18

24 8 6
                                    

Beynimin içinde "tak tak" diye sesler çıkıyordu. Gözlerimi acıyla, yavaş yavaş açtım. Gün aymıştı ama ben pek ayılmamıştım.

Nihal: Kuzum,uyandın mı?

Sesin geldiği yöne baktım. Nihal abla,kıyafetlerimle dağılmış odamı toplamakla meşguldü. Yatakta oturur pozisyonunu alıp,esnedim.

Melis: Günaydın,Nihal abla.

Nihal: Günaydın,kuzum. Hadi,kalk da banyoya gir. Aşağı da hazırlıklar için gelenler var. Salon kıyafetlerle dolu,Aylin seçmeye başladı bile. Sana özel kıyafetler dikmişler,tam tamına 5 tane. Çok güzel olmuş. Ben de seni kaldırmaya geldim ama kaldırmadan şu odayı bir toparlayayım dedim.

Melis: İyi yapmışsın,Nihal abla. Ben bir aşağıya bakayım öyle duş alırım.

Nihal: Tamam,kuzum.

Yataktan kalkıp,aşağıya indim. Aşağısı kuaför gibi kokuyordu. Makyaj malzemelerin kokusu,parfümler ve Aylinin saçlarına çekilen fönün kokusuyla doluydu. 6 tane kadın vardı ve hepsi de birbirinden süslüydü. Ben 2 tanesini tanıyordum. Zelal ablayla,Sevda abla. İkisi de 2-3 ayda eve gelirdi. Sevda abla,saçlarıma ve cildime bakım yapardı. Zelal abla ise dolabımı yenilerdi.

Melis: Günaydın, saat kaç?

Aylin: Günaydın,papatyam. Saat 8.

Melis: Bu olaylar için çok erken değil mi?

Sevda: Şu haline bakınca geç bile, Melis.
Hemen duşa gir. Saçların için yeni kremler getirdim,onları sana vereyim.

Aylin: Hahah. Çok haklısın, Sevda abla. Şu saçlarına hiç özen göstermiyor.

Melis: Gösteriyorum bir kere sadece saçlarım fazla nazlı. Neyse,ben duşa gireyim.

Verdiği krem kutularını alıp,odamdaki banyoya girdim. Nihal abla gitmişti. Üstümdeki kıyafetleri çıkarıp,suyun altına girdiğim an, dün akşamki olayların hepsi aklıma geldi. Hoş bir gündü. Biraz da sinir bozucu bir gün. Nedense kendimi çok yalnız hissetmiştim. Hangi olaya,yalnız hissettiğimi bilemiyordum? Bilmek de istemiyordum. Hem bilip, ne yapacaktım? Bazı şeyleri bilmemek daha iyidir.

Duşumu bitirip,havluya sarıldım ve aşağıya indim. Beni hemen bir koltuğa oturtmuşlardı. Saçlarıma,yüzüme ve tırnaklarıma bakım yapmışlardı. Bu tür durumlara alışıktım. Çok fazla partide bulunmuştum. Gösterişli olup da sıkıcı olan partiler. Saat 11 civarı,Sevda ablanın bizde işi bitmişti. Sıra,Zelal abladaydı. Çok güzel elbiseler,ayakkabılar getirmişti. Her şey güzeldi ve benim tarzımdı. Seçtiğim elbise,pembe-saten ve uzun bir elbiseydi. Benim için özel yapılmıştı ve bu yüzden eski tarz elbiselere benziyordu. Eski olan her şeyi severdim. Elbisenin ortasında başlayan,pembe renkli düğmeler vardı. Bitiş yeri ise baldırlarımdaydı,düğmelerin bitişinden sonra bir yırtmaç geliyordu. Balon kolluydu,bileği dar ve düğmeliydi. Göğsümde ve göğsüme paraler sırtımda bir dekolte vardı. Bu elbisenin altına,3 bantlı,gri ve topuklu bir ayakkabı seçmiştik. Saçlarıma ise,ensemden bir topuz yapılmıştı. Topuz ne dağınık ne de sıkıydı. Güzel olmuştum. Aynaya baktığım zaman gördüğüm görüntüden hoşlanmıştım.

Zelal: Çok güzel oldun,Melisciğim. Bu elbise tam senlik olmuş. Ben diktim diye demiyorum valla.

Melis: Çok teşekkür ederim,bu elbiseye takı takmalı mı?

Zelal: Sadece yüzük tak. Diğer türlüsü, elbiseyi söndürür.

Melis: Tamam o zaman.

Zelal: Ay,Aylin. Çok güzel olmuşsun.

Aylin çok güzel olmuştu. Altın rengi, kısa bir elbise giymişti. Sırt dekoltesi vardı, etekleri kabarıktı. Üst kısmı saten bir kumaşken,etek kısmı ise tül olup,kabarıktı. Ayaklarında çok zarif, tasarım bir ayakkabı vardı. Saçları,dalgalı bir şekilde salınık bırakılmıştı.  Boynunda ise benim verdiğim, papatya kolyesi. Karşımda duran görüntü çok ama çok güzeldi.

Yararsız HanımefendiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin