Bu bölümde Jongin'in hayatını ve iç dünyasını biraz daha açtım.
Bir önümdeki su dolu bardağa bir karşımda oturan Jongdae'ye baktım. Ellerimi bardağın iki yanına koymuş gözlerimi kısarak Jongdae'yi süzüyordum. O ise tüm umursamazlığıyla önündeki hamburgeri götürüyordu. Her zamanki gibi. Jongdae hiç değişmiyordu. İkiz olsak bile karakterlerimiz zıt yönlerdeydi. "Eee hala neden burada olduğunu söylemeyecek misin? Türkiye'den neden zamansız döndün ve eğitim gezimde beni nasıl buldun anlat hadi sabırsızlanıyorum." diye anlatması için ısrar ettim. Yaklaşık 10 dakikadır yemeğiyle yaşadığı aşkı sonlandırmasını bekliyordum. Ağzına attığı son lokmayı çiğnerken bir yandan da ağzı dolu dolu konuşarak "Tamam tamam" dedi ve büyük bir aşkla yediği yemeğinin son lokmasını yuttu. Yanındaki beyaz selpaklardan birini alarak elini ağzını sildi konuşmaya başladı.
"Nereden başlasam bilmiyorum ama ana konuyu direk söyleyeceğim temelli buraya döndüm. " Dediğinde gözlerim sonuna kadar açıldı ve önümde duran soğuk su dolu bardağı bir dikişte içtim ve masaya hızla koyunca yemekhanede vuruş sesi yankılandı.
Annemle Babam biz beş yaşındayken evliliklerini sonlandırıp hayatlarına yeni bir yön çizmeye karar vermişlerdi. Bu kararları aile bireylerini ortadan ikiye ayırmıştı.
"Peki ya abim? Minseok da artık burada mı kalacak?" diye en merak ettiğim sorulardan birini yönelttim. Soracağım çok şey vardı. Annemle Babam ayrılınca Annem iki sene sonra Abim- abim dediğime bakmayın sadece üç yaş büyüktü- ben ve Jongdae'yi alıp Türkiye'ye gitmek istedi. Bu fikrinden sonra babam tabiki deliye dönmüştü ama en sonunda beni babamla bırakmak şartıyla anlaştılar ve yollarını tamamen ayırdılar. Abim ile Jongdae birbirine destek olurken ben tamamen yalnızlığa itilmiştim.Annem Türkiye'de yeniden evlendi ve kendine yeni bir hayat kurdu. Kardeşlerim orada yeni bir aile ortamında hayata tekrar dönerken ben burada tekrar evlenmeyen ve kendini işine adamış babamla evin soğuk duvarlarıyla yalnız kalmıştım. Jongdae burnunu kıvırdı ve elini sildiği selpakla oynamaya başlayarak onu masada bir ileri bir geri itmeye başladı. "O durum daha bir karışık. Yani şimdilik hayır diyebilirim." dedi ve gözlerini selpaktan ayırmadı. Masaya doğru eğildim ve içimde beni gıdıklayan şüpheye boyun eğerek sorularımı dizdim. "Nasıl şimdilik? Jongdae neler oluyor anlatır mısın?" dediğimde anlatması için destek vermek amacıyla elimi selpakla oynadığı elinin üzerine koydum. Aslında bu bana biraz tuhaf gelmişti. İkizim olsa bile ayrı hayatlarımız bizi biraz uzaklaştırmıştı. Buradaki arkadaş ortamım olmasa belki de kardeş sevgisi olgusunu hiç bilemeyecektim. Arkadaşlarımla kardeş gibiydim. Jongdae önce elinin üzerine koyduğum elime baktı sonra gözlerini yukarı çevirerek yüzüme baktı. Yüzü huzursuz görünüyordu.
"Aslında Minseok son günlerde çok tuhaftı yani..." yüzünü ekşitti ve ne diyeceğini bilemiyormuş gibi birkaç saniye bekledi. Devam etmesi için elini sıcak bir şekilde sıktım. Bu ona yeterli geldi ve konuşmaya devam etti. "Yani Jongin aslında her şey normaldi. Hayatımızın normal akışıydı bilirsin." dediğinde içimden alayla güldüm. Bilmiyorum o sıcak aile kavramını kaybedeli yıllar oldu. Jongdae içimdeki hesaplaşmadan habersiz devam etti
"Ama son zamanlarda çok tuhaflaştı. Eve uğramaz oldu. Nereye gitse fotoğraf makinesiyle geziyordu." dediğinde kaşlarımı çattım. Benim bildiğim abim asla böyle vurdumduymazlık yapmazdı. " Buraya taşınmana bu mu sebep oldu?" diye sorarak devam etmesini bekledim. O sırada Jongdae elimin altındaki elini çekti ve gülümsemeye başladı. "Şimdilik bu kadar Jongin. Çok yoruldum ve dinlenmek istiyorum. Ha unutmadan artık burada seninle eğitim gezisindeyim haberin olsun." diyerek tekrar gülerek masadan kalktı ve yemekhaneden çıktı. Koca yerde bir düşüncelerim bir ben kalmıştık. Demek bayağı süredir Koredeydi ki kayıt işlerini falan halletmişlerdi. Babam neden bundan bana bahsetmedi diye düşünürken kaç gündür onunla konuşmadığımı fark ettim. Başımda zaten büyük bir dert varken işler gittikçe tuhaflaşıyordu.
DEVAM EDECEK...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANONİM:AYI
NouvellesBilinmeyen: Yağmurda hasta olmadan çabuk ol da git Biradetayınini: Sen kimsin? Bilinmeyen: Ben mi şey ben ayı Biradetayınini: Dalga mı geçiyorsun? Bilinmeyen: Sanırım dolaylı yoldan öyle oldu kkkk Biradetayınini:Seni engelliyorum.