Yolu Kendine Olan

Güncel Ben 2.Bölüm

        Fakülteler Esmaül'ü Hüsna'lardır. Her Esmaül'ü Hüsna'yı derinlemesine anlayıp, anlayışımıza taşır ona göre davranırsak derin ihtisas kazanmış oluruz.
Bedenlerimiz her an gelişen organik makinedir!Bilinç seviyemiz kadar bir nevi güncelleniriz!Dilediğin kadarını her an öğrenmeye açıktır.Yeteneklerimiz tekrar tekrar eylem ve uygulamayla gelişir.Kendimizi, yenilemek zorunda hissetmemiz, içe daha fazla dönmemize kapı açar. Eski beni silmek yıkmak yeniden inşaa etmek düzeltmek, bize imgelerin anlattığından çok daha zordur.Kendimizi yıkmak, yeni baştan inşaa etmek aynı zamanda kendimizle çelişmeyi zorunlu hale getirir; eski, uyumsuz özelliklerin yerine. Yenilerini koymak, eski benin reddi ve yeni bir kimlik kurulumu için, teknolojik bir ifade!İle "Reset" yani güncelleme ile eşdeğerdir.
   

Dünyan oldun, kendini yaşama çağırdın. Beyninin işlevi ile ruh oldun. Dünyadaki 3. boyut beden formuna can verdin. Annen oldun, baban oldun, kendine can verdin, kendini doğurdun ve yaşattın.Her neyi öğrenmeye geldiysen, ona göre biçimlendin. Yeri geldi kendinin dostu, bazen de düşmanın oldun. Kendini kalabalığın içinde bir başına kaybolmuş sandın. Oysaki burada senden başka hiç kimse yoktu. Kendi kendini yaralayan insan, bu yaralarına sımsıkı tutunan, geçmişin vebalini bir yük gibi sırtında taşıyıp hamallık yapan, yaşamında olmuş olan her olumsuz durumda başkalarını sebep gösteren, kendi yaşamındaki hatalarından dersini ve sorumluluğunu almamak için kurban psikolojisine iltica eden insan artık anlamalı, kendi zihniyeti ne yarattıysa hep onu yaşadı.Geride bıraktım dediğin sorunlarını olurda bir gün lâzım olur diye her zaman heybende yanında taşıyorsun, ve heybende iyi şeylere yer kalmıyor yorgun düşüp mutsuz oluyorsun diye bir de üzülüyorsun!Bırak iç çatışmalarına bir son ver.Hayatın tadını çıkar.Biriktirme geride bıraktıklarını Enerjini hamallıkta kullanma.

Olmadı olacak gibi değil diye şikâyet edip hayıflanmadan önce ne istediğinizi önce zihninize sonra dilinize ve son olarak bir deftere yazın..Yazdığınız dileğiniz her ne ise gerçek olacak...Lakin Sen daha kendini tanımıyor ve yabancı iken ne istediğini bilmezken, evrenin lebiderya sonsuz enerjisi ve olanakları sana isteğini vermek için sabırsızlanıyorken sen öylece oturup kabahatleri başkasına mı atacaksın Aşk olsun.

Hz. Ali'nin "B harfinin altındaki nokta da benim" cümlesiyle biten meşhur anekdotundaki B Harfini ise latince değil Arapça B olarak düşündüğünüzde, B harfinin tam bir YAY' a benzediğini görürsünüz.Görünen güzellik keyif verse de, kaynağına bakmazsak ışığı bulamayız.Işık sır içinde gizli, sır ise zor olana bağlanmış.Zor'dan kaçmazsan Sır'a varabilirsin.Sırra eriştiğinde, Işık da seninle.Güzeli düşünün, güzel olsun. Zira evren kaygılarımızı bilir ete kemiğe maddeye bürünür ve bizler onlarla yüzleşiriz!Karşınızdakileri Şahıslar olarak görürseniz, bu değerli şu değersiz" diye ayırıma düşer ve aldanırsınız. Cümlelerin kimlerden çıktığı önemsizdir. Her halükarda kulaklarınıza ulaştıysa söyleyene değil, onu niçin duymuş olduğunuza dikkat kesilin! Velhasıl kelam sizlere ulaşan sizlerin hikayeleriniz ile ilgilidir! Bu arada hiç kimse bir başka kimseden daha değerli veya değersiz değildir.
  İnsanoğlu yaşamı boyu hiç sevgi saygı görmediyse bile, olaki bir defa da olsa, kanlı canlı, ete kemiğe bürünmüş gerçek sevgi ile tanıştığında '' gerçek bir ilişki kurmaktan bağlantı kurmaktan söz ediyorum '' işte o andan itibaren onu sevgi formundaki, görünümünü diğer yaşamlarla mukayese etmeye başlayacaktır.

 Peki Hiç sevgi görmemiş biri ne bulduğunun ayrımına varabilir mi, kıymetini bilebilir mi? Elbette ne bulduğunun ayrımına varabilir çünkü doğada her oluşum hissiyat birbirinin zıddı ile vücut bulabiliyor. Örneğin beyaz renginin görünüyor olabilmesi için zıttı olan bir başka renge ihtiyacı vardır. Ekşi, tatlı veya acı, tatlı. Güneşin doğuşu Güneşin batışı gibi. Gördüğünüz gibi doğada zıt şeylerin aslında bir birleri ile mükemmel uyumludur. Tüm her şey kendi zıddını yine kendi içinde barındırır.