[tamamlandı]
Güney Kore'nin yeşil çay başkenti olarak bilinen Boseong ilçesi, her zaman huzurlu ve sakin bir yerdi. Yaşıtlarının çoğunun sıkıcı olmasından dolayı yakındığı ilçede Jin, endişelenmeden yaşamayı seviyordu.
Ancak, dağın tepesindeki orman...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bu bölümü lütfen atlamadan ve anlayarak okumaya çalışın, birçok olay bu bölümde bağlanıp çözülecek çünkü. paragrafları es geçmemeye dikkat edin.
•
"Sadece düşük bir insan olmama rağmen, gelip oynayabileceğin veya kafa karışıklığını gidermek için kullanabileceğin biri değilim." Sesi çirkin ve keskin çıkıyordu ve son kısımlarını daha sert vurgulamıştı Seokjin.
Taehyung ona şok ve hatta suçlu bir şekilde baksa bile durmamıştı. Görünen o ki, kurt adam söylediklerini sesli olarak dile getirdiğinin bile farkında değildi.
Yine de bu, söylediklerini kastetmediği anlamına gelmiyor, diye düşündü Jin. Göğsü ağrıyordu.
"Ayrıca, yaşamın için bir bağ kurup eş bulman gerekiyorsa, onlara karşı başlangıçta böyle sadakatsiz davranıp, saygı göstermiyorsan safkan bir kurt adam olmanın ne anlamı var ki?"
Geriye doğru adımlayan Taehyung'a, bu sözler birer tokat gibiydi.
"Jin, gelip pazardaki eşyaları yerleştirmeme yardım eder misin? Çok fazla yardım edilecek şey var."
Annesinin sesi onu bir anlığına titretti, ama cevap vermek için gecikmedi. "Geliyorum anne!"
Odadan çıkmak için döndü ve sadece kapıdayken durup geriye doğru baktı.
Taehyung hâlâ okunamayan bir ifadeyle ona bakıyordu. Ama önemli değildi, çünkü Jin, Jimin veya Namjoon için kaçınılmaz olmadığı sürece onu görmek istemiyordu. "Artık cidden yüzünü görmek istemiyorum."
Bu son ifadeyle birlikte kapıyı kapattı ve kendisi ile kurt adam arasında bir engel yarattı. Daha önce kalbinin bu şekilde yırtılmasına engel olmak için onunla arasına başka engeller koymadığına pişman oldu.
-
Jin, annesiyle birlikte mutfakta oldukça uzun zaman geçirdi, satın aldığı yiyecekleri düzenlemesine yardımcı olmuş, satılmadan kalanları ise tekrardan düzenlemişlerdi.
Ve bütün işi bittikten sonra yapacağı yemek için biraz et kıydı. Genelde bunu zaten kendisi yapardı ama bu sefer dikkatini dağıtan her türlü şeye ihtiyacı vardı, böylece az önce neler olduğu hakkında çok fazla düşünmeyecekti.
Doğal olarak, beyninin Taehyung'un dudaklarının görüntülerini tekrardan oynatmasına ya da cildinin o sıcak cildi altında nasıl ağır bir şekilde yükseldiğini hatırlamasını engelleyemedi!
Bu anılar aklına her sızdığında başını hızlıca iki yana sallamış, küçük parçalara ayırdığı ete kaşlarını çatmıştı.
