-1.7-

2.8K 171 53
                                    

İki gün hastanede kaldıktan sonra sonunda çıkmıştım.

Jungkook ile birlikte eve gidiyorduk şimdi. Arabanın arka koltuğuna birlikte oturmuştuk, sırf bu yüzden babasının şöförünü çağırmıştı.

Omzumdaki yaraya dikkat ederek beni göğsüne doğru yatırdı ve sarıldı. Onu üzmekten, ağlarken görmekten nefret ediyordum ama olaylar bir türlü peşimizi bırakmıyordu. Beş aylık hasretle birleşip bir ay daha ayrı kalmıştık. Evlenip mutlu olacağız derken kafayı yemiş iki kişiye rastlayıp dört günümü işkence içinde geçirmiştim.

Tanrım, olaysız geçen günlerimiz olmayacak mıydı bizim?

"Canın yanmıyor değil mi?"

Saçlarıma öpücükler kondururken belimdeki kollarını sıkılaştırdı.

"Hayır sevgilim, hiç acımıyor."

"Ben iyileştireceğim seni. Bundan sonra çok dikkat edeceğim."

"Kook, onlar kadar delirmişini bir daha göreceğimizi sanmıyorum. Bedeninin gerildiğini hissedebiliyorum, sakin olur musun? Ben çok iyiyim, hiçbir sıkıntım ya da ağrım yok."

Dudakları hala saçlarımdan ayrılmıyordu ve belimdeki kollarının kasıldığını hala net bir şekilde hissediyordum.

Evimize geldiğimizde babamları bahçede otururken görmüştük.

" Selamlar herkese! "

Bağırarak dikkatlerini üzerime çektiğimde Jimin ve Hoseok çığlık atarak bana doğru koşmuşlardı. Kollarımı dikkatli bir şekilde iki yana açarak can dostlarımı sarmalamıştım.

"Sol koluna dikkat edin lütfen."

Jungkook'un belimdeki eli sıkılaşıp beni kendine çekmeye uğraştığında kıkırdamıştım.

"Ödümüz nasıl koptu biliyor musun sen Taehyung?! Ömrümden ömür gitti korkudan.."

Hoseok'un ağlamaklı sesini duyduğumda saçlarının arasına küçük öpücükler bıraktım. Jimin'de sol tarafımda, dikkatlice kollarını belime dolamıştı. Başını omzuma koymak istiyordu, belliydi bu, ama canımın acıyacağından dolayı koymuyordu. Sol elimi kaldırıp başını hafifçe omzuma bastırdım. Anında kafasını kaldırıp hafif aralık ağzıyla bana baktı. Göz kırpıp onun da saçlarına kondurdum öpücüklerimi. Gülüp kafasını yavaşça omzuma koydu.

Canım yanmıyordu. İki gün belki de az bir süreydi, tamam bayağı az bir süreydi, ama çok sert darbeler gelmediği sürece canım acımıyordu. Ya da benim acı eşiğim yüksekti, bilemiyordum.

İkisi de yanaklarıma yumuşak öpücükler bırakıp ayrılmışlardı benden. Abimi ve babamı görünce onlar sarıldı sıkıca. Abimin, boynuma damlayan gözyaşlarını hissediyordum. Babam benden ayrıldığında dahi abim sıkıca boynuma sarılmaya devam etmişti.

"Korktum Taehyung. Hayatım boyunca hiç korkmadığım kadar çok korktum kardeşim."

Kollarını iyice sıkılaştırınca sağ kolumla sıkıca sarıldım ben de. Diğerine pek güvenemiyordum ve zaten eve geçince Jungkook boynumdan geçireceği bir desteklik ile sabit tutacaktı.

"Ağlama Hyung, bak burdayım. İyiyim, sağlıklıyım, bir sorunum yok. Siz ağladıkça yemin ederim kalbim kor ateşler üstünde yanıyor, yapmayın, kıymayın bana."

Kıkırdayıp boynuma gömdüğü başını kaldırdı ve gözlerini sildi burnunu çekerek. Son olarak NamJoon Hyung ve YugYeom ile de görüştüğümde güneşim de yanıma gelmişti. Belime kollarını dolamıştı ve bedenimi kendine yaslamıştı.

Lullaby×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin