25. Bölüm : YARALAR

44.5K 1.2K 595
                                    

Yaralar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaralar

Yeni başlangıçlar... Her yeni başlangıç ölümdür. Her yeni başlangıç diriliştir. Her yeni başlangıç aslında bir sondur ama insanlar bu eyleme teşebbüs etmeden bunu anlamazlardı. Anlamak mı istiyorsunuz? O zaman size yeni başlangıçımı anlatayım...

Banyodan çıkmış, saçlarımın ıslaklığını alıyordum havlu ile. Üzerime ise sadece siyah renginde ki iç çamaşırlarımı giymiştim. Evde yalnız olduğumu bildiğim için rahattım. Alihan bugün beni yemeğe çıkaracağını söylemişti. Teklife ilk önce soğuk bakmıştım ama onun ısrarları üzerine kabul etmiştim. Odaya döndüm ve dolabı açtım.

Ha söylememiş miydim? Alihan'ın yanına döneli bir gün olmuş, sanki kendi odammış gibi yerleşmiştim. Bavulumu dolaba yerleştirdim ve birkaç ay kaldığım odayı benimsemiştim.

İçimden bir ses bundan böyle her şeyin daha farklı olacağını söylüyordu bana.

Dolabımdan siyah askılı bir elbise seçmiştim. Üzerime tuttuğum da fark ettim ki elbise oldukça dardı ve dizlerimin çok azıcık üstünde bitiyordu.

Üzerime giyindiğimde arka fermuarını güç ile çekmiştim ve aynada kendime bakmıştım. Elbise cuk diye oturmuştu bana. Dar olduğu için ince ve biçimli fiziğim ortaya çıkmıştı. Dolgun göğüslerim ve kalçama kendim bile hayran kalmıştım. Kendimle fazlası ile barışıktım.

Her kadın bedenini sevmeliydi, bu çok önemliydi.

Saçlarımı taradım ve daha çabuk kuruması için fön makinesi ile kuruttum. Kabarmasın diye tekrardan taradım ve düz, hafif dalgalı saçlarımı açık bıraktım. Yüzüme varla yok arasında makyaj yaptım ve dudağıma hafif kırmızı bir ruj sürdüm. Oldukça güzel olmuştum.

Alihan için süslenmemiştim. Ama o uygun şekilde giyin deyince birazcık süslenmek istemiştim.

Hayatıma renk katmam gerekiyordu.

Telefonumu elime aldığım an ekranda bir isim belirdi. Alihan arıyordu. Elim yeşil butona gittiğinden sonra telefonu kulağıma götürdüm.

„Hazır mısın?" diye sordu.

„Hazırım. Geldin mi?"

„Beş dakikaya oradaydım. Hazırlanıp aşağı in şimdiden." dedi yumuşak bir tonda.

„Tamam." dedim sadece ve telefonu kapattım. Küçük çantamı yanıma alıp telefonumu ve parfümü de koydum çantaya. Üzerime siyah kısa bir mont aldım ve ayağıma aynı renkte olan siyah topuklular giydim.

Aynada son kez kendime baktım. Tek kelime ile nefes kesici ve sadeydim.

Siyahların kadını gibiydim tıpkı şuan.

Alihan da siyahların adamı... Birlikte güzel bir takımdık değil mi?

Odadan çıktım ve yavaşca merdivenlerden indim. Evin ışıklarını kapattım ve kapıya yöneldim. Açtım ve dişarıya adımımı attım. Alihan'da evin anahtarı olduğu için kapıyı sadece normalce kapattım. Arkamı döndüm ve beni bekleyen bir çift ela gözlerle karşılaştım.

Mahkumiyet (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin