"Ya anlatamıyorum galiba, o çocuğu ben buldum"
"Komiserime anlatırsın derdini"
"Ya siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? Ben Selim Acar'ın kızıyım. Bana bir şey yaparsanız bedelini çok ağır ödersiniz"
"Noluyor burada? Ahmet?"
"Komiserim çocukları kaçıranlardan biri"
"Ya ben kaçırmadım."
"Tamam Ali komiserim soegusuna girer odaya götürün"
"Of off"
Sorgu odasında tepemde bir ışıkla polisin gelmesini bekliyordum. O sırada içeri az önce konuşan polis girdi.
"Bak canım bana her şeyi anlatabilirsin. Mesela kaç kişiydiniz? Diğerleri nerede?"
"Ya bakın ben gerçekten o çocuğu buldum. Anlamıyor musunuz?"
O sırada içeri uzun boylu bir adam girdi.
"Tamam Fadik çekilebilirsin konuşmayacak belli ki. Tatlı dilden anlamadı"
"Ne bu şimdi iyi polis kötü polis mi"
"Anlatmaya bakla HEMEN!"
"Sen bana bağıramazsın. Benim kim olduğumu biliyor musun sen? Ben Eylül Acarım"
"Soyadını silince hiçbir işe yaramayan insanların kim olduğu umrumda olmaz. Anlat hemen"
"Ya ama niye kasıyorsun kendini bu kadar? Bak sonra çabuk yaşlanırsın. Yakışıklı da bir şeysin. Sevgilin terk eder sonra"
"Karşında bir polis varken doğru konuş"
"Sen akıllı birine benziyorsun, baya da yakışıklısın. Neden polislik anlatsana biraz"
"Atın lunu nezarete aklı başına gelsin"
Polisler tutarken konuştum.
"Aklımı sen başımdan aldın komiser"
"Allah'ım bana sabır ver..."
