Bölüm 9

11.2K 482 62
                                    

Parti günü gelip çatmıştı. Kıyafetlerini alıp son anda randevu ayarladığı kuaförüne giderken kendine inanamıyordu. Böyle etkinliklerden ziyade daha salaş ve eğlenceli şeyler tercih eden biri olmuştu her zaman. Sinirini aracında boşaltırken bir yandan tercih ettiği kıyafet için acaba abartmış olabilir miyim, diye de geçirdi içinden. Devran'a sormak istese de gururu el vermiyordu. O günkü tartışmalarından sonra hiç konuşmamışlardı.

Kuaförde uzunca bir bakımın ardından makyajını ve saçını yaptırmış en sonda elbisesini üzerine geçirmişti. Kolları dökümlü kırmızı elbise dizlerinde bitiyordu. Altına siyah topuklu ayakkabı ve eline parlak siyah bir çanta almıştı. Yoğun göz makyajı ve sade tonda bir rujla olduğundan daha büyük göründüğünü düşünüyordu.

Dudaklarını sarkıtırken telefonunun ekranında DEVRAN yazısını gördü. Açtıktan sonra nerede olduğunu soran adama konum atıp beklemeye koyuldu.

Yarım saat geçmeden kuaförün önüne gelen araç sesiyle telefonu çaldı. Kuafördeki kızlar merakla pencereye koşarken eşyalarını toplamaya koyuldu. Her şeyi tamam olunca işini bitirip çıktı. Aracından inmiş kendisini bekleyen Devran'a baktı.

Her zamanki takım elbiselerinden birini giymiş gibi pek bir farkı yoktu diğer gördüğü günlerden. Sadece kravatı yoktu. Saçlarını bu kez dağıtmış, düzenli bir profil çizmiyordu. Kendisine kıyasla özensiz diyebilir miydi? Evet ama bu hali onu daha doğal ve hoş kılmıştı.

Biraz önce aynada kendine bakarkenki halini gözünün önüne getirdi. Makyajı ve bu iddialı elbisesiyle umarım abartmamışımdır, diye mırıldanırken adama doğru yürüdü. Baştan aşağı süzüldüğünü hissedince, kollarını vücuduna sardı, bakmasına engel olma isteğini çok zor bastırdı. En rahat yaptığı şey, insanların onu izlerken umursamadan yoluna devam etmesiydi. Şimdi kendisine dikilmiş bir çift kahverengi göz adımlarını şaşırtmak üzereydi. Üstelik bugün olduğundan daha buğulu bakıyorlardı.

Doğuştan sürmeli gözleriyle genç kızı incelerken gördüğü bu enfes manzaranın tadını çıkarabildiği için tarifsiz bir haz duyuyordu Devran.

Almayı unuttuğu nefesi ciğerlerine doldurdu, genç kıza bir şey belli etmemek için kendini toparladı. Arkasındaki meraklı kuaför çalışanlarının ikisini izlediğini bildiğinden yanına gelen kızın yanağına küçük bir öpücük kondurdu.

Ebru bu öpücüğe gönülsüz onay verirken yüzüne küçük bir tebessüm yerleştirdi. Sessizce arabaya binerken bakışları hala onları izleyen kuaför kapısının önündeki meraklı birkaç bakıştaydı. Saçını yapan kızın Devran'a bakışları neydi öyle? Gözlerini kısıp oraya bakmaya devam ederken "Gidelim artık" dedi arabaya yeni binen adama.

Birkaç saniye içinde araba hareket etmişti. Devran'ın arabayı olduğundan hızlı sürmesini umursamadan pencereden dışarıyı izlemeye koyuldu. Ne o ne de adam konuşmuştu. Partinin olduğu mekana geldiklerinde Ebru burayı hatırladığını fark etti. İki sene önce bir arkadaşının doğum günü partisi için gelmişlerdi. Devran elini tutmak için bileklerini kavradığında sertçe elini çekti.

"Dokunma bana!" sesi kısık olmasına rağmen öfkesini çok iyi belli edebilmişti. Devran'ı beklemeden bir iki adım atmıştı. Neden bu kadar öfkeli olduğunu kendisi de anlamamıştı.

Geride kalan adam mırıltıyla "Pekala" dedi. Sanki daha çok kendiyle konuşur gibiydi.

Koca adımlarıyla genç kıza yetişmiş en azından yan yana yürümeleri gerektiğine karar vermişti. Girişte Görkem'in heyecanlı halini görünce şoka uğrayan bakışlarını arkadaşına dikti Devran. Kapıda beklemek de nereden çıkmıştı? Hangi organizasyonunda böyle bir şey yapmıştı Görkem Uskan.

DEVRAN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin