Medya: Esin VarolPerdelerini tamamen çektiğim odamda karanlığın beni hapsetmedine izin veriyordum. Koyu ve kalın perdemden geçen arsız sokak lambasının ışıkları ona aşık olan ben gibiydi. Katı bedeni, katı sözleri, katı bakışlarıyla beni tıpkı bu perde gibi engellemeye çalışıyor fakat başarılı olamıyordu. O değil kendime kendim bile çare bulamıyordum. Arsızca onu isteyen kalbime beynim karşı koyamıyordu. Kapım açıldığında kafamı kaldırmadan tavanı izlemeye devam ettim
"Esin" dedi Selin tedirgince ne zamandan beri buradaydım bilmiyorum ama sesindeki tedirginlik uzun bir zaman geçtiğini anlatır gibiydi
"Keşke hiç anlatmasaydım" tedirginliği pişmanlığa dönüştüğünde bu beni yattığım yerden doğrultmuştu"Anlatmasaydım mı?"Dedim, sinirliydim fakat sesimin aşağıya inmesinden çekiniyordum
"Niye daha önce anlatmadın" karanlıkta onu seçmekte zorluk çekiyordum "ben ona aşık olmadan önce bunu biliyordun neden izin verdin!""Söyleyemedim işte" dedi nefesini bıraktığını duydum. " ne bileyim ben senin hemen aşık olacağını" kendimi tekrar sırt üstü yatağıma attığımda ellerimle yüzümü kapattım. hiçbir ışığın gözlerimle temas etmesine izin vermek istemiyordum
"Çık Selin" dedim karanlığın beni zehirlenmesini umarak. Bu odadan çıkıp o yeşil gözlerde kaybolmaktan korkuyordum.
"Yağız gitti" dedi "eğer o yüzden buraya kendini hapsediliyorsan o burada değil" kafamı kaldırıp hala koltuğumun üzerinde duran Yağız'ın gömleğine baktım. "Atlantis gibi şeyler geveleyip çıkıp gitti"
"Tamam" dedim sadece, gittiği yeri biliyordum. Ünlü bir gece klübüydü biraz beni izleyen Selin odamın kapısını yavaşça kapatıp çıktı.
Yağız Karayel
"Esin nerede?" diyen ulaşa Selin ile aynı anda dönmüştük. Dolu gözlerle odasına koştuğundan beri sesi çıkmamıştı.
"Odasında" dedi Selin bana ufak bir bakış attığında bunu farketmiştim ama kafamı çevirip bakmamıştım "biraz yalnız kalmak istedi"
Aptal bir yüzsüz olan arkadaşına ilgi duymadım diye ben mi günah keçisi seçilmiştim. Peki Esin'in buna zırlaması...
Kanım çekilip elim ayağım buz kesilirken sakin olmaya çalışarak nefesimi sert bir şekilde dışarıya verdim
Niye sakin oluyordum lan?
Niye bu evdeydim?
Niye burada duruyordum?
Ben yağız karayeldim. Başına buyruk,kimsenin laf geçiremediği bir adamdım lakabım şeytandı benim
Neden burada kek yiyip, aptal aptal şeylere ağlayan bir avuç velet ile aynı evdeydim.
"Sikerim Hasan amcasını" diyerek ayağa kalktığımda beni duyduklarından değil ani hareketimden bana bakan ulaş ile Selin'i umursamadan dış kapıya doğru yürüdüm.
"Nereye?" Ulaşın sesi üzerine dişlerimi sıkıp cevap verdim
"Atlantise" umarım irdelemezdi tüm sinirimi ondan çıkarmak istemiyordum. Cebimde olduğuna emin olduğum telefonumu yine de ellerim yardımıyla kontrol etmiştim.
Hala üzerimde sabah giydiğim gri tişört vardı. Ufak küfürlerle yukarıdaki gömleğimi almak için merdiven basamaklarını tırmandırdığımda daha bir kaç merdiven çıkmışken ağlayıp zırlayan bir Esin'i çekebilir miyim diye sordum kendi kendime.Asla! zaten her gördüğümde beni delirtmeyi başaran Esin'i şu an ağlarken asla çekemezdim. Çıktığım merdivenleri tekrar indiğimde komidine ne zaman asıldığını bilmediğim deri ceketimi üzerime geçirdim. İliklerime kadar aldığım şekerli vanilya kokusu yüzümü buruşturmama neden olmuştu. Onu görmeye bile katlanamayan benim ceketime onun kokusu sinmişti. Küfürler eşliğinde ceketimi çıkarıp komidine fırlattığımda dışarıya çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN GRİ HALİ
Novela Juvenilplatonik #7 badboy #4 gençkurgu #38 Sıralarına geldi **bu uyarı kesinlikle göz zevkiniz ve sövülecek sülalem içindir** >İlk bölümler acemilik eseri olduğu için çok da şey etmeyin Düzeltmeye kasamadım Öpüyorum • Esin Varol, sadece senin benim gi...