Eve geçtiğimizde uzun bir günün ardından duşun iyi geleceğini düşünmüş ve bu yüzden alt kattaki banyoda hızlı bir duş almıştım.
Şirkete gitmiş, Rae Sun ile konuşmuştum. Sekreter yardımcım olarak yanıma almıştım ve sekreterimden onu eğitmesini istemiştim. Bir sürü toplantıya katılmış, geri kalan zamanlarda da oturup çizim yapmıştım. Çıkışta sevgilim beni almaya gelmişti ve beraber evimize gelmiştik.
Havluyla yukarı çıktığımda sevgilim yatakta oturmuş, bilgisayarından maillerini kontrol ediyordu.
Ona hiç bulaşmadan giyinme odasına girdiğimde, bana ayırdığı taraftan baksırımı ve siyah basket şortumu almıştım.
Giyindiğimde sevgilim de kapıdan süzülmüş, arkamdan sarılıp burnunu enseme sürtmüştü. Gelen huzur hissiyle kafamı kafasına yasladım ve aynadan bize baktım.
Çok güzeldik. Öyle güzeldik ki gözlerimi doldurmuştu bu görüntü. Belime sıkıca dolanan güçlü kolları, gördüğüm geniş omuzları, enseme dökülen okyanus mavisi saçları...
Jungkook tek başına bile çok güzeldi.
Kafasını kaldırıp dudaklarını boynuma bastırdığında belimdeki ellerini sıktım ve gözlerimi kapattım.
İçli bir öpücüğü boynuma bıraktığında huzurla iç çektim ve kafasını boynumdan kaldırdı. Gözlerimi açıp aynadan ona baktığımda nutkum tutuldu.
Nasıl, her seferinde kendimden geçebileceğim kadar güzel bakıyordu bana?
Nasıl, sürekli düşmekten zevk alırdım o çikolata gözlerine?
Nasıl, o efsunlu dudaklardan çıkan her söze kul köle olurdum?
"Basket oynayalım mı?"
Dudaklarımdan dökülen sözlere kulak kesildiğinde sırıttı. Sonra ıslak saçlarıma baktı ve kaşlarını çattı.
"Yeni duş aldın güzelim, hasta olursun."
Güzelim lafına sonra çıldıracağımı kendime hatırlatarak aşkıma döndüm ve kollarımı boynuna dolayıp dudak kenarına sulu bir öpücük bıraktım.
"Saçlarımı kuruturuz, lütfen sevgilim çok istiyorum."
"İddiaya girmeden oynamam."
Kabul ettiği için el çırpıp yerimde zıpladığımda beni kendine çekmiş ve sıkıca sarılmıştı.
"Tanrım, kafayı yiyeceğim. Nasıl bu kadar sevimli olabiliyorsun?"
Saçlarıma öpücüklerini bırakırken ben de göğsüne bırakıyordum öpücüklerimi.
"Tamam, girelim iddiaya. Ben kazanırsam bana yemek yapacaksın."
"Tamam, yapacağım. Eğer ben kazanırsam, şirkette bir günlüğüne asistanım olacaksın."
Dudaklarımı büzüp düşündüm. Pek bir şey kaybedeceğimi düşünmüyordum ki, eğer kendime güvenmeseydim iddia teklifini kabul etmezdim.
"Tamam, kabul. Hadi gidelim."
Üstüme siyah bir atlet geçirip odaya girdim ve kurutma makinesiyle saçlarımı çabucak kurutmaya başladım.
Kuruttuğumda sevgilim giyinme odasından çıktı.
Altında benimki gibi siyah bir basket şortu vardı. Üstünde, arkasında siyah harflerle JK yazan turuncu bir atlet vardı.
Ayağında siyah basket ayakkabıları, bir elinde basket topu, diğer elinde ise bir çift beyaz basket ayakkabısı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lullaby×Taekook ✓
Fanfiction"Taehyung... Aşığım sana. Yemin ederim ölüyorum senin için. Hayallerimi gerçekleştirmeye devam ediyorsun. Ben, ben içimdeki hisleri nasıl anlatacağımı kavrayamıyorum bir türlü." Kahveyi sehpaya bırakıp kucağına oturdum. Gözlerinin kenarlarında dura...