I Am A Ghost , She İs A Human/ KSJ[TAMAMLANDI]

1.6

Kafamı yavaşça kaldırıyorum yattığım eski ama kraliyet tarzı yataktan. Doğruluyorum ve yerde ki çizmemi giyiyorum ardından odanın tahta kapısınını açıyorum. Duvarları taş olan koridordan geçip merdivenlerden iniyorum.

Büyük bir odaya vardığım da etrafıma bakıyorum. Kraliyet tarzı eski eşyalar ve pencereden vuran keskin güneş ışığı dışında birşey yok. Biraz ilerlemek için adım atıyorum ki ayağıma çarpan yeşil mücevhere takılıyorum.

Eğilip elimi alıyorum ve inceliyorum. Sankim bir elmastan yapılmıştı. Keskin bir yeşil küpeydi.

Hyo: Ah.. Küpem düşmüş.. Prens Jin.. Bana verebilir misiniz onu?

Hoş ve olgun ses tonuna dönüyorum. Uzun kahverengi saçları , hafif kabarık sarı elbisesi ile öyle güzeldi ki.

Saçlarının arasında ki bir tutam sarı saç gelen güneş ışığı ile parıldıyor ve ışıltısı gözüme vuruyordu. Elimi kaldırdım ve gözüme tuttum.

Jin: Saçınız.. Çok parlıyor prenses... Gözlerimi kör edecek güzelliğiniz..

Bana doğru bir adım atıyor. Boş salonda ayakkabı sesleri yayılıyordu.

Hyo: Güzelliğim etmesin sizi kör.. Eğer verecekse zarar size.. Uzaklaşayım bir ömür..

Ona doğru bir adım atıyorum.

Jin: Eğer uzaklaşırsanız benden bir ömür.. Acır kalbim.. Ölmez duygularım.. Bana gösterin o değerli yüzünüzü.. Körelsin gözlerim olmaz birşey..

Ellerimi ellerine koydum ve mücevheri yavaşça bıraktım. Ardından bir adım geri çekilip önünde eğildim.

Hyo: Uzaklaşmayın benden.. Körelmesin gözleriniz.. Kalbim görürse eğer acınızı.. İşte o zaman daha da acır kalbim.. Sevin beni seveyim sizi..

Başımı hafif eğdim.

Jin: Ben zaten sevmekteyim sizi.. Sızlardı kalbim sevmezsiniz diye beni..

Hyo: Hiç sevmez miyim sizi?.. Kalbim çarpardı bunca zaman sizin için.. Körüklenen bir ateş gibiydi..

Dizimin üstünden kalkıyorum ve yaklaşıyorum prensese.

Jin: Eğer izniniz varsa prenses.. Öpmek istiyorum sizi..

İki elinden tutuyorum ve ona yaklaşıyorum. İşte o anda olan oluyor sevdiceğime..

Hyo: Acıyor prensim.. Kalbim.. Acıyor..

Ve işte o an düşüyor kollarımdan..

...

Jin: HYO!

Derin nefes alarak kalktım koltuktan..

Soobin: Jin hyung. İyi misin? Nasıl oldu bilmiyorum ama ateşlendin. Hyo noona babası ile konuşuyor içeride.

Jin: O iyi mi? Birşeyi var mı onun?

Soobin: Hayır? Gayet sağlıklı duruyordu.

Elin saçlarıma gitti.

Jin: Şu kabuslar fazla olmaya başladı..