Mutluluk, tam merkezindesin. Mutluluk nedir? "içsel anlamda huzurda, dinginlik barındıran, denge halinde kendi sesinin duyumunda mutluluk hissediyor olabilir misin?Mutluluğun tam merkezindesiniz. Odağındasınız. Ancak; siz odak merkezinde olduğunuz mutluluğa gözlerinizi kapattınız. Her an o mutluluk odağında bulunuyor, kendi bilinçsel odağınız ise; ya geçmiş bitmişte ya da gelecek belki de gelmeyecekte.Ya an! İçinde bulunduğumuz an!...Mutluluğun içinizde sizinle dışarıya akışının, bedeninizi hemen öncesinde sarıp sarmaladığı, sarmalamaya hazır olduğu an... İçinizde ve içinde olduğunuz an.
Keyifler aldığımız anları mutlu mutlu yaşarken... Çevresi tarafından ona aşılanan ileride mutlu olacağım. Falanca beni mutlu edecek, ben de onu mutlu edeceğim gibi vehimler sonucu zihinsel durum kişinin o andaki mutluluğunu perdeleyerek mutlu olduğu andan kopmasına ve olduğu durumu alelade yaparak mutlu olacağı durumu şu anda değil de ileride bilinmeyen bir zaman diliminden beklentiye girmesine neden olur.Dışarıdan gelecek etkilerle sürekli değişip duran duygu durumunuzu kendi öz içsel etkenlere bağlamalısınız. Mutluluk kimileri için bazen küçüktür, küçücük şeylerden mutlu olur. Kimimiz içinde bazen büyük şeylerden. Mutluluğu dışardan beklerseniz bekletir durur bilinmeyen bir zaman dilimine doğru öteler dururuz, bir türlü kapınızı çalmadığı için beklemekten bıktırır hatta doyumsuzlaştırmaya vardırdığı, körleştirdiği içinde gözlerimizin önündekini göremez oluruz. Mutluluk asla beklentilerde ötelerde gelmesi gereken bir yerlerde değildir. Mutluluk anlıktır, anda dır. Kimi zaman sevdiğimiz biri olarak çıkabilir. Kimi zaman sevdiğiniz ruhunuza dokunan bir şarkı, müziktir, saçlarınızın arasından usulca esip saçlarınızı yüzünü okşayan bir rüzgârdır. Sevdiğin bir yemek kokusudur. Mutluluk her zaman içindedir sana en yakındır ve bu kadar yakınında durduğu için göremeyip uzaklarda aratır durur kendisini. Mutluluk bir taşı suyun üzerinde sektirmek gibidir. Bir az önce elindeydi şimdi ise suyun dibinde. Mutlu olabilmek için mutsuzluğunda ne olduğunu bilmek gerekir ki daha önceki bölümde anlattığım gibi her şey zıddı ile var olabilir. Sürekli mutlu modda olabilseydik bir süre sonra onu hissedemiyor olurduk. Sıradanlaşır değersizleşirdi. Bir yeriniz örneğin deriniz kesildiğinde acıdığında acımadan ki halini nasıl fark edebiliyorsak ve kıymetleniyorsa bu da aynen böyledir. Her an bizimledir sadece fark edilmeyi bekler. Fark edilmediği zaman kendisini hatırlatmak için ilginç oyunlara başvurur.
Bir şekilde sosyal yaşamlarımızda öğretilen, mutluluğu gelecek zamandan bekleme düşüncesi, gelecekte bir zamanda mutlu olunacağı beklentisine sokar. Zihin gelecekte sahip olunacak şeyleri yakalamak uğruna illüzyon kurar ve bizleri koşuşturma içinde mutluluğun peşinden koşulması gerek bir yarışa sokar. Zihin mutluluk hayalî kişinin zihnini sürekli bunlarla meşgul edip yaşamın anlardan varolduğu gerçeğinden koparır. Şimdiki zaman dan kopan zihin mutlu olabileceği fırsatları göremez, havuç peşinde koşan tavşan gibi sürekli mutluluğu arar durur. Bu yüzden mutlu olma konforunu kendi kendine kendi elinden alır. Mutluluktan uzak bir yaşam sürer.Bir şekilde sosyal yaşamlarımızda öğretilen, mutluluğu gelecek zamandan bekleme düşüncesi, gelecekte bir zamanda mutlu olunacağı beklentisine sokar.Örneğin satın almak istediğiniz bir araba... O arabayı alabilmek uğruna çabalar heyecanlanırız, istek duyarız, arabayı alınca mutluluğu bulmuş hissederiz. Bir süre sonra sahip olduğumuz bu araba daha yeni modeli veya daha farklı bir rengi ile karşılaşınca elimizdeki araba normalleşir Arabayı alabilme süresince bizi heyecanlardan heyecanlara koşturan mutluluk yok olmuştur, tüm büyüsü bozulmuştur. Mutluluğu bu şekilde arayan insan bu sefer başka sahip olabileceği şeyleri aramaya koyulur. Aslında olan arayışların yaşam boyu bitmemesi ve tatmin olunmamasıdır. Çünkü bu arayışlar kişinin bilincinin kısır döngü girdabına yakalanmasına neden olmuştur. Yukarıda anlattığımız gibi kişinin zihnî bu kovalamacalar ile oyalanır durur öyle bir hâl alır ki bir ömür aradığı mutluluğu bulamamıştır. Çünkü ötelerde bir yerlerde arayıp durmuştur. Halbuki mutluluk, ötelerde bir yerlerde değil, burnunun ucunda sana en yakınında. Aramaktan yorulan zihin, kendine iyice kör sağır olduğundan nafile bir yaşam sürülmesine neden olmuştur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolu Kendine Olan
Spiritualharika bir hilal var ve parlak bir yıldız tam göğün ortasında. İnsana hayaller kurduran,derin derin nefes aldıran ...iki boyutlu düzlemde 3 boyutlu olarak algılanan dünyanızı dönüştürebilmek için kendi yayınınızı yaratın; muhteşem yazılım da b...