Öz Şefkat 4.Bölüm

10.3K 287 0
                                    


                 Hayattaki en büyük önceliğiniz nedir? Kendiniz mi? Çok yakın bir arkadaşınız mı veya dostunuz mu? Yoksa aile bireylerinden birisi mi? Kurban olmaktan bıktınız mı?Eğer öyleyse, bu zihniyeti değiştirmek için yapabileceğiniz bir şey var ve bu da hayatınızı içeride yaşamak. Yaşamımızda acı, tatlı olarak anlam kattığımız olayları bizlere tepeden tırnağa yaşatan aslında, kendi içimizdekini, bize göstermek, bizleri uyandırmak ve geliştirmek için varlar. Günlük anlarımız da karşılaştığımız hemen her şey, kendi iç dünyamıza aynalık görevi yapmaktadır. Bu bizim karanlıkta kalmış kabullenemediğimiz, kendimizin haberi bile olmayan sakladığımız hallerimizin seyridir. Kendimizden kendimizedir olanlar...Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, edindiğimiz olumlu deneyimleri yakınlarımızla paylaştığımız zaman hayatımızdan daha çok keyif almaya ve kendimizi daha mutlu hissetmeye başlıyoruz.Yapılan araştırmalar gösteriyor ki... Kendisi mutlu olan bir kişi etrafında ki diğer kişileri de mutlu ettikleri görülüyor. Peki bir insanın kendisini mutlu etmesi mümkün mü? Evet mümkün! Öz Şefkatli insanlar.

   Bir ortama girdiği anda ortamda ki cümle alemin ruh halini değiştiren kişiler tanıyor musunuz? Veya Bir anda milletin gülümsemesine ya da keyfinin kaçmasına sebep olan birini, birilerini? İnsanlar arasında buna "pozitif enerji" ya da "negatif enerji" diyoruz ancak bu kavramın halk arasında başka bir adı daha var: "duygusal alfalık". Duyguların bulaşıcı olduğunu zaten biliyoruz; devamlı kahkaha atan birisi etrafında ki herkesi sebepsiz yere kendisi ile birlikte kahkaha attırabilir (deneyebilirsiniz) buna bağlı olarak bu insanların kendi hislerini etrafa yaydığını düşünebilirsiniz. Ancak araştırmalar gösteriyor ki duygusal alfalık açısından güçlü kişiler nasıl hissettiklerinden bağımsız olarak etraflarındaki kişileri etkiliyorlar. Başka bir deyişle, pozitif duygusal alfa'lık sahibi kişiler mutsuzken bile başkalarına pozitif hissettirebiliyor ya da negatif duygusal alfalık sahip kişiler mutluyken bile başkalarına negatif hissettirebiliyor. 
  

Bunun nedeni enerjilerinin yüksek oluşudur. Halk arasında böyle kişilere falanca dan bana nazar değdi! Gözü değdi gibi söylemleri duyabilirsiniz.
        Gözler! Ah o gözler! Her renkten irili ufaklı illaki gözler!Bir noktadan bir noktaya kayan, ters noktalara bakan gözler!İşte o gözler olduğu gibi tüm her şeyi ele verir!
         Peki bu nazar denen göz değmesinden korunmanın yolu var mıdır? Evet vardır. Bizlere negatif enerji yükleyen bu insanların göz değmesini, bizler bilmeyerek izin veriyoruz. Unutmayın izin vermediğiniz hiçbir şey size değmez bu negatif duygu olur, pozitif duygu olur. Tüm bunlar bizler izin verdiğimiz için hayatımızda ki çatlaklardan içeriye sızar. Bazen ne kadar korunursan korun maruz kalmak kaçınılmazdır. İş yerinizde iş vereniniz olabilir, iş arkadaşınız olabilir. Günlük hayatınız da komşunuz hatta ve hatta bir arkadaşınız bu enerji sarmalının içine alabilir bizleri... Öz şefkatli, yani kendisine karşı anlayışlı sevgi ile yaklaşan kendisini suçlamayan, yaptığı hatalarda kendisini suçlamak yerine sorgulayan bundan dersler çıkaran insanları daha az etkiler. Bir de tuzlu su terapisi yapabilirseniz (Tavsiyemdir). Kendinizi rahat hissedeceğiniz bir yere oturun. İki ayağınızın içine rahatça sığabileceği ve birbirine değmeyeceği büyüklükte bir kâp içine ılık su doldurun. Bir avuç kaya tuzu içine koyup ellerinizle karıştırın ayaklarınızı içine koyup rahatça arkanıza yaslanın. Buraya dikkat asla o tuzlu suya bakmayın çünkü gözleriniz ile suya bıraktığınız tüm negatif enerjiyi geri bedeninize geri yüklersiniz. Onun için o suya bakmak yok ortalama 20 dakika bu pozisyonda kaldıktan sonra tekrar o suya bakmadan gidere tuzlu suyu dökün ve ayaklarınızı durulayın, kurulayın. Evet başardınız bedeninizde gün boyu biriken tüm negatif enerjiden kurtuldunuz. Günün kalan kısmının keyfini çıkarabilirsiniz.

Yolu  Kendine OlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin