11

27 11 2
                                    

İçsel arınmanın verdiği rahatlıkla, Kemalin babamın yanında kaldığı süre boyunca uyumuştum. Uyanmamı sağlayan şey Kemalin sesiydi,gülerek uyanmam gerektiğini söylüyordu.

Melis: Neden gülüyorsun?

Kemal: Seninle ilk tanıştığımız gün de böyle uyuyordun. Galiba uykuyu çok seviyorsun?

Melis: Hep öyle denk gelmiş. Aslında çok uyumam,sabahları erken bile kalkarım.

Kemal: Belki de sabahları erken kalktığın için uykusuzluk çekiyorsundur.

Melis: Sanmıyorum. Hem bir yerde duymuştum, çok uyuyan insanlar uykusuz olduğu için çok uyumuyormuş sadece beyinleri uykuya alıştığı için çok uyuyorlarmış ve aynı zamanda sağlıklı bir insana 6 saat uyku yeterli. Ben uykusuz değilim sadece mutlu ve huzurluyum.

Bana bakıp gülümsedi sonra burnumu sıktı. Gözlerindeki bakış çok farklıydı. Bu bakışı daha önce kimsede görmemiştim. Hüznün,acımanın, güvenin ve korkunun bir arda olduğu bir bakıştı. Hislerim,kalbim,iç sesim bu bakışın sahibine sarılmak istiyordu. Hiçbir zaman dinlemediğim duygularımı bu sefer dinledim ve Kemale sarıldım. Bu sarılmanın amacını ben bile anlayamıyordum. Bana neler oluyordu, hiç bilmiyordum. Sanki beynim işlevini bırakmıştı.

Kemal: Bir sorunun mu var? Neden ağlıyorsun?

Bir dakika,ben şimdi ağlıyor muydum? Bana neler oluyordu böyle?

Melis: Ben sadece korktum.

Sarılmayı bırakıp,kendimi toparlayıp,ayağa kalktım.

Kemal: Neyden korktun?

Melis: Bilmiyorum,boşver beni. Sen babamla ne konuştun?

Kemal: Sende bunu boşver. Bu arada benim sana bir şey itiraf etmem lazım.

Kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Beni sevdiğini mi itiraf edecekti? Beni seviyor olabilir miydi?

Melis: Ne itirafı?

Kemal: Bu kadar telaş yapma. Sen zeki bir kızsın, anlamışsındır. O fotoğrafları çekip,babana gönderen bendim. Bu benim görevim ama yinede sana ihanet etmişim gibi geldi. Baban öğrendiğini söyleyince,bende sana söylemek istedim. Bana kızmadın değil mi?

Melis: Hayır, kızmadım. Neden kızayım ki? Senin işin bu, sen benim korumamsın.

Kemal: Sevindim. Şimdi eve mi
gideceğiz?

Melis: Eve gitmek istemiyorum. Ayline gideriz ama gitmeden önce bir şey diyeceğim.

Kemal: Ne diyeceksin?

Melis: Başından beri Canı tanıyor muydun?

Kemal: Tanıyordum. Bir şey söylemedim çünkü Murat Bey istemedi.

Melis: Bundan sonra Canla sahte bir ilişki kuram lazım, babam için. Buna üzülmüyor değilim.

Kemal: Neden üzülüyorsun? Canı sevmemiş miydin?

Melis: Canla bu yüzden arkadaş olmak istemezdim. Gerçek, normal insanlar gibi arkadaş olmak isterdim. Anlıyor musun?

Kemal: Anlıyorum. Mesela bende seninle bu durumda arkadaş olmak istemezdim. Bir kampüs ya da ne bileyim bir kütüphane,arkadaş olmak için iyi bir yer olabilirdi ama hayat işte. Hayat istemiyorsa olacağı olmaz.

Melis: Haklısın.

Kısa bir sessizlikten sonra Aylinin kafesine gittik. Yolda bir şey farketmiştim. Kemali seviyordum. Arkadaş olarak değil,karşı cins olarak seviyordum. Bu çok kötü olmuştu. Hayatımda,karşılıksız bir aşk acısı için yeni göz yaşları istemeye hiç niyetim yoktu. Kemal aşkını bitirmem lazımdı. Benim aşık olmamam lazımdı. Bu düşüncelere dalmış giderken Aylin beni dürterek ona bakmamı sağladı.

Yararsız HanımefendiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin