Selamm.
Nasılsınız?
Medyayı, dans kısmına kadar dinleyebilirsiniz. Ondan sonra şu müziği açarsanız daha güzel anlayacağınıza eminim.
Garbage - Control
Bol bol yorum yapıp oy verirseniz mutlu olurum.
Aklınızda takılan sorular olursa yazmaktan çekinmeyin lütfen. Sizleri seviyorum.
İyi okumalar.💘
Medyadaki Şarkı: Cat Pierce - Go To Hell
Lacivert loş ışık altında parlayan irislerim onunkilerden çekilmiyor, ne diyeceğimi düşünüyordum. Sonuçta partiye daha yeni gelmiştim değil mi? Hemen eğlenmem beklenilmezdi. Zaten Jimin'i bekliyordum.
Bu yüzden ne diyeceğimi bilemez halde bakışlarımı ondan kaçırmış, dilimle kuruyan dudaklarım üzerinden geçmiştim. ''Bilmiyorum..'' Döküldü sonra dudaklarımdan. Ki gerçekten de bilmiyordum. Jeo burayı biliyor gibiydi. Benden üst sınıf olduğunu da varsayarsak nasıl eğlenileceğini biliyordu, belki de.
''Bir şeyler içebiliriz. Seni daha yakından tanımak istiyorum Taehyung.''
Kafamı dudaklarından dökülen cümle ile ona doğru çevirmiştim yeniden. Beni daha mı yakından tanımak istiyordu? Sanırım bu şekilde eğlenebileceğimizi düşünmüştü, ben biraz yanlış anlamıştım.
Avuç içlerimin terlediğini hissetmiş fakat buna rağmen soğuk olan ellerimle kaşlarım çatılmıştı. Heyecan yapmıştım çünkü hep mesafe olarak yakın, hem daha çok konuşmamız gerektiğini söylüyordu bir nevi.
Ve ekledi.
''Buna hayır diyemezsin ya?''
Kibarlık kullanarak bile reddedebileceğim bir şey değildi çünkü oldukça arkadaşça yaklaşıyordu. Bu yüzden de fikrim değişmiş, kafamı sallayarak onaylamıştım onu bir anda. O da böylelikle kaşlarını kaldırmış, duvardan çekilirken içimden rahatlıkla bir nefes vermiştim sessizce. Aşırı gerilmiştim.
Herkes kendi alemindeydi zaten beni dövse kimsenin ruhu duymazdı. Kafaları uçuyordu. Benim kafamsa gerginlikten dolayı uçuyordu.
Bakışlarım ondan çekilmiş Jimin'i ararken derin bir nefes vererek duvardan çekilmiştim ben de. ''Jimin'de burada bir yerde olacaktı aslında. Bana içecek arıyordu ama, bulamadım.'' Dedim onu aramaya devam ederken. Bu sefer Jeo'dan bir ses yükseldi işaret parmağını köşeye doğrultup. ''Arkadaşın şu mu?''
Gördüğüm manzara ile duraksamış, bakakalmıştım. Burada bilmem kaç dakikadır Jimin'i bekliyordum, o ise yanında kim olduğunu bilmediğim biriyle gülüşerek konuşuyordu. Kızacak değildim ama beklemiştim işte ne bileyim.
''Yanındaki arkadaşım olur, Yoongi.''
''Hm.'' Dedim bu sefer cevaben. Ve devam ettim.
''Oldukça iyi anlaşmış gibi görünüyorlar.''
Jeo benim önüme geçmiş, yüksek tınını duymam adına bana duyururken ilerlemeye başlamıştı içeceklerin olduğu yöne.
''Evet şaşırmadım.''
Ben onu takip etmeye devam ettiğim sırada içeceklerin olduğu yere gelmiş, burnumu dahi yakan kokuyla gözlerimi büyük kaselerde dolaştırmış yüzümü buruşturmuştum. İçlerindeki içkilerin büyük ihtimalle alkol oranları oldukça yüksekti. Fakat bu pek Jeo'yu ilgilendirmiyormuş gibi ilk önce kendine bir bardak almış, sonra da bana verip uzatırken elindekine bakıp yavaşça parmaklarım arasına almıştım. Burnumu bardağa doğru yaklaştırmış, kokladığım gibi yeniden iğrenerek bakmam bir olmuştu. ''Ah, bu çok ağır sanırım.'' Dedim kafamı ona doğru hafiften kaldırırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Illimite | Taekook
Fanfiction⠀ ⠀ ⠀ Acımasız bir katilin tek zaafı, bir çift mavi gözden ibaretti.