8. Bölüm

11.6K 1.1K 274
                                    

Medya | Rabia'nın gelinliği

Selamun Aleykum Canlarım 🤗

Yeni bir bölümle daha karşınızdayım.

Yorumlar voteler artıyor çok şükür.

Okunma da öyle 🤲

Bakalım bu bölümde sizleri neler bekliyor ❤️

Seniha hanım o gece sabaha kadar gözünü kırpmamıştı.
Neden mi?

Hasta kadın gece uykudan uyanmış, susadığını anlayınca da mutfağa gitmek için odasından çıkmıştı.

Mutfağa girecekken bahçeden gelen seslerle yönünü değiştirip bahçe kapısına vardığında, Ömer ve Rabia'nın konuşmalarına şahit olmuştu.

Ne yapacağını şaşıran Seniha hanım, eli göğsünde yukarı çıkmış ve odasında dolaşmadık yer bırakmamıştı.

Nasıl yatıp uyuyabilirdi ki?
Oğlu ve gelini evlenmeden boşanma planları yapıyordu.

Daha doğrusu o neyin ne olduğunu bilmeden hüküm veren oğlu istiyordu bunu, Ömer'e o kadar sinirliydi ki..
Bütün gece bu durumla nasıl başa çıkabileceğini ne yaparsa bu çocukların bu fikirden vazgeçebileceğini düşünüp durmuş çareler aramıştı hasta haliyle.

En sonunda onların gözlerinde gördüğü parıltıdan birbirlerinden çabuk vazgeçemeyeceği kanaatine varıp, kendince planlar yapmıştı.
O deli oğlu yanıldığının farkına varmalıydı.

Bir hafta o kadar hızlı geçmişti ki herkes için, sonunda düğüne son bir gün kalmıştı.

Rabia yine kına istememişti ama bu sefer Seniha hanım vardı işin içinde bir kere, o gelininin kına gecesinden mahrum olmasını istemezdi hemde o gelini anne babasızken, kendini kimsesiz hissederken, ona bir anne gibi kına gecesi düzenlemek isteyecekti elbet.

Bugün Ömer ve Rabia'nın imam nikahı olacaktı.
Bir haftadır ağzını bıçak açmayan gençler bugün Allah katında karı koca olacaklardı.
İkisi de gergin ikisi de heyecanlıydılar.

Rabia o geceden beri düşündüğü gibi hala yanlış yaptığını düşünüyor ve ne yapması gerektiğini kestiremiyordu.
Eğer nikahları kıyılırsa birşey yapmak için çok geç olacaktı.

Genç kız bunları düşünürken odasına Esma girmişti.
Esma'ya ne kadar herşeyi anlatmak istese de Talha abisine söylemesinden korktuğu için herşeyi içine atmak zorunda kalmıştı.

Sanki kimseye anlatamadığı gerçekler, içine kırık cam misali tek tek batıyor ve battığı yeri kanattığı gibi, içine attıkça çoğalan kırıklar, telafisi olmayan yaralar açıyordu genç ve narin gönlünde.

Esma genç kızın bu halini farketsede bir anlam çıkaramıyor, soru sorduğunda da Rabia'nın net olmayan cevaplarıyla karşılaşıyordu.

"Eveeet, benim bir tanecik kardeşim ne yapmış bakalım." Diye neşeyle odaya giren Esma, Rabia'yı bıraktığı gibi bulunca şaşırmıştı. "Ee hala hazırlanmamışsın Rabia?" Demişti genç kız.

Rabia ise Esma'nın sorusuyla önce üstüne baktı daha sonra da Esma'ya dönüp "daha zaman var diye oturuyordum kuzum" dedi sakin çıkan sesiyle.

Esma hemen "ne zamanı gülüm? İmam yarım saate gelir. Hadi çabuk ol" dedi durduramadığı heyecanıyla.

Rabia da bıkkın bir nidayla "Esma kendin diyorsun daha yarım saat var ne gerek var ki erkenden strese girmeye?" Dedi.

Esma kaşlarını çatarak baktı Rabia'ya. Bu kızda bir haftadır birşey vardı. Eskisi gibi gülmüyordu gözleri.
Ama ne olmuş olabilirdi ki bir haftada?

RABİA  "Aşk-ı LaL"  [✔️]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin