Derse girdiğimizde uzun bir süre yağız gelir de bir klişe gerçekleştiriz diye beklemiştim ama onun olduğu her hayalim gibi bu da suya düşmüştü
Sayısal mı sözel mi okuduğunu bile bilmiyordum"Niye uyumadın" derken tahtayı yazan Selin'e döndüm
"Yağız gelmiş okula" dediğimde gülümsedi
"Almışsın haberi. Siz hayırdır" dedi benim aksime fısıldayarak konuşuyordu. Ne fark eder ki kimyacımızın kulakları zaten duymuyordu. Sıranın üzerinde olan kollarımı çekip kendimi geriye attım
"Bir kaç kez konuştuk" dediğimde elindeki kalemi tamamen bırakıp bana doğru döndü. " o benden nefret ediyor da" derken
"Sen" diye sözümü tamamlamamı engellemişti
"Benim de ondan çok hazzettiğim söylemez ama" dedim elimi kalbim ile midem arasında gezdirdim "buralarda yaşayan bir şey onu görünce halay çekmeye başlıyor" diye ekledim
"Yaaa!" Diye bağırdığında derste olduğunu farkedince eli ile ağzını kapatıp kocaman gözlerle bana baktı
"Hoşlanıyorsun" dedi bunu fısıldayarak söylemişti sonra ciddileşerek karnımda duran elimi tuttu " yağız ulaştan daha kötü ve deli olabiliyor" dediğinde bir şey hatırlamış ve irkilmişti.gecmisten kaçıp günümüze geldiğinde "dikkat et olur mu" derken omuz silktim" benim hislerim onun okyanusunda bir damla sadece. hiçbir şey" dedim gülümserken " bu maviş maviş gözlerimden grili grili kafamdan nefret ettiği gerçeğini değiştirmiyor" diye eklerken kafamı sıraya gömdüm. Farkettirmemeye çalışıyordum ama biraz üzülmüştüm.
Sadece biraz...
#
"Hop maviş uyan" kolumda hissettiğim el ile kafamı kaldırdım "diğer taraftayım" demesinin ardından kafamı o yöne çevirmiştim konuşan Selin'di
İlk uyandığınızda hiçbir şeyin mantıklı gelmeme durumunun vücut bulmuş haliydim şu an."Ne oldu" dediğimde bir yandan da ağzımdaki kötü tadın nedenini düşünüyordum.
"Öğle arasındayız. Ulaş geldi ben çıkacağım okuldan" dediğinde kafa salladım
"Ben de gideyim evde uyuyayım bari" dedim sıradan kalkmaya çalıştım ama o kadar uzun süre düzensiz uyumuştum ki bacaklarım uyuşmuştu. Masadan tutunup tekrar kalkmaya çalıştığımda zonklayan bacağıma dayanamayıp tekrar kendimi sandalyeye bıraktım "yürüyemiyorum" dediğimde Selin anlamsızca suratıma bakıyordu "ayağım" dedim parmağımla hafif hafif dokunurken "uyuşmuş" Selin oflayarak defterini sıranın altına koydu.
"Abartıyorsun bence" deyip bacağımı cimciklediğinde çığlık attım
"Hasta mısın kızım?" Dedim eline vururken "kalkabilsem kalkarım çok meraklı değilim okula" diye ekledim. Cidden abartmıyordum. ikinci dersten beşinci derse kadar aynı pozisyonda uyumuştum.
"Oyalanmayın hadi" diyen ulaşa ölümcül bakışlarımı gönderdim. Ne ara yanımıza geldiğini bilmiyordum bile. Onun hemen arkasından yağız da sınıfa girmişti
"Hanımefendi üç derstir uyuduğu için bacakları tutmuyor" dedi Selin bana bakıp göz devirdi.
"İyi sen gel o zaman" deyip sınıftan çıkan ulaşa hayretler içinde bakıyordum aynı bakışla Selin'e döndüğümde
"Beni böyle bırakmayacaksın değil mi" dedim elini omzuma koyup sıvazladı
"Yarın gelip alırım seni. o zamana kadar da açılır ayakların" dediğinde sinirden gülüyordum
"Şaka yapıyorsun herhalde" dedim bakışlarımı yağıza çevirdim sırtını tahtaya dayamış bizi izlerken yine tepkisizdi "şaka yapıyorsunuz" dediğimde selin el sallayarak sınıftan çıkmıştı.
"Yağız yardım eder misin?" Dedim yağıza döndüm
"Almıyım gri kafa" dedi yaslandığı tahtadan doğrularak "bir de senin çeneni çekemem" deyip sınıftan çıkmak için yürüdü. Bacaklarım cidden zonkluyordu. Gözlerim dolduğunda bir kez daha bağırdım arkasından
"Yağız lütfen!" Beni beklemeden gitmişti. Ağlamak üzereydim. Tekrar masadan tutunup ayağa kalkmaya çalıştığımda ilk denememe nazaran bu sefer ayakta kalmayı başarmıştım fakat bacaklarımda müthiş bir batma hissi vardı duvardan tutunarak sınıf kapısından çıktığımda sırtımı duvara dayadım. Geçsene işte lanet olası! O sırada tuvaletten çıkan yağız üzerime doğru gelip beni kucağına aldı. İşte bunu beklemiyordum
" ne yapıyorsun" dedim gözlerim kocaman olmuştu. merdivenlere doğru ilerlerken aniden durup yüzüme baktı
"Bırakayım istiyorsan" dediğinde kafamı olumsuz anlamda iki yana sallayıp kollarımı boynuna doladım. Onu inceliyordum.yüzünü saran çillerinin tek tek yerlerini ezberlemek istercesine gözümü bile kırpmadan onu izliyordum.
kötüyse...kötüydü.
tehlikeliyse...
tehlikeliydi.
Artık hiçbir şeyin önemi yoktu benim için. şu an bir nevi ölümün kucağında olabilirdim ama...
Ama bir bilseniz nasıl güzeldi burası.
"Gri kafa!" Dedi baya uyarıcıydı ses tonu. O sırada merdivenlerden iniyorduk. Bir kaç öğrencinin 'napıyor bunlar' adlı bakışını görmezden gelmiştim. şu an sadece burada o ve ben vardık "Çek o iğrenç mavi gözlerini" dediğinde kıkırdayıp başımı göğsüne yasladım. Parfüm ile karışık olan kendine has kokusunu içime çekmiştim ve bu kokuya bağımlı olmam an meselesiydi. Gülümsedim.
Selin haklıydı ne kadar maviş maviş gözlerimden grili grili kafamdan nefret edip iğrenç bulsa da ondan hoşlanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN GRİ HALİ
Novela Juvenilplatonik #7 badboy #4 gençkurgu #38 Sıralarına geldi **bu uyarı kesinlikle göz zevkiniz ve sövülecek sülalem içindir** >İlk bölümler acemilik eseri olduğu için çok da şey etmeyin Düzeltmeye kasamadım Öpüyorum • Esin Varol, sadece senin benim gi...