Neağbıyonuz len bayram paşalılar?
Size baryam sürprizi yaptım ve bölümü bugün attım. Nahsıl ama?
Multi: Yaprak sarması pişmanlıktır.
Keyifli okumalar ayol!
.
.
.('Wayh be!' dedi kevs bunu okuyunca. Hayat ona öyle bir el hareketi çekmişti ki bu sefer size bayramda atmak için hazırladığı bölümü dahi atamamıştı... Kalanlar varsa yola devam yiğitlerim🖤)
Ne oldu hocam?
-Senin vokal hasta olmuş. Sesinin Rüstem abiden farkı yok şu an. Haftaya program var ve yeni vokal bulsak bile ezberi var düzenlemesi var. Anlayacağınız, ya tek yapacaksın Hayat, ya da program iptal olacak.
-İyi de hocam, benim nefesim yetmiyor ki bir şarkıyı tek kişi söylemeye! Bunu biliyorsunuz?
-Evet... Doğru söylüyorsun.
-Ben söyleyeyim hocam? Şarkıları ezbere biliyorum ama ses konusunda beğenir misiniz bilmiyorum?
Kaşlarımı çatmış Polat'a bakıyordum.
-Sen şarkı da mı söylüyorsun?
Zaten bütün enstrümanları çalabiliyordu. Bir de şarkı mı söyleyecekti? Bu çocuk Dünya'ya VIP bile gelmemişti. Bu ondan da üstün bir şeydi.
Kime yaptırdın lan bu kadar torpili?!
Hele küçük Emrah'ın marifetlerine bakın hele!
Hele hele!
Hele hele hele hele hele!
Kafası ile beni onayladıktan sonra bakışlarını Serhat hocaya çevirdi.
-Tabi tabi, bir deneyelim hemen.
Hocanın ışıldayan gözleri hepimizin üzerinde gezdikten sonra ellerini hızlı hızlı iki kere çırpıp yapmamız gerekenleri hızla saydı.
-Herkes enstrümanının başına haydi! Polat, sen şimdi şarkı söyleyeceğin için öndeki iki koltuktan bize göre sol taraftakine otur. Başta elektronik gitar çalıyordun değil mi sen?
-Evet hocam.
-Tamam. Klasik gitara geçiş yapacağın vakit sen kalkıp biraz vücudunu rahatlatmak amacıyla falan kendin mi almak istersin, yoksa odağının bozulmaması için biz mi verelim?
-Siz verseniz daha iyi olur sanki.
-Tamam çocuğum. Haydi! Herkes hazır mı?
Normalden üç kat daha büyük olan tekli koltuğun bize göre sağ, seyirci koltuklarına göre sol taraftakine geçtim. Yanıma ise elinde elektronik gitarı ile Polat geçti.
Baterinin başındaki Oğulcan'ın ritmik sesi ile şarkıya giriş yaptık.
-Ve son, ki, son, ki, üç, dört!
Polat dikkatini vermiş gitarı çalarken gitarın markası dikkatimi çekmişti.
Bu çocuk tam bir zengin piçti.
Allah daha çok versin evladım.
Gözümü gitardan ayırıp seyirci koltuğuna oturan bizim sınıf ve bir kaç kişiye göz gezdirdim.
İşte bunu seviyordum.
Sesimi bilenlerin gözündeki dinlemek için can atan ışıltıları, bilmeyenlerin ise merak dolu bakışları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Şaka?
HumorElimi asker selamı gibi yapıp gözüme güneş gelmesini engellerken yine de gözlerimi kısmıştım. -Lan! Şaşkın ve korkulu çıkan sesimle Güneş ve Beste'de çatıya bakmışlardı. Ayağa kalkıp okula doğru biraz yaklaştım ve çocuğa bağırmaya başladım. -Birader...