•
Taehyung duyduğu ses ve cümlelerle şaşkınlıkla yakınına gelen bedene baktı.
"Ne? Neden aniden bunu istiyorsun?"
"Artık aramızda hiçbir şekilde bir bağlantı olsun istemiyorum,"
Açık kahverengi saçlı olan bir nevi bu cümleleri tıslayarak dile getirmiş olsa da vücut dili tamamen çığlık çığlığa bağırdığını gösteriyordu.
Ama Taehyung bu fikrin neden birdenbire ortaya çıktığını merak ediyordu ve istediği cevap bu değildi. Yine de merakını göstermemeye çalışarak, tek kaşını kaldırıp ince dudaklarını aralayarak konuştu.
"Ben de bundan çok memnun değilim,"
Tamam, bu söylediği pek doğru sayılmazdı. Her ne kadar boynunu ormanda ilk kez işaretlemiş olsa da bu bağ sayesinde kasabaya girdiği zamanları hissedebiliyordu. Ya da yakın bir alandayken, özellikle Jimin ve diğer arkadaşlarının yanındayken Jin'in nasıl hissettiğini bilebiliyordu. Ve bu durum onun kontrolü elinde tutmak adına sevdiği bir şeydi.
Diğer taraftan o noktaya baskı yaptığında, güneşte gözleri iyice bal rengine dönen insanın etkilendiğini görmek hoşuna gidiyordu.
Bunu inkar edemezdi.
Boynundaki o noktaya baskı yapmasıyla kirpiklerinin çırpınması, kalbinin hızlanan atışları ve bir nevi o baskı altında eriyen bedeni alfanın hoşuna gitmiyor değildi.
Yine de tüm bunların yanında bağın kendisi açısından birçok dezavantajı da vardı.
Kesinlikle ona kontrolünü kaybettiriyordu.
Yapmak ve yapmamak arasında kaldığı şeyleri yaptırıp daha ileri gitmesine, çok daha ileri gitmesine, neden oluyordu. İnsan ırkına ve bir erkeğe göre oldukça güzel olan bedeni birkaç hafta önce kasabanın bir köşesinde nasıl duvara yasladığını hâlâ çok net bir şekilde anımsıyordu.
Kokusunu ona ilk kez bırakacakken kendi kontrolünü kaybetmesi ve daha ileriye gitmesi... Geçen hafta kaldığı odada yine uzun süre onu koklamadığı için huzursuz olan kurdunu sakinleştirmek için yanına gittiğinde yaşanılan her şey.
Taehyung ve mantıklı düşünen tarafı o anlarda daha geri planda kalıyordu. Kurdu bu bağ ve olanlar karşısında kontrolünü kaybedip; dolgun dudaklar arasından dağılarak kendi kulaklarını dolduran ince ve bir o kadar da dağınık sesler bütün mantığını devre dışı bırakıyordu.
Bir alfa olarak onu ve kurdunu bu denli huzursuz eden, kontrolünü kaybetmesine neden olan bir şeyden elbette memnun değildi.
Yine de ağzından bu cümleler çıkar çıkmaz karşıdaki bedenden kendisine taşınan, bir nevi iğne batma hissiyle dolu duygular ile şaşırmışken tepesinde dikilen Seokjin'in hareketliliğiyle kendisine geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
without me. ✓
Fiksi Penggemar[tamamlandı] Güney Kore'nin yeşil çay başkenti olarak bilinen Boseong ilçesi, her zaman huzurlu ve sakin bir yerdi. Yaşıtlarının çoğunun sıkıcı olmasından dolayı yakındığı ilçede Jin, endişelenmeden yaşamayı seviyordu. Ancak, dağın tepesindeki orman...