Fotograf Burcu'muz... Keyifli okumalar
Aradan geçen bir saatin ardından iç savaşı dayanılmaz bir hal alırken düşüncelerini başka şeylere odaklamak istiyordu. İlk başta evin her yerini turlamıştı. Bir ara boş bakışlarını pencereden dışarı yöneltti. Uzunca bir süre dalıp gitmişken çalan kapı sesi onu kendine getirdi.
Çıplak üstüne bir şeyler geçirmesi gerektiğini düşünüp önce yatak odasına girdi. Koyu gri tişörtünü üzerine geçirdi. Kapıya gelip derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı açtı.
Ezgi, tüm güzelliğiyle ona gülümserken baştan aşağı süzmeden edemedi genç kadını. Sıkı kalçalarını saran kahverengi eteğin üzerine omuzlarını açığa çıkaran hardal rengi ince bir kazak tercih etmişti. Devran kahverengi kısa botunu kıyafetlerine uyması için giydiğinden emindi.
"Hoş geldin" deyip elini içeri doğru uzatarak davetini pekiştirdi. Yanından geçip giden kadının peşinden salona geçtiklerinde aralarındaki mesafeyi koruyabilmek adına uzak bir yere oturdu.
"Hoş buldum. Naber?" Ezgi'nin dostane ses tonu onu bir parça olsun rahatlatıyordu.
"İdare eder, senden?"
"İyii. Epeydir görüşmüyoruz?"
Rahat görünmeye çalıştı. "Öyle oldu. Duymuşsundur belki..."
Ezgi, Devran'ın sözünü kesip "Nişanlandığını mı?" dedi.
Devran, kadının ani hamlesine olan şaşkınlığını yalnızca gözlerini dikerek belirtti. Başını evet anlamında salladı.
"Tebrik ederim. Kız kim?"
Umursamazca sorduğu sorunun cevabını merak ediyordu Ezgi. Ancak aman aman bir kıskançlık yoktu içinde. Neden olsundu ki? Devran onun neyi oluyordu?
"Ebru. Galip Sandıklı'nın kızı."
Bir süre gözlerini yerdeki küçük halının desenlerine dikti Ezgi. Sonra "İyi yere kapak attın anlaşılan." Deyip bacak bacak üzerine atarken kahkahasını serbest bıraktı.
Devran, kadının her zamanki doğallığına gülümseyerek karşılık verdi. Ezgi her zaman aklından geçeni söyleyen rahat biri olmuştu ve onu bu haliyle kabullenmişti.
"Nasıl demek istersen." Birbirine geçirdiği parmaklarını serbest bıraktı. Paketinden çıkardığı sigarayı dudaklarına yerleştirirken kadına alması için uzattı. Ezgi olduğundan yavaş hareketlerle önce Devran'a sonra pakete baktı birkaç saniye. İçinden bir tane çekip aldıktan sonra başını çevirdi. Devran önce kendinin, sonra Ezgi'nin sigarasını yaptı. Birkaç dakika sonra üzerlerinden yükselen duman odanın en ücra köşesine kadar süzülürken ikisi de daha rahat görünüyordu.
Bundan cesaret alan Devran "Artık görüşmemeliyiz." dedi.
Ezgi, dudaklarının arasından bıraktığı dumanın havaya karışmasına izin verdikten sonra "Neden?" dedi.
"Hoş olmaz, nişanlı bir adamla sen..."
"Daha önce sevgilin olduğunda görüşüyorduk." Karşısındaki adamı biraz kıvrandırmak istiyordu.
"Farklı şeyler..." dedi sıkıntıyla.
"Ben bir fark göremiyorum. Sevgilin de bir kadındı, nişanlında..." Parmaklarını tırnak işareti yapmak için kıvırdı. "Ebru'nun ne farkı var?" dedi.
"Bu kez ciddi, Ezgi. Sorun mu çıkaracaksın?" Çatılan kaşlarına rağmen yakışıklılığından bir şey kaybetmeyen Devran'a uzunca baktı genç kadın. Adamı bakışlarıyla tartıyor gibi bir hali vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVRAN (TAMAMLANDI)
RomanceBir şey demek için aniden arkasını dönünce kıza çarptı. Canı yanmasın diye yavaşça arkasını dönmüştü. Kasıtlı yaptığı bu hareket istediğini vermişti nihayet. Teni tenine değiyordu. Ebru'nun geri çekilmesini bekledi. Öyle bir şey olmadı. Geri çekilme...