9.Bölüm:"Uyu artık."

10.1K 1.3K 1.9K
                                    

Merhaba güzel yıldızlarım ⭐️

Yukarıdaki müziği açalım, ışıklarımızı kapatalım ve perdelerimizi açıp, camın kenarına geçelim.

Unutmayın biz "Gökyüzüne sığınacağız."

İyi okumalar, beyler ve prensesler.🔮

***

"Ben senin kanatların olurum Can

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Ben senin kanatların olurum Can." dediğinde inanın içim garip bir huzurla dolmuştu. Ama başkasının kanatlarıyla uçabilecek miydim? Bunu bilmiyordum.

Saate baktığımda 02.10 olduğunu gördüm. Onu bu saatte, eve tek başına yollayamazdım. Dışarı çıkmak da istemiyordum, zaten yürüyecek halim de yoktu. "Garaj kapısını açıyorum Selin, içeri gel bu saatte tek başına dönemezsin." dedim, Aynur'un da uyuduğunu düşünerek. Zaten uyumasa da bir şey fark etmezdi. Eve birini çağırmak için izin isteyecek halim yoktu.

Hiç itiraz etmeden garaj kapısına doğru ilerledi. Kilitli olan kapımdan birkaç takırtı geldiğinde, sessiz adımlarla ilerleyip kapıyı açtım. İçeri girdiğinde loş olan gece lambamın ışığını biraz daha arttırdım.

Işık arttıkça gözleri küçülüyor, küçülen gözlerini kırpıştırıyordu. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Bir o kadar da öfkeliydi, kaşları -ışıktan mıdır bilinmez- çatılmış her an üzerime atlayacak gibi duruyordu.

"Sen neredesin ya? Biz senden, kuzenini bu evden çıkarken görene kadar 5 gün haber alamadık Can! Kapı duvar olmuş. Ne kadar çalsak da açılmıyor. Ve sonunda evine girdik ama odana giremiyoruz. Bu sefer de kapıyı açmıyorsun, telefonlarımıza çıkmıyorsun. Sonrasında aradığımızda çalmadı bile zaten. Ne yapmaya çalışıyorsun! Senin derdin ne!" diye bağırdı ellerini göğüsüme vurarak. Cümlesinin sonuna doğru hıçkırıkları sesini kısmaya başlamıştı.

Onun böyle sinirle göğsüme vurması, kalbimi kıpır kıpır yapıyordu. Benim için endişelenmişti... Beni umursuyordu... Günler sonra ilk defa acı dışında farklı bir duygu geziyordu tüm bedenimi. Bu kız benim için her geçen gün özel bir yer alıyordu ve ben, gözlerine her baktığımda ona karşı bir şeyler hissettiğimi seziyordum. Aniden gelen delice bir his ve cesaretle göğüslerime vurduğu elleri, yoğunlaşan ağlamasıyla beraber durgunlaşıp belime doğru kayarken, dirseklerinden tutup kendime tamamen yapıştırdım ve  kollarımı sırtında kavuşturdum.

"Çok korktum Can, Burak polise gidicekti eğer haber almasaydık." dedi gözyaşları kafasının temas ettiği t-shirt'ü ıslatırken. Dolan gözlerimdeki yaşları birer birer akıtmamak için kendimi sıkıyordum. Kafasını kaldırıp o 'kahverengi mucizeler'i ile gözlerimin içine bakarken, sağ elini kaldırıp göğüsüme bir kez daha vurdu "Sen pisliğin tekisin Can Aydın!" dedi sinir bozukluğuyla gülerek.

Baş parmaklarımı göz altlarına yerleştirip akan yaşları birer birer sildim. Tıpkı oyuncağı elinden alınmış, ağlamaktan yorulup susmuş masum bir çocuk gibi bakıyordu yüzüme. Saçlarını okşadıktan sonra elinden tutup, hiçbir şey demeden yatağımın üzerine oturttum.

SİL BAŞTAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin