Yıldızımızı doldurmadan geçmeyelim lütfen, keyifli okumalar.
Bölüm Müziği: Ava Max- into your arms
(Müzikler medyaya yüklüdür, dinleyebilirsiniz.)
VİRANE
•••
"Bekle." Kazağımın belinden çeken ellerle aniden sendelediğimde ayaklarımdaki sızı birden artıp canımı yakmış ve dudaklarımın arasından firar eden inlemeye engel olamamıştım.
Evim karşımdaydı, ait olduğum yere sadece on saniye kadar koşabilecek mesafedeydim ve kalbim patlayacak bir bomba gibi atıyordu.
Gözlerim özlemle doluyordu, nefesim titriyordu.
İçimde defalarca öldüğüne şahit olduğum kelebekler, aldığım her solukta yaşamak için çırpınıyordu. Attığım her adımda yaşayabileceğime olan umudum artıyordu.
En kurak çölde, bir yudum suya muhtaç ruhum sanki bir denizin serabını görüyorcasına heyecanla yaşama tutunmaya çalışıyordu.
Ben, yaşamak istiyordum.
Evimin önündeydim, aylar sonra evime gelmiştim.
"Bekle dedim sümüklü böcek, heyecandan hissetmediğin acı daha sonra vuracak ayaklarına." Belimde kilitlenen eller attığım son adımın karar mercii olurken, sıcak nefesi kulağıma eğilmiş ve beni sessiz bir fısıltıyla uyarmıştı.
Ayaklarım acıyordu fakat kendimi durduramıyordum. Arabayla etrafı kolaçan ettiğimiz sırada odamın penceresinin açık olması ikimizinde beklemediği bir şeydi ve ben ne olursa olsun kendi evime girerken Aras gibi temkinli olmak zorunda hissetmiyordum.
O ise her saniye her şeyi kontrol ediyor ve dikkatli hareket ediyordu.
"Önce ben çıkacağım, her daim arkamda durmaya alış artık." Diye ufak bir serzenişte bulunup gözlerini gözlerime dikmişti. Yeri geldiğinde beni öne attığı tehlikeleri suratına çarpmamak için kendimi sıkarken şimdilik susmayı tercih ettim. Yaptığı şu iyiliğin bile sıradaki kötülüğe beni hazırlamak için olduğunu düşünüyordum. Beni evime getirdi diye yaşadığım şeyleri unutacak değildim.
Keşke unutabilseydim.
Bana bazen şefkatle baktığına yemin edebileceğim bu gözler, iflah olmaz bir günahkarın gözleriydi. İçinde kalan ufacık iyiliği bile işleyeceği yeni günahlara alet edecek bir zebaniydi.
O değişemezdi, temizlenemezdi.
Günahlardan arınmak bu kadar kolay olsa, şeytan cenneten kovulup kendini kötülüğe adar mıydı?
Bakışlarına karşılık verdiğim her saniye ruhum onunla kirleniyordu sanki, bana iyilik yaptığına inanamıyordum.
Aras birkaç saniye daha bakışma sonunda pencerenin önüne geçerek beni hafifçe uzaklaştırmış ve yerden fazla yüksek olmayan camın kenarlarından tutunarak zorlanmadan kendini yukarı çekmişti. Onu izliyordum, birkaç saniye içinde gözden kaybolmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRANE
Roman pour Adolescents"Çaresizliğimi görmüyor musun? Neden bırakmıyorsun beni?" Diye sordu genç kız kısık bir sesle, bedeninde kalan son gücünü bu soruyu sormak için fütursuzca harcayarak. Sessizlik öylesine derindi ki,kulaklarının sağır olduğuna inanacaktı neredeyse...