17.Bölüm

166 16 2
                                    

Ertesi gün hazırlanıp erkenden çıktım evden. Sahil kenarında bir cafede kahvaltı yaptım. Toplantı saatinden yarım saat önce de cafeden çıkıp şirkete gittim.

Ali:Merhaba ben annemle görüşecektim.
:Üzgünüm Ali bey ama kesin emir var sizi buraya alamıyoruz.
Ali:Ne demek alamıyoruz ya? Saçmalamayın

Eylül:Aysun Çağlaya haber ver dosyalarla birlikte toplantı salonunda olsun. He bir de beyefendiye söyle boşuna kalabalık yapmasın.

Aliye bir bakış atıp yürümeye devam eetim

Ali Eylülün arkasından bakarken Aysunun seslenmesiyle kendine geldi. Arkasına dönüp gidecekken kalbine giren sancı ile yere çöktü. Ve daha fazla dayanamadı bayıldı. Etraftaki çalışanlar ambulansı çağırmıştı.

Aysun:Selda hanım!
Selda:Efendim Aysun? Bir sorun mu var?
Aysun:Ali bey
Selda:Alma içeri
Aysun:Selda hanım Ali bey bayıldı
Selda:Ne?

Selda hemen şirketin girişine indi. Yerde yatan oğlunun yanına gitti. Yüzünü avuçları arasına aldı. O sırada ambulans gelince hastaneye götürdüler. Selda hemen Eylülü aradı.

Eylül:Efendim
Selda:Eylül kızım hastaneye gelmen gerek
Eylül:Selda hanım siz iyi misiniz? Bir şeyiniz mi var?
Selda:Ben değil
Eylül:Müfit Amca? Hande? Onlar mı?
Selda:Ali
Eylül:Ali mi? Nesi var?
Selda:Bayılmış
Eylül:Tamam geliyorum.

Şirketten çıktığım gibi hastaneye gittim. Selda hanımı görünce yanına gittim.
Eylül:Noldu? Nesi varmış?
Selda:Doktor çıktı seni bekliyor
Eylül:Tamam

Doktorun odasına girip karşısındaki koltuğa oturdum.
Eylül:Ali'nin nesi var?
Doktor:Bunu size söylememi istememişti ama söylemem gerek.
Eylül:Noluyor?
Doktor:Ali bey 3 ay önce aynı rahatsızlıkla hastanemize gelmişti...

Odadan nasıl çıktığımı bilemedim. Gözlerim dolmuştu. Duvara yaslandım gözümü kapattım. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı. Gözyaşlarımı silip Selda hanımın yanına gittim.
Selda:Eylül kızkm nesi varmış Alinin
Eylül:Çok önemli bir şey değilmiş. Tansiyonu düşmüş. Kan tahlili yapmışlar bazı eksiklikleri varmış ilaç yazdılar. Şey ben bi Aliye bakayım.
Selda;Emin misin kızım?
Eylül:Evet

Kapıyı açıp içeri girdim. Ali de bana baktı. Selda hanımdan sakladığım gözyaşlarım yine ortaya çıkmıştı.
Eylül:Neden söylemedin?
Ali:Bu yüzden. Senin ağladığını görmek istemedim
Eylül:Ali... Ben seni çok özledim.
Ali:Bende
Eylül:O ameliyatı olacak mısın?
Ali:Hayır
Eylül:Ne demek hayır!
Ali:Her türlü ölme ihtimalim var ve ben ameliyat masadında ölmek istemiyorum.
Eylül:Ama o ameliyattan sağlıklı çıkma ihtimalin de var. Eğer olmazsan bu ihtimali yom edeceksin
Ali:Eylül uzatmaya gerek yok!
Eylül:Sen hep kendini düşündün! Bizi hiç düşünmedin. Düşünmüş olsaydın zaten bırakıp gitmezdin!
Ali:Ben senin için gittim.
Eylül:Beni mutsuz görmemek için dimi? Sen görmeyeceksin beni. Ama ben senin görmediğin yerlerde hep ağladım. Yemek yemedim işten başımı kaldırmadım. Evdekiler dışında kimseyle muhatap olmadım. Senin yüzünden!
Ali:Uzatma artık olmuycam o ameliyatı
Eylül:Eğer beni gerçekten seviyorsan o ameliyatı olur sağlıklı bir şekilde karşıma çıkarsın!

Odadan çıkıp eve gittim. Üstümü değiştirip yatağa oturdum. Ya Ali ameliyat olmazsa, ya bırakırsa tamamen beni. Bunları düşünürken istemsizce ağlamaya başladım. Odaya Handenin girdiğini bile farketmemiştim.
Hande:Eylül noluyor?
Eylül:Ya istemezse
Hande:Kim neyi istemezse Eylül bir şey söyle?
Eylül:Hande? Sen ne zamandır buradasın?
Hande:Çok olmadı. Sen niye ağlıyorsun?
Eylül:H-Hiç
Hande:Eylül bana yalan söyleme. Bir dakika bugün... Abimin mi bir şeyi var?
Eylül:H-Hayır ne alakası var ya?
Hande:Eylül sen bir telaşlandın doğruyu söyle nesi var?
Eylül:Hiçbir şeyi yok Hande lütfen talnız kalmak istiyorum. Dinlenmem lazım.

Hamde:Öğrenicem sakladığın her neyse öğrenicem!

Hande çıkınca yatağa uzandım. Gözyaşları arasında uyumuştum. Sabah telefonuma gelen mesajla gözümü açtım. Mesaj Alidendi.
"Buluşabilir miyiz?"
-"Tamam 1 saat sonra her zamanki cafede"
"Tamam"

Yataktan aklkıp hazırlandım. Şoförden anahtarı alıp kendim gittim. Cafeye girince Aliyi görüp yanına gittim.
Eylül:Çok bekletmedim umarım
Ali:Yok, ben geç kalmamak için erken geldim.
Eylül:Peki, ne konuşacaksın?
Ali:Eylül sen beni hiç affetmeyeceksin di mi?
Eylül:Evet
Ali:Tedaviyi kabul etsem bile mi?
Eylül:Bu ne demek şimdi?
Ali:Tedavi olursam beni affeder misin?
Eylül:A-Affederim ama tedavi olucaksın demi
Ali:Olucam... Senin için

Gülümseyip yanına oturdum. Masanın üstündeki elini tuttum.
Eylül:Her zaman senin yanında yanında olucam. Bunu unutma tamam mı?
Ali:Eylül ben çok özür dilerim. Çok özür dilerim seni bu kadar kırdığım için.
Eylül:Bunların bir önemi yok Ali. Evet kırdın belki ama düzeltmek için uğralıyorsun. Bu bile yeterli.
Ali:Seni çok seviyorum
Eylül:Bende seni çok seviyorum.

Cafeden çıkıp şirkete gittim. Odada otururken Hande odaya girdi.
Hande:Sizi cafede görmüşler. Eleleymişsiniz
Eylül:Kimle?
Hande:Şu seni 3 ay önce terk edip giden adamla.
Eylül:Hı Ali mi? Evet öyleydik
Hande:Bir de öyleydik diyorsun Eylül! Nasıl affedersin onu?
Eylül:1 ay sonra sende affedeceksin Hande. Sadece ben erken affettim o kadar.
Hande:Ben onu affetmeyeceğim. Affetmeyeceğim!
Sinirle odadan çıkıp gitti. Birkaç saat sonra bende eşyalarımı alıp şirketten çıktım. Eve gittiğimde bu sefer de Selda Teyze ve Müfit Amcanın konuşmalarını dinledim. En sonunda dayanamayıp eşyalarımı taoplayıp çıktım evden. Ailemin evine gittim.
Gökçe:Gerçekten affettin mi? Bende seni zeki sanardım sen aptalmışsın ya
Furkan:Kızım sen kafayı mı yedin? Yine ortada mı kalmak istiyorsun?
Burcu:Annecim saçmalama

Orada da dayanamayınca eşyalarımla yine dışarı çıktım. Alinin evine gittim kapıyı çaldım açılmayınca geri dönüp gitmeye başladım. O sırada kapı açıldı. Arkamı dönünce Aliyi gördüm. Hızlıca geri döndüm.
Ali:Eylül?
Eylül:Ben geldim
Ali:Hoşgeldin
Eylül:Herkes seni affetmeme tepki gösterince dayanamadım geldim
Ali:Gel geç içeri güzelim

İçeri geçip eşyalarımı koydum salona inip koltukta oturan Alinin yanına geçip ona sarıldım.
Eylül:Seni çok özledim
Ali:Bende seni çok özledim canım. Hep parfümünden aldım bu kokuyu.
Eylül:Artık birlikteyiz. Sen iyileşince herkes affedicek seni.
Ali:Sen affettin ya gerisi önemli değil

Tesadüf-BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin