10

30 11 0
                                    

İhanet ve yalan insanların peşini bırakmaz. İnsanlar acı çekerek bu iki şeyi öğrenir. En sevdikleri tarafından ihanete uğradıkları zaman,kendilerine söylenilen bir yalan hayatlarını mahvettiği zaman. Her insan bu iki şeyi yaşar ve bu acıları yaşayıp hâlâ umut bağlayan insanlara "İyi insan" denir. Ben iyi değilim, iyi olmamanın yanında kötüyüm de. Babam iyi olmayan herkesin kötü olacağını bilemezsin der. İyi ve kötü olmayıp arafta yaşayan insanlar var ama ben öyle değilim. Ben kötüyüm. Babamın odasından çıkan Faruk amca ve üvey kızını görüp onlara sarılıp,onlara selam verip ikiyüzlü davrandığım için kötüyüm ben. Bir korkak olduğum için kötüyüm ben. Aylinin anne ve abisini kaybettiği gün aralarında bir kavga olmuştu sebebi ise Faruk amcanın karısını aldatıp ailesinden sakladığı gayri-meşru çocuktu. Çocugun bir suçu yoktu ama Aylin ne çocuğu ne de babasını affedemiyordu. Annesinin bu dünyadan üzülerek, ağlayarak gitmesini affedemiyordu.

Faruk: Görmeyeli çok büyümüşsün Melisciğim.

Melis: Evet, Su'da çok büyümüş. Okula gidiyor mu?

Faruk: Bu yıl 2. sınıfa geçecek. Sen ne yapıyorsun? Nasılsın?

Melis: İyiyim,her şey güzel.

Faruk: Senin adına sevindim. Hadi içeriye gir,babanı bekletme.

Melis: O zaman size iyi günler.

Faruk: İyi günler. Kendine iyi bak.

Faruk amca gittiği zaman bekleme koltuklarında oturan Kemalin yanına gittim ve konuşmaya başladım.

Melis: Babamın yanına tek gideceğim. Sen burda bekle.

Kemal: Tamam. Bekliyorum.

Derin br nefes alıp babamın odasına girdim. Masasının başına oturmuş,evrak işlerini hallediyordu.

Melis: Baba?

Murat: Hoş geldin,kızım.

Melis: Konuyu uzatmayıp hemen lafa gireceğim. Beni neden çağırdın?

Yakını görmediği için taktığı gözlüğü, yavaş yavaş çıkardı. Esneyip,çekmecesinden bir kese çıkardı. Keseyi elinde sallayarak konuşmaya başladı.

Murat: Bu kesenin içinde ne var biliyor musun, kızım?

Melis: Hayır,bilmiyorum. Ne var?

Murat: Hayatımız. Senin ve benim hayatım.

Meraklanmıştım. Bu sefer yalansız,dolansız meraklanmıştım.

Melis: Ne demeye çalışıyorsun, baba?

Kesenin içindekileri, masasının üzerine boşalttı. Bunlar benim fotoğraflarımdı ama bu fotoğrafların hepsinde Can vardı. Araba kazası ve evimin önünde kanlı Canla konuştuğum fotoğraflar. Bu neydi şimdi?

Melis: Bu ne demek şimdi?

Murat: Bu adam kim,biliyor musun?

Melis: Hayır, bilmiyorum sadece arabasına çarptığım bir adam ve adı Can.

Murat: Evet adı Can. Can Araslı. Bu soy adını tanıyor musun?

Melis: Tanıyorum. Bu soy adını herkes tanır. Senin rakip şirketin.

Murat: Evet,rakibim ama sadece bu değil aynı zamanda düşmanım ve aynı zamanda...

Melis: Aynı zamanda?

Murat: Senden bir iylik isteyeceğim, kızım.

Melis: Benden her zaman iylik istiyorsun,baba. Bu seferki ne? Bir daha bu adamla konuşmamam falan mı?

Yararsız HanımefendiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin