Bu sefer ne olacak diye bekliyordum. Artık umut yoktu, ümit yoktu hayatımda. Her koşulda zararlı ben çıkıyordum. Yok olan, ölen taraf hep ben oluyordum. Daha az, daha az nasıl incinebilirdim!? Daha az nasıl acısız olurdu ölümüm!?
Kusura bakmayın,evet ağlıyorum. Çünkü canım yanıyor. Birisini çok seviyorum...
O da beni seviyor. Diğerini de çok seviyorum ama onun beni sevip sevmediğinden emin değilim. Ötekisi de beni seviyor, ben sevmiyorum.
Bir aşık, bir platonik ve bir başkası var.
Üçünü de önemsiyorum. Ben hepsini aynı anda nasıl severim? Sevsem, bu sevgi olur mu ki? Saçmalıyorum.
Ama sen hiç yaşamadın mı ki ya o diğeri doğru kişiyse diye sahip olduğunun değerini unutmayı. Hiç yaşamadın mı?
Ben anormal miyim, hasta mıyım?
Bak başım ağrıyor. Ciddiyim. Zorlama beni artık. Kalbimi sahibine verdim, artık başkasına ruhsuz ve kalpsiz olarak bakacağım. Böylesi daha güvenli.
Bir kemiksiz et gibi süzülüyorum. Bu hoşuma gitmiyor. Kemiklerim yumuşuyor..Hey betimleme yapmıyorum, öyle oluyor. Artık taşıyamıyor beni sanki. Boynum karnıma kadar sündü. Ellerimi kaldırmak imkansız. Belim kuyruk sokumumdwn bükülmüş duruyor. Tanrım! Bacaklarım, bacaklarım beni taşımıyor!! Yere üstüne basılmış bir b*k gibi yapışmış haldeyim.
Çok düşündüm, düşünürken öldüm. Öldükçe daha çok düşüneceğim. Bu bir döngü ve ben hep öleceğim. En sonunda, en sonunda yine öleceğim. Çünkü ben düşünüyorum. Düşüneceğim de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok Normal (!)
Dla nastolatkówBir sabah batıyor, bir gece doğuyor... En normalinden Hayat (!) Bölümler birbirinden bağımsız, kısa hikayelerdir.