Paramparça olan arabanın etrafına doluştu insanlar. Kimisi bakamıyor kimisi de yardım etmek için elinden geleni yapıyor. Birisi de ambulansı çağırıyor. Ve arabada baygın ve her yeri yara içinde olan Eylül ve Ali. Bir süre sonra etrafa gazeteciler gelmeye başladı. Ve bir telefon sesi. Kimse açmaya cesaret edemedi. Ama açmak zorundaydılar. Birisi uzanıp aldı eline telefonu. "Prensim" yazıyordu. Cevaplayıp kulağına götürdü ekranı kırık ve üstü kan olan telefonu.
Furkan:Alo Eylül?
"Alo"
Furkan:Pardon? Siz kimsiniz? Kardeşim nerede?
"Şey... Kardeşiniz"
Furkan:Noldu ona?
"K-Kaza yaptı"
Furkan:Ne nerede nasıl? Cevap verin lütfen korkuyorum iyi mi? Yaşıyor mu bir şey söyleyin
"Ambulansı bekliyoruz. Hatta ambulans geldi hastaneye gideceğiz"
Furkan:H-Hangi hastane?
"X hastanesi"
Furak:T-TamamZar zor ve dikkatli şekilde çıkardılar çifti arabadan. Çifti tanıyan gazeteciler hemen fotoğraf çekti. Ambulaslar hastaneye geldiğinde Furkan onları kapıda bekliyordu. Ambulansın kapısı açılınca koştu hemen kardeşine. Eylülü öyle görünce canından can gitti.
Furkan:Durumu nasıl?
"Bilmiyoruz lütfen çekilin"
Eylül giderken peşinden Ali geldi. Yüzü kan içinde Furkanın önünden geçip gitti.Furkan napacağını bilmez şekilde hastane koridorunda dolanmaktan başka bir şey yapmadı.Birkaç saat geçmişti. Eylül de Ali de yoğun bakımda yanyana yataklarda yatıyordu.
Burcu:Kızım? Noldu kızıma?
Furkan:Anne siz nereden?
Burcu:Haber yayıldı bile
Gökçe:Eylül nerede nasıl olmuş?
Furkan:Ali fazla hız yapmış. Neyse ki kemerleri takılıymış.
Gökçe:Neden uyuyorlar. İyilerse uyanık olmaları gerekir.
Odanın camına gidince dizlerinin üstüne düştü.
Gökçe:Abi Eylül? Abi Eylül hiç iyi gözükmüyor.
Furkan:Sakin ol güzelim sakin.1 gün geçmişti ama hala ikisi de uyanmamıştı. Doktorlar arada girip kontrol ediyordu.
Doktor:Önümüzdeki 24 saat çok önemli. Bu 24 saat içinde uyanmazlarsa
Selda:Uyanmazlarsa ne?
Doktor:Her şeye hazırlıklı olun
Diyip gitti. Gökçe ikizini bir dakika bile yalnız bırakmıyordu. Camın önünde durup sadece onu izliyordu.
Fırat:Gökçe.. Gökçe hadi gel otur biraz. Kaç saattir ayaktasın hadi.
Gökçe:Olmaz o gmzlerini açıp cama baktığında beni görmeli
Fırat:Tamam biraz otur yine kalkarsın hadi
Gökçe:Olmaz Fırat olmaz... Eylül!
Fırat:Noldu?
Odaya baktığında Eylülün yarı açık olan gözlerini gördü.
Fırat:Ben hemen doktor çağırıyorum.Eylül:Ali? Ali aç gözünü!
Doktor:Kontrollerini yaptıktan sonra Eylülü başka odaya aldılar. Eylülün ailesi oraya giderken Alinin ailesi iste perişan hakde oğullarının uyanmasını bekliyordu.Eylül:Ali nasıl? İyi dimi? Uyuyordu sadece dimi?
Furkan:Evet canım öyle tabiki.
Eylül:Neden burada değil?
Gökçe:Eylül canım sen şimdi bunları düşünme tamam mı? O çok iyi
Eylül:Görmek istiyorum
Burcu:Olmaz kızım
Eylül:Ya neden?
Burcu:Çünkü daha yeni yoğun bakımdan çıktın ve kolun kırık dinlenmen gerekiyor.
Eylül:Umrumda değil gidicem
Doğrulmaya çalışırken canım acıyınca daha fazla uğraşamadım.
Furkan:Hadi güzelim sen dinlenAli ise hala gözlerini açmamıştı kritik zamanın geçmesine sadece 8 saat kalmıştı. Ama hiçbir tepki vermiyordu.
Sadece 3 saat kalmıştı. 3 saat içinde uyanmazsa hiç uyanmayabilirdi.
Selda:Uyanır dimi Müfit? Bırakmaz bizi
Burcu:Korkma Selda o da uyanıcak o hayata tutunucak.
Hande:Ya uyanmazsa. 3 saat içinde uyanmazsa ö-ölü-
Fırat:Şşt saçmalama Hande. O ölmeyecek.
Eylül:Anne?
Burcu:Eylül sen nasıl kalktın? Ne zamandan beri buradasın?
Eylül:Ali? Uyanmazsa...
Fırat:Eylül gel otur canım hadi.
Eylül:Fırat bırak. Ben Alinin yanına giricem
Gökçe:Eylül gidip yat hadi
Eylül:İçeri giricem dedim!Yoğun bakıma girmiştim. Zorda olsa girmiştim. Hemşire camın perdesini indirmiş ve çıkmıştı odadan. Ali'nin yanına oturdum.
Eylül:A-Ali... Uyan lütfen. Ali lütfen...Yüzünün her yerinde yaralar vardı. Rengi solgundu.
Eylül:Beni yalnız bırakmayacaksın dimi. Bana yine mavi mavi bakacaksın dimi. Ben.. Seninle kavga etmeyi özledim şimdiden. Ali ben seni affettim hadi lütfen uyan bırakma bizi.. Beni. Lütfen.Elini tuttum. Dudaklarıma götürüp öptüm. Elimle yanağını okşadım.
Eylül:Uyan artık çok bekledin.
Elimi saçlarına götürdüm
Eylül:Hadi uyan canım.Elini bırakıp çıkacakken elimi sıktı. Hemen odadan çıkıp doktor çağırdım
Eylül:Elimi sıktı. Gerçekten elimi sıktı.
Hemşire:Lütfen dışarı çıkın.
Furkan:Gel Eylül
Kenardaki koltukta otururken doktorun çıkmasını bekledim.
Doktur:Geçmiş olsun hastamız uyandı.
Eylül:Uyandı
Ağlarken bir yandan da gülüyordum...
