Taehyung'u öpmek, 15 yaşındayken o kızla çıkmak gibi bir şey değildi.İlk başta, dudaklarını onun dudaklarına bastırdığında birisini öpmeye olan ilgisi dışında hiçbir şey hissetmedi.
Bu aslında çekilmeye başladığım birine duyduğum bir merak, diye düşündü Jin. Dudakları kurt adamın kapalı dudaklarına temas edip içindeki kıvılcım ateşlerken.
Taehyung'un şu anki durum hakkında ne düşündüğünü düşünmek için bile durmadı, sadece içinde parlayan bu ilgiyi bir şekilde söndürme ihtiyacı hissediyordu.
O bunlara odaklanmışken Taehyung'un dudakları kendi ısrarcı dudakları altında nazikçe açıldı. Ve bu Taehyung'un belinin etrafına sardığı bacaklarını hevesle kıvırıp ona daha sıkı tutunmasına ve ağzından düşük bir inilti bırakmasına neden olmuştu.
Nefesleri birbirine karışırken kurt adamın dişleri dolgun, alt dudağını ısırdığında vücuduna dağılıp diğer erkeğe sıçrayan ani bir şok dalgası tıpkı dudakları gibi birbirine karışmıştı.
Jin daha cesur olmak ve dilini Taehyung'un aralık dudaklarının arasından ağzının içine kaydırmak istiyordu, ama bunu gerçekten yapmayı bile düşünmeden önce onu omzundan tutup kapıya doğru itekleyen el ile zihnindeki sis dalgası savuşturulmuş ve kaybolmuştu.
Öpüşmeleri kesildiğinde Seokjin gözlerini yavaşça araladı ve Taehyung'un kenarları altın rengiyle sınırlandırılmış kırmızı gözleriyle karşılaştı. Parmakları omzunu sıkıca kavramış, bir nevi tenine kazımaya çalışıyor gibiydi.
"Ah," ve hissettiği bu orantısız baskıyla Jin sessizce sızlanmıştı. Aynı anda Taehyung'a bakarken diğer elini uzatarak omzundaki ele vurup, artık acıtma noktasına gelen baskının kalkmasını sağladı.
Yüzündeki şaşkınlıkla birlikte Taehyung'un kendisinden uzaklaşarak aralarına biraz mesafe koyduğunu izledi. Aynı şekilde normal kahverengi haline dönmeye başlayan gözlerinin yanında şekilli yüzünde dağılan bir sürü duyguyu izlerken nefes almaya bile cesaret edememişti.
Bağırsaklarında ona bir şeylerin çok yanlış gideceğini anlatmaya çalışan his gezinirken Taehyung sonunda gözlerini kendi bakışlarıyla kitleyip konuşmaya başladı.
"B-bu olanlar bir yanlış anlaşılmaydı."
Bu sözler onun beklediği her şeyi batırmıştı. Jin'in duymak isteyeceği en son şey bile değildi bunlar.
Dünyası bir anda baş aşağı dönmüş, daha az önce hissettiği mutluluk sarmalı tamamen kayıp gitmişti içinden, yaşadığı hayalkırıklığı bu denli çok olunca arkasına bile bakmadan sertçe arkasındaki kapıyı açıp bir fırtına rüzgarı çıkıp gitti kapıdan.
Oysa daha verandaya bile varmadan Taehyung onu bileğinden yakalamış ve önüne geçerek daha fazla gitmesini engellemek için ellerini göğüs hizasına kadar kaldırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
without me. ✓
Fanfiction[tamamlandı] Güney Kore'nin yeşil çay başkenti olarak bilinen Boseong ilçesi, her zaman huzurlu ve sakin bir yerdi. Yaşıtlarının çoğunun sıkıcı olmasından dolayı yakındığı ilçede Jin, endişelenmeden yaşamayı seviyordu. Ancak, dağın tepesindeki orman...