Teslim
Günlerce duyduğum özlemin değdiğini onun kollarında anlıyordum. Özlediğim adamın kollarında ona duyduğum hasreti gideriyordum ve kendimi iyi hissediyordum. İyi hissetmeye muhtaçtım. İyi hissedebilmek için önce kötü hissetmek şarttı ve ben bu zamana kadar çok kötü hissetmiştim.
Artık iyi hissetmek istiyordum.
Sanırım bunu hak ediyordum. Hak ediyorduk.
Onun dudaklarının tadını her saniye daha çok aklıma kazırken içimdeki özlem beni kafeslemişti.
Karşı koymuyordum.
Karşı koymayacaktım.
Dudaklarıma hoyratça sahip olan dudakları geriye çekildi ve gözlerime baktı. „Eşyalarını topla."
Bi yanım delicesine onunla gitmek isterken neden bi tarafım bu düşüncemi silip atmak istiyordu? Bana ters geliyordu. Ben ona ihanet etmemişim gibi, o beni kovmamış gibi, ben kaçırılmamışım gibi, yaralanmamışım gibi tekrar yeniden başlayamazdım onunla.
Uzak da duramazdım.
Araftaydım. Ve bu sinirimi çok bozuyordu.
„Her şey rağmen gelemem seninle, Ali!" Elimi göğüsüne yasladım ve onu biraz geriye doğru ittim nazik bir şekilde. „Anla artık."
„Her şey ne lan?" dedi öfke ile.
Hala mı anlamıyordu cidden?
Beni anlamıyordu. Gerçi bende kendimi anlayamıyordum.
„Ben sana ihanet etmemişim gibi devam edemeyiz biz! Sen beni kovmamışsın gibi tekrardan o zehirli ilişkiye giremeyiz! Şimdi girdi mi o kalın kafana?" diye çıkıştım sertçe.
„Liya," Sesi hem kısık hem de tehditkârdı. „Laflarına dikkat et."
Başımı olumsuz anlamda salladım. „Yanlış bir şey söylemiyorum. Ne yaparsak yapalım biz birlikte olamıyoruz ki! Bunu sen bile değiştiremezsin."
Bana doğru bir adım attı ve tehlikeli gözlerini üzerime dikti. „Dikkat et."
„O heriften yardım istedim evet... Senden sakladım evet ve bundan zevk almadım. Oyun oynamadım, sana olan hislerim gerçekti..." Burukça gülümsedim. „Ama sen bunların bir oyun olduğunu düşünüp beni başından def ettin."
„Kes sesini." dedi sertçe sabrı kalmamış gibi. „Olacaklardan ben sorumlu olmam yoksa!"
Ruhsuzca güldüm. „Ne zaman oldun ki? Hep haklı sensin, hep güçlü olan... Karşındaki herkes haksız veya aciz değil mi? Sen böyle düşünüyorsun. Sen busun Alihan Kar-"
Bileğimi saran parmaklar ile sözümü kestim çünkü canım bir hayli yanmıştı. Ben daha ne olduğunu anlamadan o beni çekiştiriyordu. Loş ışığın hakim olduğu odama giriş yaptı ve beni sinirle yatağa doğru itti çok sert olmayan bir şekilde.
„Ne yapıyorsun?" diye söylendim bıkkınla. Kısa bir an yüzüme alaycı bir gülümseme yerleşti. Hep aynısını yapıyordu. Acilen beni susturmak için başka taktik bulması gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahkumiyet (+18)
Adventure❗️Kitap ağır cinsellik ve vahşet içerir❗️ ... "Söz verebilir misin, Liya?" "Sana söz veriyorum, seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim. Senden vazgeçtiğim gün, kendimden vazgeçtiğim gün olur ve o gün canımın bir değeri kalmaz çünkü ben seninle hayat bu...