* Dikkat. Okuyacağınız her satır benim hayal gücüme ait, gerçeklerle alakası olmayan ve olmamasını dilediğim bir kurgu. Virane, adı üstünde bir yıkım. Bu yıkımdan çiçek böcek, mutluluk saf sevgi beklemeyin. Yıkıntıyla dolu bir dram, kötü, iyi, kader, aşk, intikam. Her şey var. Peki ya siz, bu yolculukta benimle misiniz?
Cevabınız evet ise başlıyoruz, hazır olun ve okudukça kafanıza takılacak sorularınıza yanıt bulmayı bekleyin. Bu bir kurgu olsa bile, size yazdığım satırlarda karakterlerimin duygularını yaşatmaya çalışacağım. Keyifli okumalar. Oy verip yorum yaparak desteğinizi hissettirirseniz çok mutlu olurum.Bölüm Müziği: Ariana Grande- Safety net
(Müzikler medyaya yüklüdür, dinleyebilirsiniz.)
VİRANE
•••
Su.
Bir damla su.
Bu yaşam kaynağı sıvının boğazımdan geçmek bilmediği günlerde kıymetini fazlasıyla anlamıştım. Yağmur gibi ruhumu ferahlatacağına sadece kızgın bir alevcesine yakardı boğazımı. İçimi dışımı, varlığımı. Sevmezdim ben suyu , belki de annemi ve babamı benden aldığı için. Kim bilir? Belki de geceleri korkulu kabuslarımın başında daima beni boğmayı beklediği için. Suyu sevmezdim işte ama yağmur sesine aşıktım.
Çünkü yağmur annemin çok sevdiği papatyaların açmasını sağlardı üzerine açan güneş ile birlikte. Kokladığım her papatyada annemin kokusunu bulurdum, bende bu yüzden buna sebep olan her şeyi severdim. Toprağı, güneşi, papatya kokusunu.Ah, yine onları özlemiştim işte.
Dizlerimi kendime çekip içime doldurduğum derin nefesle kabından su içen patinin ürkek bakışları hızla bana döndü. Hey, ben senin korkmayacağın tek kişiyim güzel bebek. Seni bu evde gizli gizli yaşatıyor olmam benim için büyük bir suç ama seni de çok seviyorum. Yalnız olmadığımı hissettiriyorsun. Bakma öyle korkak korkak.
"Doydun mu sen?" Kucağıma alıp okşamaya başladığım an boğazından gelen o mırlama sesi tebessüm etmemi sağladı. Bu kedi gerçekten çok tatlıydı. Benim tek dostum olacaktı, onu kendi odamdan dışarı çıkarmazsam Berkay fark etmez ve sorun olmazdı. Evet evet, kesinlikle onu sokağa bırakmayacaktım. Hava soğuktu ve bu tenha alanda birkaç komşumuz bile yoktu. Şehrin dışında dağlık yerde yaşamaktan nefret ediyordum. Arkadaşım yoktu, sadece Berkay vardı ve oda bir hayaletten farksızdı. Hayvanda hiç sevmezdi. Saniyeler içinde uyuyabilen, kuş kadar beslenen bu masumiyetten neden tiksinirdi ki bir insan? Onu hiç anlayamıyordum.
Fakat Berkay genelde her şeyden tiksinirdi. Bu yüzden uzaktık şehrin kalabalığına, kendisi her an altındaki arabasıyla istediği yere gidebilirken beni terk ettiği yalnızlığın farkında olmazdı çoğu zaman. İyi numarası yapmakta oldukça iyiydim çünkü, zaten ona yeterince yük oluyordum. Birde eziyet edemezdim.
Dış kapının gümleyişi ile yerimden sıçradım. Daha saat gece yarısı olmamıştı. Yalnızlık sürem bile henüz dolmamıştı ki, eyvah. Yemek yapmamıştım. Yeni bir kavgaya merhaba demek istemiyordum. Bugün sancılı reglimin ikinci günüydü ve ağrılarım kendim dahil kimseyle uğraşamayacak kadar yoğundu.
"Ayza!" Diye öküzümsü bir haykırma duymam beynimde şimşeklerini çakıp hala kucağımda yatan patiye korkuyla bakmamı emretti. Onu görmemeliydi.
Hızla dolabımın kapağını açarak patiyi en köşedeki battaniyenin üzerine dikkatlice yatırıp yemek kaplarını ise alt boşluktan içeriye ittim. Umarım Berkay'ın aptal bağırışlarına uyanıp korkarak miyavlamazdı. Yoksa hem onun bu evde son günü hemde benim hazin sonum olurdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/199636287-288-k181998.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRANE
Teen Fiction"Çaresizliğimi görmüyor musun? Neden bırakmıyorsun beni?" Diye sordu genç kız kısık bir sesle, bedeninde kalan son gücünü bu soruyu sormak için fütursuzca harcayarak. Sessizlik öylesine derindi ki,kulaklarının sağır olduğuna inanacaktı neredeyse...