Medya | bölüm şarkısı
Selamun Aleykum Canlarım 🤗
Elhamdulillah 4 Bin okunmaya ulaştık!
Kitabımı okuyup destekleyen herkese çok teşekkür ederim 🦋
Özellikle beni mesajlarla darlayan ve yeni bölüm spoisi isteyen kardeşlerim sizleri çok seviyorum ❤️
Lafı daha fazla uzatmadan yeni bölüme geçelim o zaman!
Rabia'dan
Trabzon'dan geleli bir hafta olmuştu.
Artık hiç oturmadığım evime de alışmıştım bu süre zarfında.Tamam, zaten burada kalıyordum ama kendi evin gibi hissetmek de ayrı oluyormuş.
Geldiğimiz ilk hafta teyzemlerle ne kadar görüşmek istesem de hep bir şeyler çıkmış ve ertelemek zorunda kalmıştık.
Bugün onlara gidecektik.
Evet evet, doğru duydunuz!
Bu yüzden sabahtan beri heyecandan yerimde duramıyordum.Aslında başta hiç gitmek istemedim. Eniştemin yüzünü görmek istemiyordum haklı olarak.
Ama, teyzem eniştemin köye akrabalarını ziyarete gittiğini ve rahat rahat oturup hasret giderebileceğimizi söylediğinden kabul etmiştim.Dışarda oturup bahçeyi izlerken yanıma Ömer geldi.
Saat henüz yedi buçuk olduğundan işe gitmesine daha vardı.Elindeki iki kupadan birini bana uzatıp "kahve yaptım, içersin değil mi?" Dedi dudaklarını birbirine bastırarak.
Bende "ah, teşekkür ederim. Niye zahmet ettin" dedim aynı şekilde.
"Olur mu, ne zahmeti? Karıma kahvede yapamayacaksam.." deyip sıcak bir gülümseme gönderdi bana Ömer.
Bense onun gülümsemesinde kaybolmak isterken, bir yandan güneşin yeni aydınlattığı havadan dolayı bal rengi olan gözlerine bakıyordum.
O da benden bakışlarını çekmezken, hiç olmadığı kadar çok, doyasıya bakma isteği vardı içimde.
Trabzon'dan geldiğimizden beri, resmen elimi sıcak sudan soğuk suya sokturmamıştı.
Bir insan nasıl bu kadar değişebilirdi?
Sürekli bir ihtiyacımın olup olmadığını soruyor ve eve her gelişinde bana bir şeyler alıp öyle geliyordu.
Ben, evdekilerden utanıp aldığı ufak ve tatlı hediyeleri nereye saklayacağımı şaşırsam da, Ömer kimseden çekinmiyordu.
Ben O'na odamızda, bana artık bir şey alıp gelmemesi konusunda bir sürü nutuk çeksem de, bana mısın demiyordu.
"Rabia, istersen seni teyzenlere işe giderken bırakayım. Bizde annemlerle, ben işten çıktığımda geliriz. Biz gelene kadar rahatça takılırsınız" diyen Ömer'le tekrar O'na baktım.
Ne kadar da ince bir düşünceydi bu böyle?
Bu adam artık beni şaşırtmıyor, dediğim her an yeni bir şey yapıp, yine ve yine şaşırtıyordu.Heyecandan parladığına emin olduğum gözlerle Ömer'in gözlerine baktım ve "gerçekten mi? Şimdi bırakır mısın beni oraya?" Dedim.
Ömer ise en şefkatli gülümsemesini takınıp "tabiki. Sen bu kadar istersin de ben bırakmaz mıyım?" Dedi.
Yavaş yavaş kendini belli eden güneşten ötürü gözleri elanın en açık tonu olan kehribar rengine dönmüştü.
O'nun, şefkat dolu yüzüne bakarken kendimi daha fazla tutamadım, elimdeki kupayı masayı koydum ve oturduğum yerden Ömer'e sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RABİA "Aşk-ı LaL" [✔️]
Spiritualitéİslâmi bir aşk romanı, tamamlandı. Genç yaşta ailesini kaybeden Rabia, zorlu bir hayat geçirip, sonunda rahata kavuşacağını düşündüğü sırada, başına gelenler yüzünden kendini bambaşka bir kaderin içinde bulur. Kaçtığını sandığı kaderin, ona çizdiği...