bir oğlu bir kızı vardı.
Songül hanımınsa iki oğlu vardı.

Hepsi burada toplanmıştı Ömer'lerin gelişi şerefine.
Nurgül hanımın evlatları kendi gibi çok iyi ve yardımseverlerdi. Oğlu Osman, zaten Ömer'in en sevdiği kuzeniydi. Kızı da Rabia'dan bir yaş küçük, abisinin aksine sarışın mavi gözlü ve tesettürlüydü.
Bu ailenin kızları hep sarışın galiba diye düşündü Rabia, Zekiye'yi çok sevmişti.

Öte yandan Songül hanım ailenin büyük ablası olduğundan mıdır bilinmez, çok sert görünümlüydü.
Songül hanımın aksine büyük oğlu esmer, kara kaşlı kara gözlüydü. Yakışıklıydı genç adam.

Eve ilk geldiğinde Rabia gözüne çarpmış ve beğeniyle süzmüştü genç kızı, Mahir.
Kim olduğunu henüz öğrenmemişti Rabia'nın, direk bahçeye çıkmıştı geldiğinde çünkü.

Kardeşi Tahir ise onu aksine daha kumraldı. Yapı olarak da Mahir'den daha sakindi genç adam. Aralarında 4 yaş vardı abisiyle.

Songül halanın dediğine göre, oğlu Ömer'den bir aylık büyüktü. Kırkları karışmıştı doğduklarında.

Hep beraber kocaman sofra kurdular.
Onlar sofrayı hazırladığında erkekler yeni ayaklanmış ve salona geliyorlardı.

Rabia ise salonda tek kadın olarak oturmaktan utanmıştı.
Etrafına bakındığında Ömer'in henüz gelmediğini gördü ve ayaklanıp odalarına doğru ilerledi.

O esnada Mahir gözleriyle kızı takip ediyordu.
Merak ediyordu genç adam hiç görmediği bu güzel kızın kim olduğunu.

Rabia, Gül'ün Ömer'le olan alakasını öğrendikten sonra Ömer'in yüzünü dahi görmek istemiyordu ama mecburen kocasını kaldırması gerekiyordu artık.
Aileye ayıp olacaktı biraz daha gelmezse.