Küçük yaşlarda illüzyon gösterileri nasıl hoşumuza giderdi. Birşeyleri kaybedip, sonra yine olmadığı yere getirilmesi mümkün mü yoktan var etmek? Hız, el çabukluğu, beceri elbette denilebilir. Aslında ardında olan, görseldekin den ayrı olmamakla beraber, farklı görünür. "Ben bunu yapıyorum, arada bağ olanı hızlandırıyorum ki göz yakalayamasın, sonucu gör, budur" der gibi bir işleyiştir.Gelelim aynalanmaya... Ayna olma, kendini karşından alarak yaşam, işte asıl yaşamın sistemindeki başlıca esas. Kendinde olan ne ise; kendinden karşıya verebileceğin de farklı bir şey değildir. Potansiyeli yüksek olan enerji aynı alan içinde dengelenmeye başlar. Bu enerjinin yayılım biçimidir.İnsan, enerjiseldir. Kendi ruhunu taşıyan bedende toplanan enerjisi, bir şekilde algısal ya da görsel bir alanda yayılım gösterirken, yoğunluğu olan enerjiye dönüşüm halindedir. İnsan, farkında olabilir ya da olmayabilir. Ancak; insanda da enerjiler çekilir ya da itilir. Biriyle karşılaştığımızda, konuştuğunuzda iletişimde olduğunuzda kendinizi hafiflemiş hissedebilirsiniz. Olumlu konuşmayı, dinlemeyi istersiniz farkında, ya da olmadan. Aynanız, karşınızdaki arkadaşınızdır. Tam tersi bir durumla da karşı karşıya kalabilirsiniz. Konuşmayı iletişimi istemez, olumsuz yönlerini görmeye başlar, ses söz tonlarınızın tüm yumuşaklığı sertliğe de dönüşebilir. Ancak; o anda da bir aynalanma durumu yaşanmaktadır. Kaynak kendimiz, doğan yer, karşıyı tümler ve kaynağa geri döner. Başladığı yere. Tam merkezine. Kendine. Kısaca; saf sevgi verebildiğinizde, aynanızdan size yansıyan yine saf değişmeyen sevgidir. Öfke verdiğinizde size yansıtılan yine öfkedir. Bu enerjinizin aynalanmasıyla size geri dönmesidir. Her düşünce, söz, duygu, beden ve her şey enerji taşır. İnsan, farkında olsun ya da olmasın karşılıklı olarak bu enerjiler aynalanır.
Yansıyan, yansıtılan enerjisel varlıklar ancak; kendi potansiyellerini kendilerine geri dönmek üzere açığa çıkarabilirler. Ruhun bilgisiyle süren bu akış, yine ruhun gözüyle (kalp gözü) ile idrak edilebilir. İnsan olmak üzere olan, deneme alanında kendinden yine kendine olan yolculuğunda, bu aynalama - aynalanma ise kendiyle özü arasında mükemmel bağı oluşturur. İdrak elbette başta zordur. Dersin zor olması, tekrar tekrar yenilerin gelmesi, aynalara olan bakışlara göredir. Aynalanmaya, ekranlar ve izleyiciler benzetmesi fikrimce yapılabilir.Gördüğünüzde kendinizi bilirseniz, göremediğinizde kendinizi bulabilirsiniz. Aynanın aynalığını yapabilmesi, ayna olabilmesi için arka yüzünün sırlanması gereklidir. Aynaya baktığımızda ancak o sırrın varlığı ile kendimizi görebiliriz. Sır yoksa; bu mümkün değildir. Nasıl ki kendinizi aynayalan kişinin de bir sır olması akla gelir. Sır, her kendini arayanın kendine özgü bir sırdır. Bu sır, görseldeki illüzyonun gerçeği aynalamasını (bütün olarak algılanmasını, olduğu gibi gerçeğin görünmesini sağlar. Buradaki gerçek, kendine yol alan kişinin yine kendisidir. Gerçek değişmez, evrilmez, azalmaz ya da çoğalmaz. Olduğu gibi hem ortada, hem keşfedilmeyi bekleyen bir sırdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolu Kendine Olan
Spiritualharika bir hilal var ve parlak bir yıldız tam göğün ortasında. İnsana hayaller kurduran,derin derin nefes aldıran ...iki boyutlu düzlemde 3 boyutlu olarak algılanan dünyanızı dönüştürebilmek için kendi yayınınızı yaratın; muhteşem yazılım da b...