end game

1.4K 128 180
                                    

El Uno, o cehennemden kurtulmuştu. Genç patronun düğününü bastığı gün neye uğradığını şaşırmıştı çünkü yalnızca Jeno ve adamlarıyla değil hükümetle de savaşmak zorunda kalmıştı. Elliye yakın askerini kaybettiği talihsiz olayın üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen yaraları henüz iyileşmemişti ve ona her an El Reina'nın ihanetini hatırlatıyordu. Reina ihanetinin sonunda Torreon da dahil olmak üzere Culiacan'dan üç, kendi topraklarından iki bölge çalmıştı. Taeyong kabul etmeliydi ki, o ikisinin bu kadar şeytani davranabilecekleri aklının ucundan dahi geçmezdi. Nuevo Laredo hala elinde olmasına rağmen kaybetmeyi hazmedemiyordu.

Yine de enç patrona kıyasla çok daha iyi durumdaydı. Çalışmaya, limandan mal taşımaya devam ediyor ve topraklarına girmeye çalışan tüm düşmanlarına acımasız cezalar veriyordu. En acımasız davrandığı kişiler ise El Reina'nın kurduğu Jalisco New Generation Karteli üyeleriydi, öldürdüğü her üyenin resimlerini bölgedeki gazetecilere baskı yaparak akşam bültenlerinde yayınlatıyor ve Ten'e gözdağı veriyordu. Şimdi de tıpkı önceki günlerde yaptığı gibi haberleri izliyordu, salon duvarının büyük bir kısmını kaplayan televizyonda görmek istediği haber yayınlandığında yüzünde kibirli gülümsemesiyle kumandayı yanındaki mindere bırakarak bahçeye çıktı. Saatlerdir görmeyi beklediği beden oradaydı, yüzme havuzunun kenarına sıralanmış şezlonglardan birisinde uzanıyordu.

El Uno, işaret parmağını zarif bir şekilde Jaehyun'un bembeyaz sırtındaki omurga çizgisinde gezdirirken şehvet dolu bir ses tonuyla sordu,
"Ne yapıyorsun?"

Zavallının bedeni kaskatı kesilmişti,
"Kitap okuyordum."

"Bana hala kızgın mısın?"

"Senin için çok endişelenmiştim, biliyorsun."

El uno yavaşça yan taraftaki şezlonga oturup cevapladı,
"Biliyorum ama güvende olduğundan emin olmak zorundaydım."

En sonunda dayanamayarak isyan eden Jaehyun'un çilli yanakları ve sinirden genişçe açılmış gözleri yalnızca daha güzel görünmesine sebep oluyordu, korkutucu değil.
"Beni nerede olduğunu bile bilmediğim bir yere yolladın Taeyong, iki gün boyunca bir odada kapalı kaldım. Seni ne kadar merak ettiğim hakkında hiç fikrin var mı?"

"Arayamazdım, beni bulurlardı. Önce güvenli bir şekilde Nuevo Leroda'ya geri dönmem gerekiyordu."

"Bir haber-"

Taeyong, güzel çocuğun sözünü keserek devamını kendisi getirmişti.
"Gönderemezdim."

Jaehyun uzandığı şezlongda oturur pozisyona geçip gözlerini evlerinin bahçesinde gezdirirken sevdiği adamın haklı olduğunu kabul etmek zorunda kalmıştı. Hem zaten onun sağlıklı bir şekilde karşısında oturuyor olması yeterliydi. Elini yavaşça Taeyong'un omzuna uzatıp yarasının uzağındaki bölgeye dokundu ve adamın gözlerini acı içinde kısmasıyla hemen geri çekti.
"Üzgünüm, çok üzgünüm. Canını yakacağını düşünemedim."

El Uno, Jaehyun'un zarif ellerini kendisine doğru çekip avucunu hafifçe öptü. Yüzündeki muzip gülüş az önce numara yaptığını ele veriyordu, alaylı bir şekilde söyledi.
"Bu kadar kolay kanma bebeğim."

"Çok kötüsün."

"Omzum gerçekten acıyor ama."

"Pansuman yapalım mı, hemşire hergün temizleyin demişti."

Taeyong bu çocuğun kendisini iyileştiren asıl şey olduğunu düşünüyor olsa da, gözlerindeki isteği gördüğünde başıyla onaylamıştı.
"Git malzemeleri getir o zaman."

adx florence - nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin