20.Bölüm

168 16 5
                                    

Ali:Canla Fırat anlamamış olabilir. Ama ben orada gülmenin sebebinin o olmadığını çok iyi biliyorum.

Sevimli bir şekilde güldüm.
Eylül:Ya ben orada dışımdan güldüğüm için telaşlı davrandım. Normalde öyle gülmeyecektim
Ali:Umarım öyledir.

Sert bir bakış atıp koltuğa geri uzandı.
Eylül:Iı yemek hazırlayım mı? Aç mısın?
Ali:Yok değilim
Eylül:Peki

Alinin yattığı koltuğun yanındaki koltuğa oturdum. Uzun bir sessizlik oldu. Sessizliği bozan ise benim telefonum oldu. Handenin aradığını görünce mutfağa geçip açtım.
Eylül:Efendim
Hande:Sen pot mu kırdın?
Eylül:Biraz
Hande:İyi toplamışsın
Eylül:O söyledi dimi sana? Pis ispiyoncu!
Hande:Tabi ne sandın.
Eylül:Senin işin onunla dimi? O yüzden öyle dedi
Hande:Evet öyle canım.
Eylül:Elimde de ne büyük koz var öyle değil mi canım?
Hande:Nasıl yani?
Eylül:Diyorum ki en kısa sürede herkese söylemezsen çıkar ben söylerim.
Hande:Ya yengem canım tengem yapma biz daha hazır değiliz.
Eylül:Seviyor musun?
Hande:Evet
Eylül:Bu kolay oldu. Aşık mısın?
Hande:Evet
Eylül:Yaa yerim ama seni şapşal. O?
Can:Bendeeğ
Eylül:Yaa demek öyle çık anlat o zaman herkese. Hayır bende yanında olucam sonuçta. Bak ben Ali'ye yalan söylemekten sıkıldım. Bak hazırlan yarın bizde gelelim oraya herkesin içinde söyleyelim. Ben her zaman yanındayım aşkım.
Hande:Öyle mi diyorsun?
Eylül:Evet öyle diyorum. Öbürüne de söyle o da açıklasın herkese
Can:Tamma ya yarın açıklıyoruz.
Eylül:Aferin böyle işte ya. Neyse Ali daha çok şüphelenmesin sonra görüşürüz canım öptüm baay.

Telefonu kapattım yüzümdeki kocaman gülümsemeyle kapıya döndüğümde kaoıya yaslanmış kollarını göğsünde birleştirmiş sinirli ifadeyle bana bakan Ali'yi gördüm.
Ali:Kimle konuştun Eylül?
Eylül:H-Handeyle
Ali:Ya demek öyle, Handeyle neyi açıklayacaksınız yarın?
Eylül:Hiçbir şey
Ali:Hiçbir şey? Sen telefonunu bir verir misin canım?
Eylül:Niye aşkım?
Ali:Eylül telefon...
Eylül:Ne o şimdi de telefon mu karıştıracaksın? Nerede kaldı telefonumun özeli?
Ali:Bak Eylül sinirleniyorum ver telefonunu.
Eylül:Sen bana güvenmiyorsun?
Ali:Ver şu telefonu!
Eylül:Al al bak!

Telefonu hemen ona uzattım. Telefonumu açıp aramalara baktı. "Handem" yazısını görünce whatsappa girdi.
Ali:Bu ne?
Eylül:Ne ne?
Ali:Neden mesajların hepsi silinmiş? Ne saklıyorsun?
Eylül:Senden bir şey saklamıyorum!
Ali:O yüzden mi telefonda bana yalan söylemekten sıkıldığını söyledin!

Birden bağırınca irkildim.
Ali:Cevap ver!
Bağırırken elindeki telefonu duvara fırlatmıştı. Ağzım açık kalmıştı. Gözlerim dolmuştu.
Eylül:Her şeyi yarın öğreniceksin! Ve bana bunu yaptığın için pişman olucaksın!

Omzuna çarpıp geçtim yanından odaya çıkıp kapıyı kilitledim. Yatağa oturdum ağlamaya başladım. Çok sinirliydim. Kesin onu aldattığımı düşünüyordu. Ondan bu kadar şüpheciydi. Kafamı kaldırıp karşıma baktığımda makyaj masasındaki çerçeveyi gördüm. Kalkıp çerçeveyi elime aldım. Birkaç saniye fotoğrafa baktıktan sonra odanın balkonuna çıktım. Evin bahçesine bakıyordu. Ali de bahçede manyazayı izliyordu. Sinirle çerçeveyi onun yanına doğru fırlattım. Çerçeve yere düşünce önce yere sonra balkona bana baktı. Bana dönünce hemen odaya geri girdim. Sinirim gitmemişti. Odadaki küçük olan her şeyi bir yerlere fırlatıyordum. Bazılarını balkondan bazılarını odanın duvalarına doğru fırlattım. Sinirimi çıkarınca yere çöküp ağlamaya devam ettim. Artık daha sakindim.

Sabah
Uyanıp üstümü değiştirdim. Aşağı indiğimde Alinin koltukta uyuduğunu gördüm. Ceketimi ve çantamı alıp evden çıktım. Erkenden Handenin yanına gittim.
Hande:Eylül? Hoşgeldin. Erkencisin akşam gelecektin.
Eylül:Gideyim istersen
Hande:Yok ondan demedim şaşırdım sadece de... Sen iyi misin? Gözlerin şişmiş. Noldu hiç uyumadın mı?

Handeye dün olan her şeyi ağlayarak anlattım.
Hande:Ne diyorsun ya?
Eylül:Hande görmen lazımdı. Gözündeki sinir... Ben onu ilk defa böyle gördüm. O kadar olay oldu o kadar sinirleneceği insan çıktı karşısına ama hiçbirine bu kadar sinirli bakmadı Hande. En çok da bu ağırıma gitti. Dün nasıl uyuduğumu bilmiyorum. Kimseyi arayamadım. Hiçbir yere gidemedim. Çok zordu.
Hande:Söyleseydin. Abime anlatsaydın her şeyi. Acı çekmeseydin Eylül anlatsaydın.
Eylül:Ne olursa olsun o bana bir kere güvenmedi zaten. Anlatsam da bir şey değişmezdi. Bu sefer de niye sakladın diye kızacaktı.
Hande:O hele bi gelsin buraya mahvedicem onu mahvedicem
Eylül:Ya hayır sen abinle aranı açma. Hem zaten biliyorsun her zaman söylerler karı-koca arasında olur böyle şeyler.
Hande:Sen çok iyisin ya. Ama benim mal abim değerini bilmiyor

Akşama kadar konuştuk. Akşam yemeğinde Ali de gelmişti. Biz salonda oturuyorduk. Elinde bir kutuyla yanıma geldi.
Ali:Al aç bakalım

Şaşkınca ona bakıp elindeki kutuyu aldım. Paketini açınca bunun telefon kutusu olduğunu anladım. Son model telefon almış bana.
Selda:Aa oğlum Eylüle neden telefon aldın?
Ali:Şey ben dün onu-
Eylül:Ya dün Ali telefonumu düşürdü o da açılmadı bir türlü. Bozuldu. O yüzden almış. Teşekkür ederim canım.

Diyip samimi olmayan bir gülümsemeyle Aliye baktım.
Ali:Aynen öyle oldu.
Ali kulağıma yaklatı.
Ali:Dün gece için çok özür dilerim
Diye fısıldadı. Bende aynı tonda cevap verdim.
Eylül:Bu burada konuşulacak konu değil. Yarın geldiğimde konuşuruz.
Ali:Yarın derken? Bugün gelmiyor musun?
Eylül:Gelmiyorum. Gökçenin yanına gidicem.
Ali:Eylül
Eylül:Tamam yeter geç otur hadi.
Kapı çalınca Hande hemen ayaklandı. Heyecanı yüzünden belliydi.
Selda:Kızım niye ayaklandın otursana Aysel bakar.
Hande:Yok ben ondan değil ya. Heh

Koşarak Can'ın yanına gidip kulağına bir şeyler söyledi. Sonra da Canı elinden tutup sürükleye sürükleye Salona getirdi.
Hande:Eveet annecim, babacım, abicim ve abim sayılan Fırat.
Ali:Noluyor?
Eylül:Susarsan anlayacaksın zaten. Ayrıca dünkü sorunun cevabını da alırsın.
Hande:Şöyle biz bunu söylmekten çok çekiniyoruz aslında. Ama söyleyeceğiz.
Müfit:Ne bu söyleyeceğiniz şey kızım?
Hande:Babacığım biz Canla birlikteyiz!
Ali:NE!
Selda:Kızım ne diyorsunuz? Siz abi kardeş gibi büyüdünüz
Müfit:Olmaz öyle şey! Hani abin neyse Can da oydu?
Fırat:Ben şoklardayım kpnuşmama hakkımı kullanıcam.

Ali birden kalkıp Canı yakasından tuttuğu gibi duvara yapıştırdı.
Ali:Ne zamandır arkamdan iş çeviriyorsunuz lan! Ne zamandır! Ben sana kardeşim dedim sen kardeşime mi göz diktin şerefsiz!

Koltuktan kalkıp Aliyi ayırdım.
Eylül:Ali saçmalama! Onlar birbirini seviyorlar! Yapmayın Allah aşkına!
Ali:Eylül sen karışma!
Eylül:Ali geç şuraya otur sakince dinleyin onları. Döverek karşı çıkarak hiçbir şey yapamazsınız!
Hande:Konuşmaya gerek yok Eylül

Hande koşarak odasına çıkınca bende peşinden koştum. Hande'nin odasına girdiğimde çantasını topladığını gördüm.
Eylül:Hande napıyorsun?
Hande:Gidiyorum
Eylül:Nereye?
Hande:Bilmiyorum ama bu evde kalamam Canın yanına giderim belki.

Hande eşyalarını toplayınca birlikte aşağı indik.
Hande:Can! Hadi gidelim.
Ali:Nereye!
Hande:Sanane abi sanane!

Hande Can'ın elini tutup evden çıktı. Müfit amca çok sinirliydi. Ali de aynı şekilde Selda teyze ise Hande gittiği için ağlıyordu. Fırat ve ben sakindik.
Eylül:Ali. Ali!
Ali:Efendim
Eylül:Gel hadi bizde eve gidelim
Ali:Tamam

Tesadüf-BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin