3

61 12 0
                                    

Kafenin otoparkına arabayı park ettim. Başımı Kemale çevirdim. Bana bakıyordu,hissiz bir bakıştı.

Melis: Bir arkadaşımın kafesine geldik. Kafeye çıktığımız zaman bu saçma olayı konuşacağız.

Bu konudan çok utanıyordum. Kendimi güçsüz ve başkalarına muhtaç olan bir kişi gibi hissettirmek istemiyordum ama daha ilk baştan bu izlenimi vermiştim sonuçta Kemali babam benim korumam olması için tutmuştu.

Kemal: Bana uyar.

Arabadan dışarıya çıktım,Kemal de hemen benim peşimden indi.Arabayı kilitledim ve anahtarı çantama attım. Nedense şuan kafeye hiç gitmek istemedim. Eve geri dönüp,yorganı üzerime çekip uyumak istedim. Bu hayatta hep böyle ikilemlere girerdim. Yürümeye devam ettim. Kafenin kapısına vardığımız zaman kapıyı Kemal açtı.

Kemal: Hanımefendiler önden.

Sinir bozucuydu.

Melis: Teşekkür ederim ama sizce de bu hanımefendi lafları eskide kalmadı mı?

Kemal: Galiba eskide kaldılar ama eskide kalmaları bu lafları bir daha asla kullanmayacağımız anlamına gelmiyor değil mi?

Gerçekten sinir bozucuydu. Bu adam garipti. Daha fazla kapı girişinde durmayıp boş bir masaya oturdum. Karşıma da Kemal oturdu. Aramızda garip bir sessizlik vardı. Bu sessizliği yanımıza gelen garson kız bozdu. Büyük ihtimalle işe yeni başlamıştı.

Garson: Hoşgeldiniz efendim. Menü alır mıydınız?

Melis: Hoşbulduk. Burda yenisin galiba?

Garson: Evet yeniyim. Buranın devamlı müşterilerinden olmalısınız.

Melis: Aylin en iyi arkadaşım sayılır. O burada mı?

Garson: Aylin?

Melis: Aylin,Berke? Buranın sahipleri.

Garson: Aa beni mazur görün. Onlarla daha hiç tanışmadım işe dün başladım.

Melis: Çok nadir gelirler zaten. Menüye gerek yok iki tane Bonbon alalım. Sana da Bonbon söyledim Kemal. Mutlaka denemelisin Aylinin kendi tarifi.

Kemal: Bana her şey uyar.

Çok naif bir insandı. Sonsuza dek onun yüzüne bakmak istiyordum. Bana neler oluyordu böyle?

Garson: Hemen hazırlatıyorum efendim.

Garson kıza hafifçe gülümsedim. Acaba Kemal ile ne zaman konuşmaya başlasam? Konuya hemen girsem garip olur mu? Neden bu kadar çok düşünüyorum ki?

Kemal: Açık konuşacağım eğer bu işte, bedenimden yararlanma şartını konuşmak için beni buraya getirdiysen istifa ederim.

Sesli bir kahkaha atmıştık. Beni rahatlatmak amacıyla böyle bir espiri yapmıştı. Komikti.

Melis: Ah lütfen, istifa etmeden önce bir düşün.

Gülmüştü. Onu güldürmek hoştu.

Melis: Babam her zaman benim üzerimde otorite kumaya çalışmıştır. Yurt dışına üniversite için gittiğimde bile peşimden adam gönderdi gerisini sen düşün.

Kemal: Ee yani?

Gıcık olmaya başlamıştı.

Melis: Yani bu üç dört hafta içinde başıma asla bir bela gelmez. Hollywood filmlerinde değiliz.

Kemal: Bana verilen görev bu. Seni korumak zorundayım. Eğer benden rahatsız oluyorsan bu işi sana belli etmeden gizli gizli de yapabilirim.

Melis: Senden asla rahatsız olmuyorum.

Ondan rahatsız değildim. Tam tersi onun varlığı garip bir şekilde beni mutlu ediyordu ama koruma falan istemiyordum.

Kemal: O zaman bu konu kapansın. Murat Bey sizi fazlasıyla önemsiyor ve haksızda değil. Evet belki Hollywood filminde değiliz ama gerçek ve kötü bir dünyadayız.

Haklıydı. Kendimi bencil ve kötü hissettim tam o sırada garson kız içecekleri getirdi.

Garson: Buyrun efendim içecekleriniz hazır.

Kemal: Teşekkür ederiz.

Garson kız ve Kemal bakışıyorlardı. Saçmaydı.

Garson: Sizi bir yerden çıkarıyorum gibi.

Kemal: Bende öyle ama galiba seni nerden çıkardığımı biliyorum. Binanıza yeni taşınan kişiyim.

Garson: Aa evet. Tanıştığıma memnun oldum,ben Aslı.

Elini uzattı ve o eli Kemal tuttu.

Kemal: Ben Kemal. Çok memnun oldum ama daireme gelip bir kek getirmeni beklerdim.

Aslı: Çok büyük saygısızlık ettim hatamı hemen telafi edeceğim.

Gülüyorlardı. Kalbimde garip bir ağrı hissettim. Sebebi yoktu kimi kandırıyorum vardı. İlk gördüğüm andan beri Kemal kalbimi gıdıklıyordu. Kemale karşı bir sevgi besliyordum ama bu sevgi arkadaşça masum bir sevgiydi diğer türlü olması imkansız olmalıydı çünkü kemali göreli üç dört saat oluyordu.

Kemal: Limonlu kek severim.

Aslı:Neyse iyi günler tekrardan görüşürüz umarım.

Kemal:Mutlaka.

İçeceğinden bir yudum aldı. Tadını beğendiği aşikardı. Ben bu adamı kesinlikle abi olarak seviyordum. Diğer türlüsü imkansızdı.

Kemal: Bu harika. Dediğin kadar vamış.

Melis: Sana demiştim tadı harikadır. İçeceğini bitirdiken sonra kalkalım mı? Eve gidip dinlenmem lazım.

Kemal: İstersen şimdi kalkalım.

Melis:Hayır, seni Bonbon içmenden mahrum bırakamam.

Güldü ve yavaş yavaş içeceğinden içti. Bu adamla iyi arkadaş olunurdu.

Yararsız HanımefendiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin