<<Hikayelerimin başka platformlar veya hesaplarda olduğunun tespit edilmesi halinde gereken işlemlerin fazlasıyla yapılacağının bilinmesini isterim. >>
Çok sevdiğim bir şarkı bırakıyorum. İyi okumalar herkese :)
Burcu
Genç kız, mor tokasından saçlarını kurtardıktan sonra eliyle saç diplerine masaj yaptı. Sonra aklından bir an bile gitmeyen sözleri düşündü.
Aptal kuzeni Kenan, bir ton laf etmiş, bağırmış çağırmıştı. Ne olduğunu anlayamadan da çekip gitmişti odasına. Salonda kendisini bir başına bırakmıştı. teyzesinin çoktan yatmış olduğuna şükrediyordu. Saatlerce nasihat verip oğluna kızardı. Kenan'ın tepkisini bir de bu şekilde çekmek istemiyordu.
Ne demişti kendisine?
"Senin Adil'le ne alakan var? Benden habersiz görüşüyor musunuz?" diye bağırmıştı. Öyle bir şey olmadığını söylediyse de Kenan'ın öfkesi kolay durulmamıştı.
Hadsiz !
Misafir odasına gidip gözlerinde biriken yaşlara engel olmadan uzandı bir süre. Ağlamamak için uğraşmıyordu ancak düşünerek olayın canını yakmasına da izin vermemeye çalışıyordu. Gözyaşları içinde uykuya teslim oldu kısa sürede.
Sabah kahvaltıya geçtiğinde Kenan yoktu. Teyzesi masaya oturmuş ancak henüz başlamamıştı.
"Kenan kalkmadı mı, teyze?" dedi temkinli bir ses tonuyla.
Hakime Hanım da hayret dolu bir ifadeyle bakıyordu yeğenine. "Erkenden çıktı. Ne olduğunu anlayamadım bile." Demiş hemen ardından "Öğreniriz nasılsa, gel otur." Diye eklemişti.
Burcu saniyeler içinde teyzesinin yanına oturmuştu. Zihnindeki soru işaretlerini bölen teyzesinin sesi oldu.
"10 gün sonra nişan olacak. Halimize bak." elindeki kataloğunın ucuna iliştirdi. "Ne vardı ailemize uygun bir kız seçseydi Devran."
Burcu, teyzesinin bu konuda kaçıncı yakınmasını dinliyordu, bilmiyordu. Açıkçası önemli değildi. Anne yarısı bildiği bu kadını elinden geldiğince teselli etmeye hazırdı. Bundan hiçbir zaman gocunmazdı.
"Öyle deme teyze. Ebru fena bir kız değil." Hakime Hanım bu sözlere gücenmiş gibi baktı.
Bunun üzerine "Tamam, aile yapılarımız çok benzemiyor ama Devran'da bize göre yaşamıyor hayatını. Onun dünyası da böyle." Dedi yumuşak ses tonuyla.
"Siz mi safsınız yoksa ben her şeyi çok mu iyi görüyorum? O ailenin ne için evlilik istediği ortada. Bizim oğlan saf değil de aldanmış kızın bir güzelliğine. Ama paranın yetmediği noktalar vardır kızım. Evlilik gemisi parayla yürümez. O kız buraya gelince çok daha iyi anlayacak bunu."
Hakime Hanım'ın sözlerindeki keskinlik müstakbel gelinine nasıl bir aileye geldiğini her bir detayına kadar göstereceğini belli ediyordu. Burcu, şimdilik seslenmiyor olsa da teyzesinin görmediği yerlerde elinden geldiğince Ebru'ya yardımcı olması gerektiğine karar verdi.
Başta kendisi de ısınamamıştı ama kötü bir kız olduğunu düşünmüyordu. Biraz ön yargılı bir kızdı Ebru, onu aşması için çabalayacak ve teyzesine rağmen birbirlerini seven iki insanın ayrılmamasını sağlayacaktı.
Öğlene kadar kahvaltı ve ardından kahve sefası yapmışlardı. Öğleden sonra ev dolup taşmış Hakime Hanım'ın üvey oğlunun eşi, torunları gelmişti. Onlarla vakit geçirmiş nişan hakkında ayarlamalar için fikir alışverişinde bulunmuşlardı. Herkes müstakbel gelinleri Ebru'yu fotoğraflardan görmüş ve çok beğenmişti. Tabi çekemeyenler sessiz kalmıştı. Hakime Hanım da bunlardan biriydi. Burcu dışında kimseye dert yanmıyor, bir şey demiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVRAN (TAMAMLANDI)
RomanceBir şey demek için aniden arkasını dönünce kıza çarptı. Canı yanmasın diye yavaşça arkasını dönmüştü. Kasıtlı yaptığı bu hareket istediğini vermişti nihayet. Teni tenine değiyordu. Ebru'nun geri çekilmesini bekledi. Öyle bir şey olmadı. Geri çekilme...