Bölüm 26

9.1K 389 121
                                    

Devran oylarınızı bekler, onu yalnız bırakmayın! ☆

Teyzesinin koşuşturmasına alık bir ifadeyle bakıyordu. Devran'ın tek başına bitiremeyeceğini bildiği halde saklama kaplarına çeşit çeşit yaptığı yemekleri yerleştiriyordu. Aynı zamanda çeyiz sandıkları damat evinden gelinin evine gönderilmek üzere salonda hazır bulunuyordu.

"Hangi birini bitirecek bunların?" diyerek çeşidin fazlalığını dile getirdi Burcu.

Hakime Hanım yemek kabının kapağını kapatıp diğerini eline aldı. "Oralarda hazır yemekten heba oldu oğulcuğum. Bak Kenan'a, Devran'dan daha kanlı canlı. Niye, çünkü ana evinde." Dedi kendinden emin bir ifadeyle.

Biraz önce Kenan'ın yarı çıplak halini gördüğü geldi aklına. Teyzesi haksız sayılmazdı. Vücudu oldukça iyiydi. Haftanın dört günü spora gitmesinin bir getirisi olmalıydı tabi. Dudak büküp teyzesine odaklandı.

"Hâlâ uyanmadılar." Kendi kendine söylediği sözleri merak barındırıyordu. Dün gece ikisinde de bir hâller vardı. Ebru odasına çekildikten sonra Devran dışarıya atmıştı kendini. Kenan'da peşinden giderken arkasından bakabildiği kadar bakmıştı. Bazen evin penceresinden dışarıyı izlerken kocasını bekleyen yeni gelinler gibi hissediyordu. Teyzesinin yanında kaldığı sürece ki pek çok kez kalıyordu, Kenan'ın eve gelişini hesap ediyordu. Geç geldiğinde nedenlerini kendi içinde sorguluyor erken gelirse dışarı çıkmaması için dua ediyordu.

Ne var ki Kenan'ın dışarı çıkmadığı gün neredeyse yoktu. Arkadaşlarının yanı sıra sevgilisinin olduğundan da emindi. Hoş, biriyle sabit kalmıyor sürekli yeni birine kayıyordu gönlü. Bazen keşke uzun ilişkisi olsa deyip hayıflanırdı. Kıskandığı kişi belli olur, belki de kabullenirdi. Ama Kenan hayatını bu şeklde yaşadığı sürece Kenan'ın yanında veya telefonunda gördüğü her kızı sevgilisi sanıp içerleniyordu. Derin bir nefes aldı.

O sırada arkasında beliren sıcaklığa dönüp bakacakken sesini işitti.

"Günaydın hanımlar." diyen sesin kulağının dibinde bitmesi irkilmesine neden oldu. Bir adım öne çıkıp arkasını döndü.

Kenan şişmiş gözlerle annesine bakıyordu. Farkında olmadan vücudunu süzdü sevdiği adamın. Oduncu gömleğin altındaki çıplak teni hayal etti elinde olmadan.

Yutkundu. "Günaydın." dedikten sonra hemen önüne döndü. Ne düşündüğünü anlamasından korkmuştu.

Hakime Hanım tüm sevecen tavrıyla oğluna "Günaydın" dedi.

"Nereye yollayacaksınız beni?"

"Tatlı almaya." Dedi Hakime Hanım.

Kenan gözünü ovalarken "Dünden kalmadı mı?" diye sordu.

"Taze olsun oğlum, onlar gidene kadar bayatlar."

Kenan başını salladıktan sonra "Tamam, gideyim o zaman ben." Dedi Burcu'nun sırtına gözlerini dikerek. Herhangi bir tepki alamayınca "Gidiyorum." Dedi tekrar.

Hakime hanım önündeki yemekten başını kaldırdı.

"Git Kenan." Dedi sabırsızca.

Kenan ortadan kaybolurken aşağıya Devran inmişti. Gözünün içindeki kırmızılıklara bakılırsa dün gece epey geç gelmişti.

"Ebru inmedi mi?" derken etrafına bakınıyordu.

Hakime Hanım gözlerini kaçırdı oğlundan. "Hayırlı sabahlar oğlum."

Devran, annesinin tepkisini görmezden geldi. "Hayırlı sabahlar Hakime Sultan." Dedikten sonra Burcu'ya göz kırptı. Salona gidip koltuklardan birine bıraktı kendine. Ebru'nun aşağı inmesini beklemeye koyuldu.

DEVRAN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin