Aliyle eve gelince sinirini hala atamamıştı. Ben koltukta otururken o da salonda dört dönüyordu.
Ali:Aklımı kaybedicem ya aklımı kaybedicem. Sen ne zamandır biliyordun Eylül?
Eylül:Bende dün öğrendim. Öğrendiğim gibi de açıklamalarını söyledim.
Ali:Niye bana söylemedin!
Eylül:Bağırmayı kes artık! Hande söylesin benden öğrenme istedim. Sırf o yüzden dün yaptığın her şeyi çektim ben.
Ali:Onlardan olmaz. Anlafın mı olmaz
Eylül:Neden? Ailelerimiz bizi boşanmaya zorladığında onlarda bize sizden olmaz diyordu. Biz karşı çıkmadık mı? Onlara yalan söyleyerek bir arada kalmadık mı? Şimdi onlara bizim yaşadıklarımızk mı yaşatacaksın?
Ali:Aynı şey değil
Eylül:Aynı şey! Onlara karşı çıkmaya devam edeceksen-
Ali:Edicem.
Eylül:İyi tek başına devam et ben gidiyorum.
Ali:Nereye?
Eylül:Sırf sen sakinleş diye yanına gelmiştim şimdide gidiyorum
Ali:Eylül saçmalama Allah aşkına
Eylül:Hande'nin yanına gidiyorum desteğe ihtiyacı var.
Ali:Of Eylül yaEvden çıkıp Canın evine gittim. Kapıyı hande açtı. Açtığı gibi de bana sarıldı. Bir süre onlarla oturduktan sonra çıktım. Gökçenin yanına gidecekken telefonum çaldı.
Eylül:Efendim
Ali:Eylül yardım et
Eylül:Ali noldu sesin kötü geliyor
Ali:Ey-lül nefes alamıyorum çabuk gel lütfen
Eylül:A-Ali tamam sen sakin olmaya çalış nefes almak için uğraş ben hemen geliyorum.Arabaya binip hızlıca eve geldim. Anahtarla kapıyı açıp içeri girdiğimde karşımda Ali'yi gördüm.
Ali:Hoşgeldin
Eylül:Ali?Ali arkama geçip kapıyı kapattı ve kilitledi.
Eylül:Sen iyisin?
Ali:Evet iyiyim gel hadiElini uzatınca tuttum. Hala şoktaydım. Beni yemek masasının yanına getirdi. Işıklar kapalıydı masa hazırlanmıştı. Mumlar etrafa ışık saçıyordu. Ali önümde diz çöktü. Elimi tutup öptü. Sonra cebinden küçük siyah bir kutu çıkardı. Kutunun içinde çok şık bir yüzük vardı. Yüzüğü kutudan alıp parmağıma taktı. Hala diz çökerken konuşmaya başladı.
Ali:Özür dilerim çok özür dilerim. Sana onları dememem lazımdı onları yapmamam lazımdı. Bir anlık sinirle oldu her şey. Ben asla öyle bir şey düşünmem sende yapmazsın zaten ben bir öküzlük yaptım ben eşeklik yaptım sende beni affet be güzelim. Ben sen bana küsken nefes alamıyorum.Bana masum masum bakarken gülümsedim ellerinden tutup ayağa kalkmasını sağladım. Yaklaşıp dudağına kısa bir öpücük bıraktım.
Eylül:Ben sana küs kalamam ki.
Ali:Hadi gel yemeğe
Masaya oturup Ali'nin hazırladığı yemekleri yedik. Gerçekten efsane yemek yapıyordu. Birlikte masayı kaldırdıktan sonra salona geçtik. Ali beni öpüp duruyordu.
Ali:Off iki gündür öpemiyorum ya
Eylül:O kadar özledin demekBeni süzüp konuşmaya devam etti.
Ali:Hem de çok
Eylül:Hmm pekiiDiyip dudağına yapıştım. Bir süre sonra ayrılıp alnımı alnına yasladım. Dudağımın kenarını ısırıp gülümseyince belimden tutup beni kucağına oturttu hızlıca. Sonra da kafasını boynuma gömüp öpmeye başladı...
Yeni güne Ali'nin yanında uyanmak çok güzeldi. Kalkıp duşa girdim. Çıktığımda Ali hala uyuyordu. Üstümü değiştirip aşağı indim. Kahvaltı hazırlarken sırtımda bir sıcaklık hissedince yerimde sıçradım. Ali önce saçlarımı kenara çekip boynuma öpücük bırakmıştı. Geri çekilince arkadan belime sarılıp kafasını omzuma yerleştirip konuşmaya başladı.
Ali:Çok güzel kokuyorsun.
Eylül:Ya öyle mi?
Ali:ÖyleArkama dönüp kollarımı ensesinde bağladım. O da eğilip dudağıma yapıştı. Ayrılınca geri tezgaha döndüm.
Eylül:Hadş üstünü değiştir gel kahvaltı hazır.
Ali:PekiiiAli masaya oturunca kahvaltı etmeye başladık.
Eylül:Ali?
Ali:Efendim canım
Eylül:Ha-
Ali:Handeyle Can birlikte olmayacaklar.
Eylül:Ya bi sözümü bitirseydim.
Ali:Ayrıldılar demediğin sürece bitirmene gerek yok. Bu arada Handeye söyle valizini toplasın bize gelsin.
Eylül:Neden?
Ali:Bu gece onu Bursaya götürücem. Ve sen bundan ona bahsetmeyeceksin.
Eylül:Ali saçmalama
Ali:Çok işim var eve geldiğimde Hande burada olsun seni seviyorum.Yanağımdan öpüp evden çıkınca elimdeki çatalı masaya fırlattım. Kalkıp masayı topladım. Bulaşıkları da halledince hazırlanıp şirkete geçtim.
Çağla:Eylül hanım
Eylül:Efendim Çağla
Çağla:Şeyy
Eylül:Ney?
Çağla:Hande hanım şirketten ayrıldığını söyledi.
Eylül:Ne?! Tamam sen çıkabilirsin
Çağla:Kahve?
Eylül:Yok saol istemiyorum
Çağla:Peki efendim.Çağla odadan çıkınca Handeyi aradım.
Hande:Efendim?
Eylül:Napıyorsun sen? Ne demek şirketten ayrılmak?
Hande:Orada duramazdım Eylül
Eylül:Hande saçmalama! Proje nolucak!? Şirkette başka mimar yok herkes izinde projeyi bitirmek sana bağlıydı!
Hande:Bak ben sana projenin detaylarını mail olarak atarım gerekirse evden çalışırım ama şirkete gelemem.O an aklıma Ali'nin söylediği aklıma geldi. Özür dilerim Hande.
Eylül:Tamam o zaman bugün bize geliyorsun hatta sadece bugün değil direkt eşyalarını alıp bize geliyorsun proje bitene kadar.
Hande:Abim-
Eylül:Bak bugün Ali gelmeyecek. Hem beni yalnız bırakmak istemezsin dimi?
Hande:Peki tamam gelicem.
Eylül:Tamam canım benim işim var kapatıyorum.Saate baktığımda çıkma saatimin geldiğini fark ettim. Eşyalarımı alıp çıktım odadan.
Eylül:Çağla masanın üstünü toplarsın sen. Neyin nereye konacağını biliyorsun yanlış koyma
Çağla:Tamam eylül hanım.Şirketten çıktığımda Alinin arabasını gördüm.
Ali:Hoşgeldin aşkım.
Eylül:Hoşbulduk, ee nasıldı günün
Ali:Benimki güzeldi de geç şimdi bunları. Handeyi çağırdın mı?
Eylül:Çağırdım ama senin evde olmayacağını biliyor. Geç gel eve.
Ali:Tamam
Eylül:Senin yüzünden Handeyle aram bozulucak!
Ali:Siz gelin gmrümce kopamazsınız birbirinizden.
Eylül:Bursada nasıl tutmayı düşünüyorsun?Uçak var otobüs var bir sürü araç var. Nasıl tutucaksın onu orada?
Ali:Koruma koyucam başına
Eylül:Sen iyice saçmalamaya başladın Ali
Ali:Kardeşim için hepsi
Eylül:Kardeşin için kardeşini mutsuz mu edeceksin?
Ali:Gerekirse
Eylül:Ali
Ali:Bu kadar konuşma yeterli bence. Sence?
Eylül:Değil!
Ali:Tamam anlaştık o zaman
Eylül:İnanamıyorum sanaAli beni eve bırakıp gitmişti. Üstümü değiştirip mutfağa girdim tabağa birkaç atıştırmalık koyup masaya götürdüm. İş malzemeleriniz de masaya getirdim tek eksik Handeydi. Kapı çalınca açtım hande valiziyle kapıdaydı. İçeri girince hemen çalışmaya başladık. Saat geç olmuştu Ali gelmek üzereydi. Lavaboya gidip önce Ali'yi aradım.
Ali:Efendim canım
Eylül:Neredesin?
Ali:Çıktım geliyorum noldu?
Eylül:Şey Bursaya nereden gideceksiniz?
Ali:Eski yoldan neden sordun ki?
Eylül:Merak ettim uzaklığını da. Onu hesaplamak için
Ali:Tmamam canım araba kullanıyorum şimdi kapatmam lazım
Eylül:Tamam görüşürüzAli kapatınca hemen Can'ı aradım.
Can:Efendim Eylül. Handeye mi bir şey oldu?
Eylül:Henüz olmadı ama olabilir
Can:Nasıl yani?
Eylül:Ali 1 saat sonra Handeyi Burasaya götürecek eski yoldan gidecekler onları durdur. Ali'nin sana haber verdiğimden tabiki haberi yok olsa izin vermezdi zaten.
Can:Tamam ben hemen halledicem saol Eylül çok saol.
Eylül:Umarım her şey istediğiniz gibi olur.Telefonu kapatıp Hande'nin yanına gittim. Masaya oturmadan kapı çalmıştı.
Hande:Kim geldi ki bu saatte? Abim mi?
Eylül:Hayır ya abin değildir bana gelmeyeceğini söyledi.
Hande:Tamam gidip bakalım o zaman. Ama dur! Önce eline bir şey al.Elime kenardaki bibloyu alıp kapıya gittim. Ali'nin geleceğini bilsem de Hande anlamasın diye yapıyorum. Kapıyı açınca Ali içeri girdi.
Eylül:Ali? Sen hani gelmeyecektin?
Ali:İşim erken bitti geldim canım. Hande? Sen de mi buradaydın? Gökte ararken yerde buldum demek
Hande:O ne demek abi?
Ali:Hazırlan gidiypruz
Hande:Nereye?
Ali:Ufak bi tatile abi kardeş gidip gelicez. Valizin o gerizekalıdaysa gidip alalım.
Hande:Birincisi Can gerizekalı değil! İkincisi orada değil burada.
Ali:Ne güzel işte bak hadi al valizini gidelim.
Hande:Nereye gidicez
Ali:SürprizHande tedirgin şekilde yukarı çıkıp valizini aldı. Ali de Handenin masadaki telefonunu alıp cebine koydu.
Hande:Eylül?
Ali:Eylül gelmiyor.
Hande:Ama-
Ali:Aması falan yom hadi gidelim.Ali
Handeyle yola çıktık.
Hande:Nereye gidiyoruz söyle artık abi.
Ali:Bursaya.
Hande:Bursaya mı?
Ali:Bunu senin için yapıyorum
Hande:Neyden bahsediyorsun abi sen!
Ali:Bursada kalacaksın canı unutana kadar.
Hande:Abi saçmalama indir beni hiçbir yere gitmiyorum.