Kapımın tıklatılmasıyla uzun süredir uyanık olduğum yatağımda gözlerimi kırpıştırarak kapıdan girecek olan kişiye baktım. Annemin kısa kızıl saçları görününce yüzüme ufak bir gülümseme yayıldı.
“Günaydın tatlım.”
“Sana da günaydın anne.”
“Bugün dersin yok değil mi?”
Cevap vermek yerine başımı iki yana salladım.
“Sabah sen uyurken İpek aradı. Tamamen kalktığında bir ara istersen.”
Açık açık artık kalkmamı söyleyen annemin yanağına yatağımda doğrulup bir öpücük kondurdum.
“Tamam, geliyorum birazdan.”
“Acele et kızım, çayını soğutma.”
Bir kez daha başımı sallarken annemin odamdan çıkışını izledim. Şimdi galiba baştan almalıyım. Ankara’ya geleli iki buçuk ay kadar olmuştu. Okulumda şu anda bir zorluk olmasa da bir hafta sonra sınavlarım başlayacaktı. Yazın kurduğum sıkı arkadaşlıkları fazla fazla özlesem de yeni okulumda da birkaç arkadaş edinmiştim. İpek onlardan biriydi. Ya da şöyle diyeyim, okulda ne yakın olduğum kişi. Ve galiba bunun en büyük sebebi de Buse’ye fazlasıyla benzemesi. Her yönden. Tabi ki asla Buse’nin yerini tutamaz. Ancak ne var ki Buse’nin yokluğunu dolduruyor sayılır. Dolabımın kapaklarını açmadan önce aynada kendime baktım. Gözaltlarım da hatrı ayılır mor halkalar vardı. Bu demek ki bugün kapatıcımla bir randevum olacak. Siyah yüksel bel eteğimin içine beyaz bir badi giyip üzerime sarı blazerımı geçirip banyoya gittim. Yüzüme birkaç kez su çarpıp tekrar odama döndüm. Yatağımın pikesini gelişigüzel örtüp mutfağa geçtim. Annemin peynirli omletinin kokusu her yere yayılmıştı.
İki saat sonra annemle kahvaltı sonrası muhabbetlerimizden birini yapmış ve beraber mutfağı toplamıştık. İpek’i henüz aramamıştım ve eğer annem hatırlatmasaydı da aramayı unutacaktım. Elime telefonumu alıp rehberden adını buldum. İkinci çalışta telefonu açtı.
“Selam bebek!”
“Naber tatlım?”
“Nolsun işte. Ya aslında diyorum ki hani bugün dersimiz yok ya.”
“Çıkar ağzındaki baklayı.”
“Alışverişe çıkalım. Lütfeeeen.”
“Ya bilmem ki.”
“Hadi Melis kırma beni.”
“Peki madem.”
“Oy seni çok seviyorum yavrum ya. İki de alırım seni.”
“Tamam tatlım.”
“Hadi baaay.”