Kısım 5 Bölüm 1

41 5 0
                                    


Kasım, 2019

Başımı yastıktan kaldırdığımda geç kaldığımı anladım. Melek uyanmadan önce onun yanına gitmem ve orada uyumam, yeniden uyanmam gerekiyordu. Bir çocuğun yanından diğerine geçmezsem sabah hoş olmayan bir şekilde başlayabilirdi. Sinan'ı ardımda bırakıp odadan çıkarken bunun bir daha yaşanmama gerektiğini bildiğim halde bir aydır aynı sabaha uyanıyordum. Sadece bir kez olunup unutulması gereken her gece tekrarlanıp unutulma yerine sadece görmeden geliniyordu. Tek suçlunun ben olduğumun da farkındaydım. Karşı koyma yeterliliğim olsa bu şekilde olmayacağımı biliyordum. Fakat ona karşı hiçbir savunma gücüm olmadan onunla aynı evde yaşamaya başlayıp onun oyuncağı olmuştum. Sonlanması gereken yeniden ve yeniden yaşanıp bir ay geçmişti. Artık bir çözüm bulma zamanı geliyordu ama ne olacağından emin olamıyordum.

Melek'in yanına kıvrılırken onun derin bir uykuda olduğunun farkındaydım. Saatin kaçı gösterdiğini fark edip alarmıma daha bir buçuk saatten fazla zaman olmasından ötürü yine uyumanın bana yarar sağlayacağını düşündüm. Lakin alarmım ikinci defa çaldığı zaman ancak uyanabildim. Hızla bir şeyler yiyip Ayşe'ye Melek'in henüz uyanmadığını haber verip evden çıktığımda kafamda sadece rüyam vardı. Galata'nın önünde olduğumu fark ettiğimde tamamen ters istikamette olduğumu anlasam da geri dönmeye, metroya inmeye üşenip hemen kendime yeni bir yol oluştururken Karaköy'den tramvaya binmeye ve okula gitmeye karar verdim. Düşünmemeye çalışarak Komando Merdivenlerinden inerken takılıp düşmemek için kendime tutunacak bir yer bulup birkaç dakika olduğum yerde kalıp kendime gelmeye uğraş versem de bu elimden gelmedi. Tekrar yürümeye başlayıp kendimi tramvaya bir kaza ya da aptallığım olmadan binebildiğimde düşünmekten başka bir şey yapamadım.

Düşünceleri aklımdan uzaklaştırmak, rüyayı unutmak için rastgele bir şarkı açmayı seçtiğimde çıkan şarkıyla yaptığıma pişman oldum. Çocukluğumdan beri aklıma sıklıkla, beni sinir etmek istercesine takılan o şarkı çıktığında düşünmeyi tercih eder oldum. Aslında rüyam şarkı kadar rahatsız edici edildi ve uyumadan önce Sinan'la olan durumu düşünme gafletine düştüğüm için olduğuna emindim. Gitmek ile ilgili onunla kavga ederken rahatsız eden bir şey söylemişti ama bunun ne olduğunu uyandığımdan beri hatırlayamıyordum. Yine de onun söylemesinden kaçacağım bir cümle olduğundan bunun bilinçli bir unutuş olduğundan da çok fazla şüpheleniyordum. Unutmak isteyen beynim, bazı şeyleri bir alzeimir hastasında bile daha hızlı unutabiliyordu.

Sinan konusunda kafam karmakarışıktı. Okulda sadece hocam olmasına, gündüzleri, etrafta kimse varken asla birbirimize yakın olmazken her gece onun yanında olmaktan her an daha çok nefret ediyordum. Kendime engel olamayışıma, doğruyu seçemeyişime, her defada son deyip sonu getirememeden dolayı kızgınlığım gün geçtikçe artıyordu. Kendime olduğu kadar ona da kızıyordum. Bu aptallığı, deliliği tetikleyen oydu. Ya da bendim. Kâbus gördüğü için yanına gitmeyip kapımı kapatsaydım, onu görmezden gelseydim asla bu bataklığın içine çekilmeyecektim. Lakin kendime engel olma konusundaki zayıflığım o anda bir kez daha ve bu defa en kötü zamanlama ile yine kendini belli etmişti. Ondan uzak durmak, ev bulmak ve işimle uğraşmak yerine onunla aramda geçenleri saklamak adına çaba gösteriyordum Olması gerekenler yerine yasağa çekiliyordum. Sonun yine aynı olacağını bildiğim halde aptal gibi bu defa farklı olacağını umuyordum. Aptallıktan başka bir şey yapmayıp lisedeki o küçük kız gibi yine hayallerde yaşıyordum. Hatalarımdan ders almıyordum.

Lisedeyken ikinci sınıf başladığında sürekli kilo almaya başlamıştım. Onların benden uzak duracağını hayal ederek doksan kiloya kadar çıkmıştım. Kendi masallarımda, olmayacak hayallerimde yaşıyordum. Son sınıftaki bir çocuktan hoşlanıp o halimle beni seveceğine dair hayaller kuruyordum. Kendim bile görüntüye önem veren bir yüzeyselden başkası değilken birkaç ay bu aptal hayalin peşinden koşmuştum. Sonra bir günü onu kenara çekip konuşacak cesarete sahip olduğumda o benimle dalga geçmişti. Eritmem gereken yağlardan kurtulursam duruma bakacağını söyleyip kendime güvenimi yerle bir etmişti. Ona karşı hislerime karşı ise sadece 'Eyvallah' demişti. Aşkın dillendirilmediğinde güzel olacağını anlamam için güzel bir fırsat olmasına rağmen bundan dersimi almamıştım. Alaz'dan yediğim darbeden sonra bile aşka inanır, aşk isterdim. Aşkın tüm kötülükleri yok edeceğine, bir Melek Masalı yazacağına inanırdım. Ve buna inanmak için bir yol daha önüme çıkmıştı.

MELEK MASALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin