2.3

103 10 10
                                    

Hyo: S-siz nereden çıktınız?

Adam umursamadan kapıdan tek başına girdi ve koltuğa kendini attı. SooBin kapıyı sertçe kapatıp Hyo'nun yanına geçti.

Tae Kwon: Saklanırsanız sizi bulamayacağımı mı sandınız? SooBin.. Neden abini örnek alıp korkakça ölmüyorsun?

Ellerimi sinir ile sıktım.

SooBin:Abim korktuğu için değil. Dünyanın gereksiz insanlarla dolu olduğunu gördüğü için ölmeyi tercih etti.

Dedi ve yutkundu. Ve ardından devam etti.

SooBin:İşte siz bunun için hala yaşıyorsunuz. Körsünüz ve kimsenin size ihtiyacı yok. Sadece elinizde olan para ile mutlu ediyorsunuz insanları. Insanların sizi önemsediğini mi düşünüyorsunuz cidden? Ölseniz karınızda dahil sadece paranızı alıp sizden uzaklaşır.

Tae Kwon derin bir nefes alıp oturduğu koltukta doğruldu.

Tae Kwon:Kapa çeneni. Hyo ve sen benimle geliyorsunuz.

Hyo: Aileme ne yaptın?

Tae Kwon: Ne?

Hyo:Elin boş durmaz senin. Ne yaptın?

Tae Kwon: Onlar için endişelenme. Gerçi artık endişelenemezsin de.

Tae Kwon ayağa kalkmış ve kapıya gitmişti.

Tae Kwon: Yarım saat sonra burada olacağım. Olduğunuz yerde dursanız iyi olur.

Ardından kapıyı da çekip gitmişti. Ellerim saçlarıma gitmişti.

Jin:Lanet olsun!

Hyo:Annemler telefonlarını açmıyor..

Kafayı yemek üzereydim. Ne Hyo'yu ne de SooBin'i o herife veremezdim. Ayağa kalktım ve SooBin'in yanına gitmek için ilerledim. İşte olan o an olmuştu. Ayağım halıya takılmış ve yere düşmüştüm. Daha da garip olanı canım acımıştı. Ayağa kalkmış ve canımın acımasını önemsemeden SooBin'in yanına gittim.

Jin:SooBin.. SooBin yüzüme bak.. Bak özür dilerim lanet herifin tekiyim tamam mı? Şimdi..

Ellerim dizlerime gitti. Hala sızlıyorlardı.

Jin: Şimdi şöyl-

SooBin:Sadece hayalet olamaz mıyız? Senin gibi..

Çok masumca bakıyordu yüzüme. Üç yaşında ki azarlanmış çocuklar gibiydi.

Jin:Hayır SooBin.. Bunu sana yaptıramam.. Şimdi.. İkinizi de kurtarmamız lazım..

Hyo da yanımıza oturmuştu.

Jin:Hyo iyisin değil mi?

Hyo:Aileme birşey yaptı.. O aileme birşey yaptı Jin..

Bu sefer onun yanına oturdum. Ve ellerini ellerimin arasına aldım.

Jin:Birşey yapamaz.. Şimdi.

Duvarda ki saate baktım ve konuşmaya devam ettim.

Jin: On beş dakikamız kaldı.

SooBin: Gidecek miyiz?

Jin: Hayır. Siz yurt dışına gideceksiniz. Ben oraya gideceğim.

Hyo yüzüme anında bakmış. Ve reddetmişti.

Hyo:Seni oraya tek başına göndermem. Asla..

Jin:İnatçılık yapma Hyo. Bu sefer yanımda olamazsın. Sizi korumam gerekiyor.

SooBin: Noona haklı hyung. Tek başına olmaz.

Ayağa fevri bir şekilde kalktım ve kaşlarımı çatarak konuştum.

Jin: Beş dakika içinde hazır olun. Ciddiyim. İkinizde gelniyeceksiniz.

...

Hyo:Seni burada bıraktığımıza inanamıyorum.

Dedi ve bana sarıldı. Ben de ona sarıldım. Onu ne kadar sevsem bile can sağlığı için göndermem gerekliydi. Ardından SooBin'e sarıldım.

Jin:SooBin.. Dikkat edin kendinize. Ve ona iyi bak.. Biliyorsun herşeye atlıyor.

Hyo hem gülmüş hem de sırtıma vurmuştu.

Jin:SooBin.. O ne?

Diyerek parmağımla bir yeri göstermiştim. SooBin arkasını döndüğü an ise Hyo'nun dudaklarına sulu bir öpücük bırakmıştım. Ve hemen geri çekilmiştim. SooBin ne olduğunu anlamadan bana geri dönmüş ve yüzüme bakmıştı.

SooBin:Ne vardı ki?

Hyo ile ben gülüyorduk.

SooBin: Komik olan ne ya?

İkisini de itmiş.

Jin:Hadi gidin. Hadi.

I Am A Ghost , She İs A Human/ KSJ[TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin