0.5

171 13 16
                                    

Anladığım kadarıyla ben de bir sorun yoktu. Ama sadece nadir insanlar hayaletleri görebiliyordu. Hyo'nun babası bir hastane de morg da çalıştığını söylemişti. Bundan dolayı beni yadırgamamıştı. Daha önce benim gibi çokça hayalet gördüğünü söylemişti. Kendisi kibar ve mantıklı bir insandı.

Hyo çok şanslıydı.

Bugün okul vardı. Ve dün akşamdan-buraya geldiğimden- beri Won şerefsizinin ayağını nasıl kaydıracağımı düşünüyordum.

İnsanların bu kadar çok ve iyi şeye sahipken onlara saygı duymaması canımı sıkıyordu.

Ben hiçbirşeye sahip değilken herşeye tutunmaya çalışıyordum. Tutunduğum ipi kesenler olmuştu. Ben ise bir daha tutunamamıştım.

Ama onlar gibi acımasız da olmayacaktım.

Jin: Min-Hyo! Hadi geç kalacaksın! 

Hyo: Geliyorum!

Min-Hyo odasından koşarak geliyordu. Tanrımtanrımtanrım.
Fazlasıyla güzel olmuştu. Beline inen açık kahverengi saçlarını açık bırakmıştı. Dizinin hafif üstünde kareli bir elbise giymişti. Ve bot. Uzun bot giymişti.

Hyo: Neden bakıyorsun?

Jin: Hiç..hiçbirşey yok..

Hyo: Tamam önden yürü.

Yutkundum ve ilerledim. Kapıdan geçtim.

Ben geçtikten sonra ise Hyo kapıyı açtı ve somurtarak;

Hyo: Hava mı atıyorsun? Kapıyı açıp çıksana.

Jin: Boşluğuma geldi işte. Söyleneceğine yürü.

...

Bir süre sonra okulun önüne gelmiştik. Bazı şeyler deneyecektim. Ruhlar bedenlere girebiliyor muydu?

Eğer olursa Won - şerefsiz olan-  altına edecekti.

Jin: Sınıfına git dersine gir.

Hyo: Benimle gel.

Jin: Sana birşey dedim Min.

Hyo: Ben de sana birşey dedim Seok.

Jin: Hyo işim var.

Hyo: Benimle mi geleceksin? Seninle mi geleyim?

Jin: Benimle gelemezsin. Won seninle de uğraşmaya başlarsa uğraşamam.

Hyo: Seok Jin rica ediyoorum~

Jin: Aish. Aego yapmayı bırak.

Hyo: Oppa~

Jin: Midemi bulandırıyorsun yapma.

Hyo: Seninle geleceğim.

Jin: Ne halin varsa gör. O piç herif seninle uğraşırsa görürsün aego yapmayı. Salak.

Okulun içine hızlı adımlarla girdim.

Hyo: Ben salak değilim!

Huh.. Tanrı aşkına bu kız beni sinirden öldürecekti. Çatlak!

Hızlıca yürürken bir bedenin içinden geçtiğimi hissetmiştim. Won ve arkadaşları. Min-Hyo'ya doğru yürüyorlardı. Kenara geçtim ve izlemeye koyuldum.

Won: Selam güzelim.

Hyo göz devirmişti.

Hyo: Ne oldu?

Won: Çok kabasın MinMin! Bak sana ne diyeceğim.

Won, Hyo'nun yanına gelmiş ve kolunu omzuna koymuştu.

Won: Bu akşam arkadaşlarla bara gideceğiz. Benimle gel. Hem belk-

Hyo: Çek kolunu.

Won: Ama lafımı bölüyorsun.

Sabır çekiyordum. Deneyecektim. İlerledim. Ve Hyo'nun bedenine girdim. Onun ruhu ayrılmıştı. Ve ruhu bana kızgınca bakıyordu.

Won'un kolunu ters çevirip o koca kıçına bir tekme geçirmiştim. Ve şuanda Hyo'nun bedenin de olduğum için onun sesiyle konuştum.

Hyo: Bir daha bana dokunursan kıçını tekmelemek yerine mezarını kazarım.

I Am A Ghost , She İs A Human/ KSJ[TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin