5. you can not escape.

2K 227 45
                                    

Hepinize tekrardan merhabaa.

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir hepiniz. 😈

Güzel bir bölüm olmasını ve severek okumanızı umuyorum. Sizleri seviyorum. 💞

Oy verip yorum atarsanız çok çook sevinirim.

İyi okumalar.

Şarkı: AViVA - HUSHH (slowed down)














Flashback..

Taehyung ve kendim için içki almaya gittiğim bu yolda bedenler birbirine dolanık bir vaziyette dans ediyorlardı. Herkes kendinden geçmiş gibiydi, şimdiden.

O kalabalıktan nasıl sıyrıldığımı bile bilmezken geldiğim bu masaya doğru gözlerimi dolaştırmış, üstündeki içkilerle burnuma dolan koku sert bir nefes vermemi sağlamıştı. İçlerinden hangisi ağırdı bilmiyordum ama ağır olanı koymayacaktım tabii. Çünkü Tae'nin içkilere dayanamadığını biliyordum. Bu ağır olanı versem pert olurdu sanırım?

Bu yüzden bakışlarım bira kutularında dolanmış, tekini parmaklarım arasına alıp açarken dudaklarıma yaslayıp kafamı kaldırarak yavaşça yudumlamıştım. Boğazımdan akıp geçen içkiyle nefes vermiş, elimi yeniden kutulara doğru uzatacakken farklı bir tene değmiş, hemen bakışlarımı yanımda benden farksız olarak bira almaya çalışan mavi saçlı da gezdirip hemen geri çekilmiştim. ''Al lütfen.'' Dedim birayı gösterirken. Dediğim ona komik gelmiş olacak ki, biralara uzanıp tek kutuyu almış ucunu açarak yandan bir gülüş sunmuştu bana. ''Bir civcive bira zararlı değil mi?''

Kaşlarım anlamsızca çatılmış, birayı ona doğru bakarak dudaklarıma yaslamış ve içmiştim. ''Ne civcivi?'' Dedim bu sefer. ''O zaman,'' Gözlerim şöyle bir saçlarında gidip gelmiş, sonrasında suratına kaydığında tek kaşımı kaldırıp tek elimi masaya yaslamıştım. ''Kedilere de yasak olmalı?'

İfadelerine bir anlam yükleyemiyordum ki bu bakışlara 'Kedi gibi bakıyor.' diyebilirdim.

''Espri anlayışını sevdim.'' Bu sefer o da ben gibi elini masaya yaslamış, kafasını geriye atıp mavi tutamlarının alnından çekilmesini sağlamıştı. ''Bir kedi olmak için fazla hırçınım ama.''

Onun dediğiyle bu sefer de benim dudaklarımda bir gülüş oluşmuştu. Kafamı iki yana sallamış, alt dudağım üzerinden dilimi geçerken ona doğru bakmıştım tekrar.

''Asıl hırçın olan kedilerdir ama. Bence çok insan bunu sana söylediği için kabullenemiyor olabilirsin. Ama dışarıdan bir kediye benziyorsun.'' Dürüstçe konuşmamdan sonra birayı hızlı hızlı yudumlamış, elimi masadan çekerken o da benimle beraber elini çekmişti.

O sırada Taehyung'un beni beklediğini hatırlamış, gitmek için yeltenirken bir anda bileğimde hissettiğim elle ona doğru bakmıştım. ''İlk izlenimimin bir kediden ibaret olmasını istemem.'' Kafamı eğmiş, bir bileğimdeki kemikli parmaklara, sonra da mavi saçlara gözlerimi çıkartmıştım.

''Acelem var ama.''

''Bence bana birkaç dakika ayırabilirsin?'' Kafasıyla gösterdiği duvar köşesine bakmış, bir süre düşünürcesine ona bakmaya devam etmiştim. Birkaç dakikadan sıkıntı olacağını zannetmiyordum, sanırım.

Bu yüzden de dudaklarım aralanmış, ''Sadece birkaç dakika.'' Diyerek gösterdiği noktaya ilerlemiştim elimi nazikçe ondan kurtarırken. Adımlarımı duvar köşesine ilerletirken durmuş, gelen bedenine doğru bakmıştım merakla.

Bir süre sonra bedenini bana doğru dönmüş, sırtını duvara verip bakışlarını yüzüme kilitlemişti. Elimdeki kutuyu dudaklarıma yaslamış, birayı yudumlarken araladığım dudaklarım arasından nefeslerim dökülmüştü.

Illimite | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin