- Bölümü kontrol etmeden paylaşıyorum bi hata varsa kibarca söyleyin düzelteyim
İyi okumalar 💙 -2 hafta sonra*
"Evet. Önemli değil. Biraz dikkatli yürürseniz ve dinlenirseniz bir şeyiniz kalmaz. Geçmiş olsun."
Hoseok yüzünde büyük bir gülümseme ile giden Yıgyeom'u izledi. Ne sakar herifti öyle.
Jeongguk saçı başı toprak ve ağaç yaprakları içinde yorgunca revire girdi. "Dediğin otları bulana kadar canım çıktı, Hoseok!" dedi ve ot dolu poşeti masanın üstüne koydu.
"Teşekkür ederim Jeongguk. Normalde bu işleri yapması için başkalarını gönderirdim ama bu seferlik böyle oldu."
Jeongguk elini salladı. "Sorun değil."
Hoseok poşetteki otları inceledi. Birkaç tutamını poşetten çıkarıp masanın üstüne koydu. "Jeongguk zahmet olmazsa bunları Kim teyzeye götürür müsün?"
Jeongguk yorgunca bir nefes aldı. "Götürürüm."
Hoseok gülümsedi. Jeongguk'ta sahte bir şekilde gülümsedi. Yorulmuştu ve dinlenmek istiyordu. "Birazdan gelirim."
Jeongguk revirden çıktı ve sürü evin yürümeye başladı. Sürü evi büyük bir arazi üstündeydi. Diğer evlere nazaran oldukça büyük ve genişti. Sürü Alfasına ve ailesine aitti.
Jeongguk kapıya birkaç kere vurdu. Tam elini çekecektiki Taehyung'un öfke dolu suratıyla karşılaştı. Taehyung, Jeongguk'a bakmadan direkt evden çıktı ve ormana yürümeye başladı.
Jeongguk arkasından bakarken Bayan Kim yanına gelmişti. Jeongguk gözlerini ormandan çekip üzgün duran kadına çevirdi. "Hoseok bunları size gönderdi, Bayan Kim." dedi. Bayan Kim teşekkür edemeden ve içindeki dürtüye engel olamadan Taehyung'un peşinden ormana gitti.
---
Burun. Evet burun. Kokusunu alarak onu bulabilirdi, değil mi? Ama Jeongguk Taehyung'un kokusunu bilmiyordu. Belki de biliyordu. Emin değildi.Jeongguk biraz yürüdükten sonra bir yere taş çarpma sesi gelmeye başlamıştı. Sanki biri taş atıyordu. Sese doğru yaklaştığından kokusundan Alfa olduğunu anladığı biri yere oturup, sırtını ağaca yaslamış, yerden taş alıp karşısındaki ağaca atıyordu.
Yavaşca yaklaştığı zaman onun Taehyung olduğunu anladı. Yanına gidebilirdi, değil mi? Utanacak değildi.
Ama istemsizce utanmıştı. Neden utanıyordu?
İçinden 'siktir et' deyip Taehyung'un yanına yürüdü. Belki onu yeni görmüş gibi yaparak yanına gidebilirdi.
Yüzüne normal bir tavır takınarak yanına yürüdü. "Aaa, Taehyung." dedi sahte bir şaşkınlıkla. Taehyung'un kısa süreliğine hareketi durmuştu. Jeongguk'u kısaca süzdükten sonra ağaca taş atmaya devam etti.
Batırmıştı.
Jeongguk uyanarak alt dudağını ısırırken Taehyung elinde bitmiş olan taşları yenilemek için yerden taş alırken sordu. "Burada ne işin var?"
Bu nasıl ses tonuydu öyle? Sanki Jeongguk bir şey yapmış gibi davranıyordu. Jeongguk boğazını temizleyip cevap verdi. "Buradaki tek sosyal aktivitem ormana çıkıp dolaşmak olduğu için ormanda olmam gayet normal."
Taehyung taş atmayı kesip tekrar Jeongguk'a baktı. Toplam beş saniye baktıktan sonra umursamazca taş atmaya devam etti. Gguk sinirlenmişti.
"Ormana çıkıp dolaşamaz mıyım yani? İnsan bir süre sonra birilerinin kollarını, bacaklarını dikip sarmaktan yoruluyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One and Only - Taekook
FanfictionSürünün başına yeni geçen Taehyung için güzel bir omega aranıyordu. Kendisi eşleşme taraftarı değildi ve kesinlikle ama kesinlikle bir omega istemiyordu. Özellikle inatçı ve patavatsız bir omega! » ukekook Tüm hakları ©spectrelarry'e aittir!!