16. Bölüm

217 16 5
                                    

Ali valizini alıp gitmişti. Yatağa oturdum. Gözyaşlarımı serbest bıraktım. Telefonumu açıp Aliyi aradım. Açmadı. İnternetten uçak bileti alıp eşyalarımı topladığım gibi havaalanına gittim. İstanbula geldiğimde taksiye binip eve gittim. Hızlıca evin kapısını çaldım. Hizmetli kapıyı açtığı gibi içeri girdim.
Eylül:Ali!
Hande:Eylül. Niye erken geldiniz abim nerede?
Hande de Ali'yi sorunca gözyaşlarım aktı.
Hande:Eylül abime bir şey mi oldu?
Eylül:Bıraktı beni
Hande:Ne?
Eylül:Gitti.
Hande:Nereye gitti noldu Eylül düzgün anlat şunu!
Eylül:Tartıştık önden otele gitti sonra bende gittim gittiğimde valizini toplamıştı. Gidiyorum dedi. Yurt dışına gitti. Nedenini de söylemedi gitti.
Hande:Napıyor ya bu!

Hemen telefonunu alıp Aliyi aradı.
Hande:Abi? Neredesin sen!? Ya ne demek sorma! Abi Eylül ne halde biliyor musun sen?! Orada bırakıp gitmek ne? Ne demek aramayın? Abi saçmalıyorsun gel buraya konuşun ne diyorsun ya? Abi saçmalama o senin karın. Ya neden gittin onu açıkla bari. Zamanı gelince mi? Alo... Alo abi cevap ver. Offf kapattı.

Koltuktan kalkıp odaya çıktım. Kapıyı kilitleyip üstümü değiştirdim. Sonra da yatağa yattım. Gözlerimi kapattım.

3 ay sonra

Ali numarasını değiştirmişti. Hiçbirimiz ona ulaşamıyorduk. Ben hala Handelerle kalıyordum. Evde tek başıma kalamazdım. Üstüme elbisemi giyip ayağıma ten rengi stiletto giydim. Sade bir makyaj yapıp saçımı at kuyruğu yaptım.

Aşağı indiğimde herkes gergin oturuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşağı indiğimde herkes gergin oturuyordu.
Eylül:Günaydın
Fırat:G-Günaydın
Eylül:İyi misiniz?
Selda:İyiyz kızım. Gel otur hadi.
Eylül:Ha yok benim şirkete geçmem lazım.
Hande:Eylül. 3 aydır doğru düzgün yemel yemiyorsun. Hadi gel otur.
Eylül:Hande işler çok yoğun bu sıralar.
Fırat:Ya yeng-Eylül şirkette her şeyin yolunda olduğunu hepimiz biliyoruz. Ali gitt-
Eylül:Ben çıkıyorum.

Hızlı adımlarla evden çıkıp arabaya bindim yolda araba bozuldu. Şirkete yakın olduğu için kalan yolu yürüyerek devam etmeye başladım. O sırada arkamdan gelen biri çantamı alıp koşmaya başladı peşinden gitmeye çalışsam da topukluyla koşamadım. Ne yapacağımı bilemedim. Bir şekilde karakola gittim. Oradaki bir polisin yanına gittim.
Eylül:Şey pardon. Benim çantam çalındı.
Polis:Tamam siz şöyle geçin ilgilensinler. Oradaki sandalyeye oturdum bekledim.
X:Buyrun sorun neydi?
Arkamı döndüm. Onu gördüm.
Eylül:Şey... Ç-Çantam çalındı.
X:İsminiz?
Eylül:Eylül... Eylül Göktürk.
X:Tamam Eylül hanım arkadaşlar ifadenizi alınca çıkarsınız niz nir gelişme olunca size haber vericez
Eylül:Tamam teeşkkürler

Giderken arkasından baktım. Beni tanımıyormuş gibi davrandı. Peşinden gidip durdurdum.
Eylül:Pardon?
X:Buyrun
Eylül:Şey,benim telefonum çantamdaydı da rica etsem telefonunuzla yakınımı arayabilir miyim?
X:Tabi alın.

Telefonunun şifresini girip bana verdi. Handenin numarasını girip telefonu kulağıma götürdüm.
Hande:Efendim?
Eylül:Alo Hande benim Eylül
Hande:Eylül? Noldu şarjın falan mı bitti?
Eylül:Yok canım çantam çalındı. Karakoldayım şimdi. Şoföre söyler misin gelip alsın
Hande:Şoför burada değil ama ben alırım seni.
Eylül:Yaa öyle mi? Sen neredesin işin varsa gerek yok
Hande:Ya olur mu öyle şey hadi kapat geliyorum ben
Eylül:Tamam bekliyorum.

Telefonu kapatıp ona uzattım.
Eylül:Telekkür ederim.
X:Rica ederim.

Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. Bir kez daha ona bakıp karakolun bahçesine çıktım. Biraz zaman geçtikten sonra Hande geldi. Arabadan inip yanıma geldi bana sarıldı.
Hande:Eylül sen iyisin dimi? Sana bir şey olmadı
Eylül:İyiyim ben hadi gidelim
Hande:Ya dur bi. Sen iyi gözükmüyorsun
Eylül:Hande ben
Hande:Noldu?!
Eylül:Onu gördüm.
Hande:O-Onu?
Eylül:Abini
Hande:Nerede?
Eylül:İçeride

Hande hızlıca karakola girdi. Ordan geçen bir polisi durdu.
Hande:Ali Göktürkün odası neresi?
Polis:Şurası
Hande aynı hızla polisin gösterdiği odaya girdi bende peşinden koştum.
Hande:Abi!
Eylül:Hande! Gel gidelim
Hande:Neredeydin?! Niye gittin? Neden bize hiçbir şey söylemedin? Anlatsana?!
Ali:H-Hande abicim
Hande:Bana abicim falan deme! Benim senin gibi bir abim yok!
Eylül:Hande ne diyorsun?
Hande:Bak! Eylül ne kadar zayıflamış di mi? Senin yüzünden! Onu bu hale sen getirdin! Bizim evde senin adın anılmıyor biliyor musun? Annem bile senden bahsetmiyor!Neden? Anlatsana neden? Neden gittin?
Ali:D-Dinlenmeye ihtiyacım vardı
Hande:Ne?! Böyle mi? İnsanların hayatını mahvederek mi? Madem böyle bir derdin vardı o zaman Eylülle hiç yalan söylemeseydiniz. Direkt boşansaydınız. Öyle istememiş miydin zaten?
Ali:Hande bilmediğin şeyler var
Hande:Benim bu bilmediğim şeyleri senden başka biri biliyor mu peki?
Ali:Hayır
Hande:Bak bu yüzden kaybettin bizi. Bir daha da asla kazanamamak üzere hemde.
Ali:Hande...

Aliye baktığımda gözlerinin dolduğunu gördüm.

Hande:Neden Eylüle hiçbir şey diyemiyorsun?
Ali:Yüzüne bakacak yüzüm bile yokken ona ağzımdan cümleler nasıl çıkabilir?
Hande:Haklısın. Ama sadece ona karşı değil bize karşıda aynısını yap. Sadece terk ettiğin kadına karşı değil.
Ali:Aşık olduğum kadın...
Hande:Sus! Yoksa ağzımdan daha ağır şeyler çıkacak. Gidelim Eylül

Kapıdan çıkıp arabya gittim Hande de peşimden geldi. Eve döndüğümüzde kendimi odaya kapattım. Komodinin üstündeki kutuyu aldım elime içindeki fotoğrafları çıkarıp bakmaya başladım. O sırada aşağıdan bağırma sesleri gelince hızlıca aşağı indim. Müfit amca Handeye bağırıyordu.

Müfit:Ne demek konuştum? Hande onunla konuşmayacaksın demedim mi sabah?
Fırat:Amca haklısın ama abisi sonuçta
Hande:Ama baba özlem gidermedim ağzının payını verdim ona.
Müfit:Sabah geldiği haberini alınca ben demedim mi size Eylülün haberi olmayacak diye?
Fırat:Dedin amca
Hande:Özür dilerim baba
Müfit:Dua et Eylül yuka-Eylül kızım?
Eylül:Siz biliyor muydunuz?
Fırat:Eylül
Eylül;Neyse bir önemi yok. Öğrensem de umrumda olmazdı. Saklamanız bir şey değiştirmedi.

"3 aydır ortalıklarda gözükmeyen Göktürk çifti sonunda bir arada! 3 aydır Eylül hanımı her zaman tek yakalayan kameramanlarımız bu sefer çifti karakolda bulmuş. Eylül Göktürk çantasını çaldırında soluğu kocasının yanında almış. İkili biraz konuştuktan sonra Eylül Göktürkü karakoldan almaya görümcesi Hande Göktürk gelmiş. "

Henüz Alinin neden gittiğine net bir açıklama bulamadım. Çok klasik olsun istemediğimden orayı biraz uzatabilirim veya bölüm geç gelebilir. Tabiki siz de fikirlerinizi yazabilirsiniz.

Tesadüf-BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin