8.Bölüm

204 18 2
                                    

1 HAFTA SONRA
Bugün geri eve dönücektim. Ali magazindeki haberleri yalanlamıştı. Aşağı indiğimde şoför kapıda bekliyordu. Çantamı alıp bagaja koyarken bende arabaya bindim.
Eylül:Yavaş gidelim lütfen
Kazadan sonra arabaya bünmeye korkar olmuştum. Eve geldiğimizde şoför kapıyı açtı. Arabadan iner inmez eve girdim. Ali beni kapıda karşıladı. Ağrıları geçse de yüzündeki yaralar hala geçmemişti.
Ali:Eylül. Hoşgeldin
Eylül:Hoşbuldum
Ali:Biraz konuşabilir-
Selda:Eylül kızım hoşgeldin
Eylül:Hoşbuldum Selda teyze.
Selda:Yorgunsundur sen hadi odaya geç bakalım. Hem daha 1 hafta oldu ikiniz de ayaktasınız hadi yukarı çabuk.
Zorla da olsa yukarı çıktım. Üstümdekileri değiştirip yatağa uzandım. Sırtım kapıya dönüktü. Kapı açılıp giren kişi(tahminimce Ali) kapıyı kapatıp yatağa uzandı. Ve kolunu belime sardı. Arkama dönüp baktığımda çok yakındık.
Eylül:A-Ali
Ali:Özür dilerim
Eylül:Niye?
Ali:Neredeyse senin ö-ölümüne seb-
Eylül:Özüre gerek yok
Ali:Neden bu kadar mesafelisin o zaman?
Eylül:Ben sadece özüre gerek yok dedim. Sana mesafeli değilim demedim. İyi geceler

Diyip arkamı döndüm. O da arkasını dönüp uyudu.

Sabah uyandığımda yatakta bir tepsi gördüm. Doğrulup tepsideki notu okudum.
"En güzel gözlü prensese özür kahvaltısı"
Yüzüme hafif bir gülümseme yerleşti.
Tepsidekileri yedikten sonra kalkıp hazırlandım. Şirkete geldiğimde kapıda Kadir beyi gördüm.
Kadir:Eylül.. Hanım
Eylül:Buyrun Kadir bey
Kadir:Sizinle tabi siz de isterseniz dışarda bir şeyler içmek isterim.
Eylül:Üzgünüm çok işim var şuan olmaz.
Kadir:Yarın yurt dışına çıkacağım. 1 ay buralarda yokum. Lütfen.

Bileğimdeki saatime baktım. Toplantıya daha vardı.
Eylül:Sadece yarım saatim var. Şu ilerideki kafeye geçebiliriz.
Kadir:Çok teşekkürler beni kırmadığınız için.

Hiçbir şey söylemeden yoluma devam ettim.

Eylül ve Kadir kafede oturup sohbet ederken Ali Eylülü ziyarete gelmişti. Şirkete girip Çağlaya Eylülü sorduğunda "Eylül hanım bir beyefendiyle şuraya doğru ilerledi" cevabını alınca şirketten çıkıp arabasına bindi. Çağlanın gösterdiği tarafa doğru sürerken Kadir ve Eylülü kafede otururken gördü. Hızlıca arabadan inip kafeye Eylül ve Kadirin yanına gitti.

Kafede otururken birden yanımdaki sandalyeye Ali oturdu.
Eylül:Ali?
Ali:Naber hayatım?
Diyip kolunu omzuma attı.
Kadir:Ali
Ali:He Ali beğenemedin mi?
Eylül:Alicim ne diyorsun sen?
Ali:Hiiç
Kadir:Eylül ben sana numaramı verdim. İstediğin zaman arayabilirsin.
Kadir ayaklanırken Ali durdurdu.
Ali:Bir dakika bir dakika.. 1.si Eylül değil Eylül HANIM 2.si Eylül ver teşefonunu
Eylül:Niye?
Ali:Kilidini aç ver şu telefonu
Eylül:Öf iyi al
Telefonu alıp birkaç bir şey yapıp geri verdi.
Ali:Artık arayamaz. Hadi şimdi çek git.
Eylül:Ali napıyorsun?
Kadir:Ben gideyim en iyisi

Kadir gidince Ali bana döndü.
Ali:Ee napıyoruz?
Eylül:Sen gidiyorsun bende toplantıya gidiyorum.
Ali:Eylül o adamla bir daha konuşmayacaksın
Eylül:Sanane ya. Hem ayrıca sen beni mi kıskandın?
Gözlerimi kısıp ona doğru baktım
Ali:Seni kıskandığım falan yok tamam mı? O adam senin sandığın gibi biri değil.
Diyip hesabı ödeyip çıktı. Bende hızlıca şirkete gittim.

İşlerimi hallettikten sonra şirketten çıktım. Şoför arabanın arıza yaptığını söyleyince taksi durağına yürüöeye karar verdim. Yürürken birinin takip ettiğini hissedip arkama döndüm. Döndüğümde hızlı ayak sesleri duydum. Korkup Ali'yi aradım.
Ali:Efendim
Eylül:Ali neredesin?
Ali:Şirketin yakınlarındayım noldu?
Eylül:Biri beni takip ediyor
Ali:Ne? Kim neden seni takip etsin Eylül?
Eylül:Bilmiyorum ama korkuyorum Ali
Ali:Tamam neredesin?
Eylül:Taksi durağına doğru yürüyorum
Ali:Tamam korkma geliyorum ben.

Ali taksi durağının yakınlarında durup arabadan indi. Hızlı adımlarla etrafına bakmaya başladı. Yanınadan geçtiği bir ara sokakta Eylülü gördü. Karşısında Kadir elinde bıçakla duruyordu. Ali koşarak yanlarına giderken Kadir Eylülü bıçaklamak için hamle yaptı. Ali hızlıca Eylülün önüne geçti. Kadirin elindeki bıçak Alinin karnına saplandı. Ali acı içinde yere yığılırken Kadir ona yaklaşıp

"Sen benim sevdiğimi elimden aldın. Ben de senin canını alıcam"
Diyip koşarak uzaklaştı.

Eylül ne yapacapını şaşırmış şekilde yere çöktü.
Eylül:Ali niye yaptın bunu? Hı niye?
Ali:Sana bir şey olmasına izin veremezdim. Hem bir şey olmadı ki sıyırdı sadece.

Eylül Ali'nin tişörtünü kaldırıp yaraya baktı. Ali son anda araya girdiği için bıçak tam saplanmamış amam büyük bir çizik atmıştı. Dikiş gerekiyordu.
Eylül:Ali yaran çok kötü.
Ali:Tamam korkma arabam şurada hadi gidelim.
Eylül:Ali böyle nasıl kullanıcaksın arabayı?
Ali:Ben kullanırım ama bana gitmem için yardım etmelisin.
Eylül:Tamam gel

Eylül gözyaşlarını silip Aliye yardım ederek arabaya bindirdi. Ali zar zor arabayı hastaneye sürmeyi başardı ama inecek hali yoktu. Eylül Alinin solgun yüzünü avuçları arasına aldı.
Eylül:Geldik tamam mı? Geldik hadi gel
Ali:Daha fazla dayanamıyorum.
Eylül:Sedye getirin çabuk yardım edin!

Sedye gelince Aliyi arabadan indirim sedyeye yatırdılar ve hemen hastaneye girdiler. Eylül Alinin elini tutup onunla birlikte gidiyordu. Doktor durumuna bakıp ameliyatlık bir şey olmadığını söyleyince normal odaya götürüp dikiş atmaya başladı. Eylül Alinin elini bir saniye bile bırakmadı. Dikiş bitince Ali uyumuş Eylül de yanında oturmuş onu izliyordu. Üstündeki krem rengi elbiseye baktı. Kan olmuştu. Elini Alinin saçlarına götürdü. Saçlarıyla oynadı. Sonra kenardaki koltuğa oturdu orada uyuyakaldı.

Bir süre sonra Ali gözlerini açtı koltukta uyuyan Eylül'ü gördü. Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Yataktan ağrılarına rağmen kalktı. Kenardaki battniyeyi alıp Eylülün üstüne örttü. Sonra yatağa geçip Eylülü izlemeye başladı.

Tesadüf-BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin