1 ay geçti. Ali yarınameliyata girecek. Ne kadar kurtulacağını bilsem bile içimdeki korku geçmiyordu. Bu zamana kadar telefonum hep kapalıydı kimseyle konuşmadım. Sadece Aliyle ilgilendim.
Eylül:Ali ilacını içtin mi?
Ali:İçtiim
Ali o günden beri tedavisine yardımcı ilaçlar kullanıyordu. Her gün içmesi gerekiyordu.
Başım ağrıyınca Mutfaktaki ilaç kutusunu çıkardım. Ağrı kesici ararken Ali'nin ilacını gördüm. Bugün son gündü. Bitmiş olması gerekiyordu içini açıp baktığımda bir haftadır içilmediğini fark ettim. İlaç kutusu aldığım gibi salona gittim
Eylül:Ali!
Ali:Canım?
Eylül:Bu ne oluyor?
Ali:İlaç
Eylül:Ali bı senin ilacın! Ali bu bir haftadır içilmemiş! Sen bana yalan mı söyledin!
Ali:Eylül
Eylül:Ne Eylül? Ali sen ne istiyorsun? Ali sen ölmek mi istiyorsun?
Ali:Niye bu ilacı içince yaşayacak mıyım? Kesin mi yaşayacağım? Yarın ölme ihtimalim de var! Benim neler yaşadığımı anlamıyorsun sen Eylül! Ben yarın ölebilirim. Bu ihtimali bilerek o ameliyata girmek ne kadar zor bir şey biliyor musun? Bilmiyorsun! Ben ümidimi kestim artık! Ne olacaksa olsun!
İlaç kutusunu sehpanın üstüne bırakıp hızlıca yatak odasına çıktım. Kapıyı kilitleyim yere çöktüm. Ağlamaya başladım. Sadece sessizce ağladım. Korktum. Daha çok korktum...
Sabaha kadar odadan çıkmadım. Tek yaptığım şey ağlamaktı. Sabah olunca hazırlanıp odadan çıktım. Salona indiğimde Aliyi kotukta otururken buldum. Ben inince bana döndü. Döndüğünde fark ettim. O da hiç uyumamıştı. O da hazırlandıktan evden çıktık. Hastanede son kontroller yapıldıktan sonra ameliyata aldılar Aliyi. Ameliyathanenin önünde tek başıma kalmıştım. Belki de tek başıma dönecektim. Aklıma ailelerimiz geldi. Telefonumu açtım. Açtığımda bildirimler geldi. Herkes çok merak etmişti. Önce Gökçeyi aradım
Gökçe:Eylül! Neredesin kızım sen? Ne kadar merak ettik! İyisin dimi? Bir şeyin yok? Alinin yanında mısın? Eylül... Alo Eylül cevap ver!
Eylül:G-Gökçe
Gökçe:Eylül sen iyi misin? Ay Eylül sen iyi değilsin noldu?
Eylül:Ali... Ameliyatta
Gökçe:Ne ameliyatı Eylül yarım yamalak anlatma şunu
Eylül:Ali hasta Gökçe... Ameliyata girdi o yüzden. Gökçe ben çok yalnızım. Yanıma gel nolursun
İçimde tuttuğum göz yaşlarımı serbet bıraktım.
Gökçe:Ne hastası Eylül!?
Eylül:Ameliyattan çıkamayabilirmiş
Gökçe:T-Tamam geliyorum ben geliyorum canım benim bekle hemen geliyorum.
Gökçe telefonu kapatınca ağlamaya devam ettim. Yarım saat sonra Gökçe gelmişti.
Gökçe:Eylül!
Hemen gelip bana sarıldı.
Eylül:Gökçe çok korkuyorum. Çok korkuyorum onu tamamen kaybetmekten çok korkuyorum
Gökçe:Saçmalama olmayacak öyle bir şey. Sakın aklına getirme. Handelere haber verdin mi sen?
Eylül:Hayır
Gökçe:Tamam sen burada dur sakince otur. Ben haber verip gelicem
Gökçe:Alo Hande
Hande:Gökçe Eylülden haber mi var?
Gökçe:Evet var aradı beni
Hande:Neredeymiş?
Gökçe:Ondan önce sana bir şey söylemem lazım
Hande:Kötü bir şey mi var?
Gökçe:Ali. Hastaymış, bizden saklamışlar. Ali şuan ameliyatta
Hande:N-Ne? Abi!
Telefonu elinden düşünce Fırat aldı eline Gökçe zor da olsa aynı şeyleri Fırata söyledi.Fırat Handeyi sakinleştirip hastaneye doğru yola çıktı.
Ali hala çıkmadı ben hala onun çıkmasını ondan bir haber almayı bekliyorum. Gökçe de bana elinden geldiği kadar destek olmaya çalışıyor. Koridorun başında Hande ve Fırat'ı gördüm. Hande koşup bana sarıldı. O benim bende onun omzunda ağladım. Biz sarılırken 3 saatin ardından doktor çıkmıştı. Ayrılıp hemen yanına gittim.
Doktor:Eylül hanım ameliyat çok zorlu geçti. Daha kısa sürede bitmesi gerekirdi.
Eylül:Sonuç ne peki?
Doktor:Önümüzdeki birkaç saat gözlem altında tutucaz. Kontrollere göre ikinci bi ameliyata alabiliriz. Veya
Hande:Veya ne?
Doktor:Hastayı ameliyata almadan kaybedebiliriz
Bir şey söylemek için ağzımı açtığımda dizlerimin bağı çözüldü. Yere çöktüm.
Doktor:Bakın Ali beyin ilaçlarını almamoş olması bazı değerlerinde eksikliğe sebep olmuş. Ameliyata şuanda devam edersek kurtaramayız. Birkaç test sonrasında değerlerini yükseltmeye çalışıcaz. Ondan sonra tekrar ameliyata alıcaz. Lütfen güçlü ve her şeye hazırlıklı olun.
Doktor gidince Fıratın yardımıyla kenardaki sandalyeye oturdum. Gökçe çantasından kolonya çıkarıp bileklerime sürmeye bana koklatmaya başladı.
Eylül:Ona bir şey olmayacak... Ona bir şey olmayacak... Ona bir şey olmayacak
Gökçe:Fırat Selda hanımlara haber vermeliyiz.
Fırat:Gökçe Amcamın kalbi dayanmaz buna
Gökçe:Fırat bilmeye hakları var anne babası onlar.
Fırat:Biliyorum biliyorum ama amcam o kadar olay üstüne bunu duyarsa...
Gökçe:Tamam bak Selda hanıma haber verelim sadece
Fırat:Tamam
Fırat Seldayı Gökçe de Furkanı aramıştı ikiside hemen yola çıkmıştı...
Biz Ali'nin odasının önünde beklerken abim geldi. Önümde diz çöküp ellerimi tuttu.
Furkan:Abicim güzelim. İyi misin canımın içi?
Eylül:Değilim abi. Ona bir şey olursa ben
Furkan:Şş sakın tamamlama o cümleyi çünkü Aliye hiçbir şey olmayacak. Duydun mu?
Selda:Oğlum? Ali nerede? Oğlum nerede? Fırat Ali nasıl? Nerede? Bir şey söyleyin Gökçe Hande abin nasıl?
Gökçe:Selda hanım geçin oturun lütfen Ali şuan yoğun bakımda, birkaç kontrolden sonra tekrar ameliyata alıcaklar.
Selda:Eylül, kızım... Furkan Eylül hiç iyi gözükmüyor
Furkan:Ondan da iyi olmasını bekleyemeyiz ki.
Eylül:Ali iyi olucak
Hızlıca ayağa kalkıp hastaneden çıktım. Fıratta peşimden geldi. Gözlerimi kapatıp nefes almaya çalıştım.
Fırat:Eylül?
Eylül:Nefes alamıyorum Fırat. Ben onsuz nefes alamıyorum.
Fırat:Şş tammam bak sen ne dedin Ali iyi olucak. Hem biliyor musun o çok güçlüdür. Daha çocukken 2.kattan aşağı düştü. Doktorlar yaşamaz yaşasa bile engelli kalır dediler. Önce yaşamayı başardı sonra da sapa sağlam durmayı. Hiçbir şey imkansız değil. Hem hatırlasana ikinizim başına o kadar şey geldi. Ali hiçbirinde pes etmedi hep güçlüydü.
Eylül:İşte beni de o korkutuyor. O kadar şeyin üstüne bu ya ağır gelirse. Ya gücünü kaybederse.
Fırat:Öyle bir şey olmayacak. Öyle bir şey olursa yanında benim için yer ayırtır.
Eylül:Yanımızda...
Yüzümde buruk bir gülümsemeyle hastaneye girdik. Odanın önüne geldiğimde Aliyi yine ameliyata alcaklarını öğrendim. Bir süre sonra Aliyi odadan çıkardılar. Ameliyathaneye kadar elini tuttum hiç bırakmadım.
2 saat geçti Aliyi ameliyata alalı. Sonunda doktor çıkmıştı...
